Ve şayet Ömer Halisdemir, Semih Terzi'yi vurmasaydı 16 Temmuz sabahı 241 şehidimizin çok üzerinde şehidimiz olacaktı.
günü akşam saatlerinde
önünde Ömer Halisdemir'in
bir yiğit daha çıktı ortaya:
Adliyeyi kana bulamaya kalkışan PKK teröristlerini fark edince silahını çekti, tereddüt etmeden son mermisine kadar çarpıştı… Teröristin birini öldürdü…
Ve şayet Fethi Sekin, teröristi vurmasaydı Perşembe akşamı İzmir Adliyesi'nin önünde çok fazla şehidimiz olacaktı.
ağabeyden Mithat Paşa'ya atfen duyduğum sözü nakledeyim.
Şehitlerimizin cümlesine rahmet ile…
önündeki katliamı canıyla önleyen polis memuru
'in adamlığına ilişkin bir sosyal medya paylaşımı var elimde. Çatışmanın yaşandığı saatlerden hemen sonra muhabir kardeşim Ensar göndermişti.
Aynen yayınlıyorum…
“Tercümanlık yaptığım için sık sık gidiyorum İzmir Adliyesi'ne. Bir kaç hafta önce bir duruşmaya katılmak zorundaydım. Duruşma saatine az kalıyordu arabayı park edecek yer bulamadım resmi araçların olduğu yere doğru yaklaştım bir polis arabası ve yanında bir polis memuru duruyordu, duruşmaya geç kalıyordum. Camı açtım ve polis memuruna dedim ki, 'Abi ben emniyetin tercümanıyım hiç bir yerde yer bulamadım arabayı park etmek için, evde bebek bıraktım acil duruşmaya katılıp eve dönmem lazım bana yardımcı ola bilir misiniz?' Polis memuru polis arabasını çekti ve 'Kardeşim buraya park ede bilirsiniz' dedi. Tamam dedim. Gittim duruşma bitti, çıkışta polis abiye yaklaştım teşekkür ettim, bana “Kardeşim arabanın camında kağıt var onu kendin kaldırırsın.' Arabaya yaklaştım kağıdı elime aldım geri ona doğru gittim, 'Abi' dedim 'ceza olmasın bu?' 'Yok' dedi 'Ceza yazmasınlar diye koydum. Ceza gelirse kardeşim ben hep buradayım merak etmeyin.'
Arabaya geldim kağıdı arabaya bıraktım. Akşam Taner (eşi) gelince anlattım dedim 'yardım ettiler ama böyle bişey var' o da 'atma hatıra kalsın' dedi.
Bugün patlamada bir trafik polisinin şehit olduğunu duydum bir anda aklıma o polis abi geldi nedense, sonra 'yok'dedim kendi kendime.
Sosyal medyada resmini görünce Taner'i aradım kağıt arabada duruyordu çünkü, 'Bi bakar mısın' dedim polis memurunun adına ve bir kaç dakika sonra Taner bana kağıdın resmini yollayarak 'Evet' şehit olan Fethi Sekin' dedi.
İyilikler hiç bir zaman unutulmuyor Türk halkının gururu.
Allah Rahmet eylesin sana abi...”
Kıbrıs müzakereleri için gün sayılıyor. Cenevre'de taraflar oturup Kıbrıs'ın kaderini belirleyeceklermiş. Tam da bu aşamada birkaç söz söylemek gerekir.
* Kendi içlerindeki birliği bile koruyamayanlar (İngiltere'nin AB'den ayrılma kararı gibi) Kıbrıs'ta tek devlet fikrini dayatmak istiyorlar. Tek devlet fikri Kıbrıslı Rumları AB'ye alıp Kıbrıs'ın tamamını temsil ediyormuş gibi muamele göstermelerinden de anlaşılacağı üzere Türklerin hakkını hiçe saymaktır.
* “Güneyimizde terör koridorunu destekleyenler… PYD/YPG terör örgütünü muhatap alanlar… Suriye'yi, Irak'ı parça parça etmek isteyenler neden Kıbrıs'ta tek bir devleti dayatmaktadır?” sorusu sahici bir sorudur ve cevabı bilinmektedir. Çünkü, Kıbrıs'taki halktan çok Kıbrıs'ın kendisi onlar için bir değerdir!
* Kıbrıs 1974'te fiilen ikiye bölünmüştür. 1983'ten bu yana Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) vardır. KKTC ya bağımsız bir devlet olarak yaşamalıdır. Ya da Türkiye garantör ülke olarak “ilhak”ı düşünmelidir.
* Kıbrıs Doğu Akdeniz'deki her hangi bir ada değildir. Doğu Akdeniz'in kilit taşıdır. Nasıl ki Türkiye'nin savunması, batıda Bosna'dan, Makedonya'dan başlarsa… Nasıl ki güneyde Halep'ten, Telafer'den başlarsa, Güney Batı'da da Kıbrıs'tan başlar.
* Türkiye Kıbrıs'taki haklarından vaz geçemez.
'un cürüm işlemek maksadıyla “itirafçı” olduğunu iki kez yazmıştım bu sütunda.
Poker suratlılar üzerinden FETÖ davalarının iddianamelerinin oluşturulamayacağını diğer delillere de mutlaka bakılması gerektiğini ısrarla vurgulamıştım.
Yazdıklarımın karşılık bulmamasından endişe duyduğumu da belirtmiştim. Sesim nereye ulaşmıştı? Kim duymuştu? Bilmiyordum.
Ama
diyerek başladığı
na, sonra
diyerek sürdürdü.
Sağ olsun Ahmet Kekeç geçen gün bana da atıf yaparak İbrahim Okur'un yasaların arkasına sığınarak çektiği son operasyonu deşifre etti. Nedim Şener ve Ahmet Şık'ın Ergenekon davaları sürecinde tutuklanmaları meselesini birinci ağızdan yazdı.
Eğer Ahmet Kekeç yazmamış olsaydı,
Açıkçası, FETÖ'cülerin hiçbir sözüne itibar edilmemesi gerektiğini düşünenlerdenim. Hele “etkinlik pişmanlıktan yararlanmak için itirafçı oldum” diyerek ortaya atılanların.
Çünkü sıradan bizlerin bile bildiği meseleleri bile “mahrem bilgi”ymiş gibi pazarladıklarını gördükçe.
Unutmayın ki daha dün yayınlanan Kanun Hükmündeki Kararnameler ile devlet içindeki binlerce FETÖ'cü tasfiye edildi. Kim bilir bu alçakların daha ne kadarı sağımızda solumuzda.
Kılı kırk yararak, FETÖ ile mücadeleye devam. Onların tüm yönlendirmelerini, operasyonları görerek…