Ne hikmetse suikastı
üzerinden
mal etmeye çalışanların başında
Geçtiğimiz hafta suikastçının ablası ile
bir röportajı manşetine çeken gazete, ablanın ağızından
dedi.
Ve suikastçıdaki değişimi “devlet”in eline düşmekle izaha kalkıştı!
Aynı
Yani “Devletin okulunda radikal eğilimlere yönelen suikastçımız” (!) denize girmeyi uygun bulmazken
Birbiriyle çelişkili bu iki iddia da Doğan'ın amiral gemisine ait!
Doğan'ın amiral gemisi, FETÖ'cü suikastçıyı radikal terör örgütleriyle ilintili göstermek için olmadık numaralar çekti. Sonun da
manşetini atarak
Manşet haberle suikastçının ablasının dilinden FETÖ'yü akladı. Spotlarda FETÖ ile ilgili iddiaların hiçbirine yer vermedi. FETÖ bahsini hiç açmadı.
Dün aynı
…
FETÖ'cü olduğu için değil “Devletin okulunda okuduğu için değiştiğini” öne sürdükleri
Bir hafta sonra kendi gazetesinin manşetini yalanlayan bir yazı:
Şaşırdık mı?
Hayır!
Zira bir süre önce neredeyse tıpa tıp aynı senaryo bu kez
Hatırlıyor musunuz Doğan'ın amiral gemisi
manşetiyle çıkmıştı.
olduğu öne sürülen kaçak FETÖ'cü yüzü gizlenerek Brooklyn Köprüsü'nün altında acar muhabire(!) röportaj vermişti.
maksadıyla yapıldığı anlaşılan röportajdan sonra,
Bana kalırsa, önemli bir yöneticisi FETÖ'den tutuklanan…
…
En son büyükelçi
Vergi cezası ve o süreci hatırlatıp yine “benim istediğim yöne bakın” demeye çalışan Doğan'ın amiral gemisi, “
ve sürekli yalpalıyor.
Ne dersiniz?
Meclis'te kurulan
ön raporunu yazmış. Raporun içeriğini sorgulayacak değilim. Lakin komisyonun kurulduğu günden bu yana havanda su dövdüğünü söylemek isterim.
Zira “gereksiz mevzulara” dalıp, konuyu dallandırıp budaklandırdı. Sonra da konunun muhataplarına “yazılı soru” sorup cevaplarını almadan taslak rapor yazdı.
Darbeyi Araştırma Komisyonu'nun geldiği nokta budur.
Bir de aklımdan hiç çıkmayan bir mevzu var:
Daha net söyleyeyim: FETÖ terör örgütünün geçmişten bugüne kadar nasıl bir faaliyet yürüttüğü, kimlerle direkt ya da endirekt ilişki geliştirdiği mi komisyonun konusuydu; yoksa, 15 Temmuz günü ve gecesinde FETÖ'cülerin giriştiği kanlı darbe mi?
Açıkçası, komisyonda yakından tanıdığım birkaç isim de var, onların iyi niyetlerine de inanmak istiyorum.
Lakin, iyi niyetli yaklaşımım komisyon ipe un sermiştir!
Suizan ile baktığımdaysa konu bağlamından kopartılarak birçok gereksiz tartışmanın başlatılmasına, konunun bağlamından kopartılmasına neden olunmuştur.
Yanılmayı çok isterim.
Bugün “Bataklıktan 8/10 yılda çıkarız.
diyenlerin babaları, dedeleri
Ve o zaman ne beka sorunumuz, ne sınır ihlalimiz, ne de sınırlarımızın içine akıtılmak istenen terör belası vardı!
“El Bab'da ne işim var” sorusu üzerinden toplumsal dokumuzda çatlak oluşturmaya çalışanlar, Suriye konusunda inisiyatif alan, masadaki yerini sağlamlaştıran ve çözüm için adım adım yol kat edenlere destek olmayı neden denemez?
Suriye ve terör meselesi iç siyasette polemik konusu olmaktan çıkmalıdır. Ana muhalefet başta olmak üzere tüm siyasi partilerin bu konuda daha yapıcı olmasını beklemek hakkımızdır.