|
Yerli baktı, yabancı kazandı!

Son günlerde Türkiye"nin siyasi cephesinde Suriye kaynaklı yaşanan gerilime zıt yönde piyasalarda bayram havası esiyor.

Özellikle borsa cephesinde yaşanan olumlu performans dikkat çekici boyutlara ulaşmış durumda.

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB), 70 binli seviyeleri aşarken, bu satırların yazıldığı saatlerde tarihi zirvesi olan 71 bin 746 puanı aşmasına sadece bin puan kalmıştı.

Son dönemdeki performansı dünya borsalarına göre, göreceli olarak daha yüksek olan İMKB"de yükselişi yine bankacılık sektörüne gelen ve devam eden alım dalgası başlattı.

Önceki yükselişlerde olduğu gibi, tarihi zirveye yaklaşıldığı bu yükselişte de mali sektör hisseleri sert bir şekilde yükselirken, diğer birçok hisse senedi bu yükselişe değer bir prim yapmadı.

Borsada yine "genele yayılmayan" bir yükselişle karşı karşıyayız.

Üstelik son yükselişte borsadaki işlem hacminin önceki yükselişlere göre daha cılız kaldığını da belirtelim.

Yükselişin nedenlerine gelince;

Avrupa"nın ardından ABD Merkez Bankası"ndan da yeni bir parasal genişleme gelmesi ve bununla birlikte dünyada düşük faiz ortamının "zorunlu olarak" bir süre daha devam edeceğinin anlaşılması, gelişmekte olan ülkelerin yıldızının yeniden parlamasına neden oldu.

Halen hikâyesi olan bir ekonomiye ve piyasaya sahip olan Türkiye için bu tabloya son günlerde "Suriye riskine" rağmen, bir de "yatırım yapılabilir" seviyesinde bir not artırım beklentisi de eklenince; borsa tarihi zirve seviyelerine yaklaşmış oldu.

Piyasanın not artırım beklentisine girmesinde, kredi derecelendirme kurumlarının ve IMF gibi uluslararası kurumların son dönemde ardı ardına yaptığı olumlu açıklamalar etkili oldu.

Derecelendirme kurumlarının paradoksu

Ben bu kurumların açıklamalarında ve not artırımı için bize göz kırpmalarında "paradoksal bir durum" olduğunu düşünmekteyim...

Kabul etmek lazım; Türkiye, Kıbrıs Barış Harekâtı"ndan sonra savaşa hiç bu kadar yakın olmamıştı.

Yani eğer politik bir riskten bahsetmemiz gerekiyorsa; Türkiye, bu kurumların açıklamalarını yaptığı anlarda en riskli günlerini yaşamaktaydı...

Bu kurumlar daha düne kadar, sürekli Türkiye"de siyasal bir risk olduğuna dair vurgular yapmaktaydılar ve bu riskin de ülke notu üzerinde etkili olduğunu iddia etmekteydiler.

Hâlbuki oldukça enteresan bir şekilde; Suriye tansiyonunun tavan yaptığı günlerde ise bu "politik riske" hiç değinmediler bile!

Oysa bu kurumlardan biri (Suriye ile işler rutin devam ederken) daha birkaç hafta önce yayımladığı bir raporda, olası bir Suriye riskinin Türkiye"yi olumsuz etkileyeceğini belirtmişti...

Yerli baktı, yabancı kazandı

Velhasıl, kısa bir süre içerisinde Türkiye"nin ülke notu "yatırım yapılabilir" seviyeye yükseltilecek mi? bilemiyorum...

Piyasa beklentisi ve fiyatlaması bu yönde...

Bildiğim: bu yükselişten yine yükselişi başlatan yabancı yatırımcılar kazançlı çıktı.

Çünkü Türkiye piyasalarının büyük çoğunluğu yabancıların elinde...

Eylül sonu itibariyle yabancıların Türkiye"deki finansal varlıkları toplamı 133 milyar doları aşarak rekor seviyeye yükselmiş durumda. Bu rakamın 65 milyar doları hisse senedinde, 52 milyar doları kamu borçlanma kâğıtlarında, 17 milyar doları da mevduatta tutuluyor.

Son olarak; borsadaki yükseliş yine lokomotif senetler öncülüğünde devam edebilir.

Çünkü hikâye halen devam ediyor...

Hatta bu satırları yazdığım saatlerde, piyasalarda kredi derecelendirme kuruluşu Fitch"in, Türkiye''nin kredi notuna ilişkin değerlendirmesini 5-7 Kasım arasında yapabileceğine dair dedikodular kol geziyordu.

Eğer siz de, borsanın yükselişine bakıp seyirci kalanlardansanız, bu saatten sonra yeni bir hamle için, bir kez daha düşünün.

Bir not artırımı gelse bile; piyasalarda teknik bir düzeltme olabileceğini unutmayın...

12 yıl önce
Yerli baktı, yabancı kazandı!
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle