|
Orantısız şiddet ile orantısız şımartılma arasında Gezi gençliği

Hürriyet gazetesinin 9 Haziran Pazar günü "Türkiye % 100 Özgür" başlığı ile yaptığı haberde; Gezi Parkı"ndaki eyleme katılan gençler, niçin orada oldukları sorusunu cevaplıyor.

16–24 yaş grubundaki gençlerin cevaplarının sosyolojik bir tablodan ziyade psikolojik bir tablo ortaya koyduğunu düşünüyorum. Daha doğrusu herkes işin sosyolojisine bakmamız gerektiğini söylüyor; lakin bendeniz sosyoloji ile birlikte bireyin yalnızlığı ve kafasının karışıklığı meselesine odaklanmayı ihmal etmememiz gerektiğini düşünüyorum.

"Gezi Eylemi", sosyal medya üzerinden başlayan bir eylem olarak dünya basınında yer aldı. Sosyal medya hareketliliği üzerinden "Arap Baharı" ile "Türk Baharı" mukayesesi yapıldı. Bu mukayese yanlış bir mukayese. Mukayesenin olabilmesi için birbirine yakın bir ortak zaman ve mekân anlayışının olması gerekiyor. "Gezi gençliği" parkta buluşarak ortak mekân kategorisini gerçekleştirmiş olmakla birlikte, niçin orada oldukları sorunu cevaplarken ortak zamanın içinde olmadıklarını ortaya koyuyor.

Şu slogan mesela: "Kahrolsun bazı şeyler!"

Hangi şeyler?

Başbakan bizi dinlemiyor diyen gençler için 17 yaşındaki G.K"nın ifadelerine dikkat ediniz lütfen. Niçin "Gezi"de" olduğunu G.K şöyle ifade ediyor:

"İki ayyaş dediği için, Atamıza hakaret ettiği için, her şeyi yasakladığı için, Müslüman ülkede olmamıza rağmen faiz koyduğu için."

Sayın Başbakan"ın dindar gençlik idealine karşılık G.K"nın içki içenlere karışmayan, Ata"ya saygılı ( bu saygı nasıl ispat edilecekse…) faizi yasaklayan bir Başbakan ideali var. Yani!

Niçin orada olduğunu bazıları "Bu benim ilk eylemim" diye açıklarken, bazıları Türkiye"nin Başbakanı ile okul başkanı ile kurabileceği ilişkiye benzer bir iletişim halinde olmayı beklediğini ortaya koyuyor.

Otobüslerin rengini bize soranlar, ağaçları niye sormuyor diyerek düşüncelerini net ve rasyonel bir şekilde dile getirenler olduğu gibi; alıngan ev kızı ifadeleri de var: "Evde atıl bir şekilde oturmaktansa buraya geldim."

"Tüm tutuklular serbest bırakılana kadar buradayım" diyen 20 yaşındaki Hamza Başbakan"ın gelip kendisini dinlemesini bekliyor. Dinlemeden kastı isteklerinin derhal yerine getirilmesi.

Neden psikolojik diyorum: Çünkü bu çocuklar sevdiği kız kendisine hayır dediği için damdan/köprüden atlamaya kalkan gençlerin haberleri ile büyüdü. Genci ikna etmek için polisler kızı evinden almaya geldi, ailesi niçin vermedi diye o aile çarşaf çarşaf haber oldu.

Talep kültürüne dair, eleştirel mesafeye dair bilgilerinin olmamasının vebali bizim omuzlarımızadır.

Velhasıl…

"Arap Gençleri" ile "Gezi Gençliği"nin tek ortak paydası, dünya medyasının ilgisi. Bu ilgi orantısız bir ilgiye dönüşmüş durumda, dolayısıyla imaj yönetimi için geç kalındı.

Bir müddet "Dünyanın ilgisi"nin bizim birbirimizi anlamamız için tekinsiz bir ilgiye dönüşebileceği gerçeğini kabul ederek, fikrimizi yormaya çalışalım.

Fikrimizi yormak dedim… Çünkü sahnede bir fil var evet, ama filin tamamı sahneye sığmıyor. Hal böyle olduğu halde başka ayakları ve başka başları filin başı ve filin ayağı olarak tasvir ettiğini fark etmeyen uzmanlardan geçilmiyor ortalık.

Uzmanlar kahve falı bakan Naciye Teyze bilmişliğinde iş tutuyor.

Çünkü "uzman"lar toplumu anlamak yerine, kendine yakın bulduğu kesimler için güzelleme yazıyor. Yarım kalmış gençlik hülyalarını "Gezi Gençliği"ne ihale ederek tamamlamaya çalışıyor.

Diğer taraftan muhafazakârlar, dünya medyasında "Arap Baharı" ile "Gezi Gençliği"nin bir arada anılıyor olmasından çok rahatsız. "Dünyaya rezil olduk/El alem şimdi bize ne der" tedirginliği ile sağlıklı düşünemiyorlar.

Sağlıklı düşünce için Sayın Başbakanımız"ın mitingleri ertelemesi gerektiğini düşünüyorum…

"Gezi" sahnesini bizi ayıran nehir olarak değil, duygularımızı birbirimize tercüme edeceğimiz bir alan olarak görelim.

Y kuşağını anlamaya çalışalım evet! Ama "güzellemeler"in anlamanın önündeki en büyük engel olduğu gerçeğini ihmal etmeden.

"Gezi gençliği" orantısız şiddet ile orantısız şımartılma arasında yorgun ve yaralı bir kuşak olarak tarihe geçecek…

11 yıl önce
Orantısız şiddet ile orantısız şımartılma arasında Gezi gençliği
Emenike’yi kim vurdurdu…
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü