|
Kapının dışında bir kuru deniz

Uzmanlar diyor ki, hayatın köşesine bucağına bir kap su koyun, ve ara sıra yeniden doldurmayı da unutmayın, niye, çünkü sokaktaki canlılar susuz, niye, çünkü hayat artık kendini sürdüremiyor, sebebi ne, önce insanın arızalanması, sonra arızalı insanın dünyayı da arızalandırması, varlığı kemirmesi, asırlardır tık demeden işleyen hayat makinesini bozması, peki ne olacak, ya bütün varlığın sahibi ilahi bir müdahaleyle düzene yeniden “ol” diyecek, ya da bırakacak, layığımızı bulacağız, neyi bozduğumuzu, neye cüret ettiğimizi, kendimizi ne sandığımızı iyi bir anlayacağız, uzmanların da ayağı suya erecek, merhametsizlikten susuz kalmış bir hayata merhamet çağrısı yapmanın beyhudeliğini farkedecekler, uzmanlar, uzmanlıkları gereği öyle kolay bunalıma girmezler, ama yakın zamanda uzmanlar da bunalıma girecekler, çünkü bozulan çamaşır makinesi değil, tıraş makinesi değil, fotoğraf makinesi bile değil, hayat makinesi, bozulan hayat makinesi, yani kapı dibinde servisi yok, garantisi yok, yenisiyle değiştirme opsiyonu yok, stepnesi yok, bozanların eliyle düzeltilemiyor, kendi halinde kalırsa bir tek şeye dönüşüyor, ölüme, sokak canlılarını mahkum ettiğimiz şeye, ölüme, en çıplak haliyle ölüme, hayatı bozanlara fazlasıyla yakışan ölüme, çok sevmesek de kulak vermek lazım bu uzmanlara, hayat hakkında kötü haberler veriyorlar, yine işin özünde değiller, yine tafsilatla uğraşıyorlar, yine sebebi geçip sonuca kilitleniyorlar ama olsun, kendilerinin bile çok farkında olmadıkları şiddette alarm veriyorlar, sokaklara sokak canlıları için su bırakın diyorlar, buna sokak insanları dahil mi, o konuya da hiç girmiyorlar, sokaklardan hayat çekiliyor demek onların bu söyledikleri, peki evlerde hayat, evlerde hayat var mı, şimdilik su var, ama hayat, bir sürü soru işareti, birkaç ünlem, evlerde hayat var mı, eski evlerin mimarisinde bile vardı, oda gibi, salon gibi, mutfak gibi bir parçası evin, hayat, öyle denirdi, neden evlerin içinde hayat diye bir yer, bir parça, bir kısım vardı, düşünelim mi bunu, zor ama, sıkılırız şimdi bu sıcakta, düşünmek zihnimizin terlemesi gibi bir şey artık, bir ağırlık, bir rahatsızlık, az sonrasında insanı üşütecek bir soğuma, yeni insan mimarisinin aldığı bir tedbir, neye karşı, yeni insan olmaya direnen şeylere karşı, ne mesela, düşünmek mesela, dert etmek, endişelenmek, sızlayan bir vicdan mesela, kapı önlerine bir kap su, merhamet, hayatla aramıza ördüğümüz o yüksek duvarın yıkılması, kendimizle aramıza ördüğümüz öteki duvarın da, ama uzmanlar hayat zor durumda diyor, sakın kapının dışındakini unutmayın, ya kapının içi, bugünün mimarisinde hayat diye bir yer yok, hayat diye bir şey yok, balkonlar bile sadece duvarlara bakıyor, bakışlar bile duvarlara çarpıyor, kapı önlerine, hayatın köşe bucağına bir kap su, uzmanlar bunu istiyor, kimden, kimden istiyor, suyun başında bir merhamet mi var, kapının içinde bir merhamet mi var, evlerin dört duvarı merhametin mi yuvası, öyle olsa, birileri, bir şeyler, hayat sahipleri, neden sokakta kalsın, neden bir başlarına, önce karanlığa, sonra soğuğa, en son da susuzluğa, ama biz, ama ben, ama hepimiz, karanlıkta ve soğukta ve susuz, değil miyiz, değil misin, değil miyim, hayatsız, bir kap su, nerede, kimin cebinde merhamet, uzmanlar biliyor mu, kimin cebinde sağanaklar, kimin cebinde bir avuç deniz...

17 yıl önce
Kapının dışında bir kuru deniz
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle