|
Hüzün sindi her yerimize
1986 yılında üniversiteye başladığım yıl tek tük olan kitaplarımı bir kitaplıkta toplamayı düşünmüş bir de kaşe yaptırmıştım. Kaşede
“Hüzün Kitaplığı”
yazıyordu.


Her bir kitabımın ilk sayfasına

“Hüzün Kitaplığı”

kaşesini basıyordum, sonra numara veriyordum.



“Neden hüzün” diye sorarsanız, o yıllarda başörtüsü yasağı başlamıştı.



Okuldaki birkaç başörtülü arkadaşımızın kapılardaki o hüzünlü hali, toy bir üniversite öğrencisi olarak beni fazlasıyla etkilemişti.



O günlerin üzerinden 30 yıl geçti. Köprünün altından çok sular aktı. Ve fakat benim kitaplığımın ismi

hala Hüzün Kitaplığı

.



Çünkü 30 yıl önce de hüzünlüydük bugün de hüzünlüyüz.



Bu toprakların kaderi midir, yâ Rabbim?



Hüzün hep kapımızın dibindedir. Evimizin içindedir. Ocağımızın ortasındadır.



Evimizin içini yangın yerine çevirmek için FETÖ'yü, PKK'yı, DHKP-C'yi bilmem kaç tane daha terör örgütünü harekete geçirdiler. Sivilleri, askerleri, polisleri şehit ettiler. Şehirlerimizi tehdit edip, huzurumuzu bozdular.



Evimizin hemen dışında; güneyimizdeki komşularımızı paramparça ettiler. Gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimizi çoluk çocuk, kadın yaşlı demeden hunharca katlettiler.



Uzak diyarlarda nice mazlumların kanına girdiler.



Müslümanları Müslümanlarla savaştırıp kan kokan şehirler oluşturdular.


Hüzün içimize, dışımıza, etrafımıza sıvandıkça sıvandı.



Hüzün sindi ruhlarımıza. Hüzün sıvandı bedenlerimiz. Hüzün doldu iklimimiz.


Taşeron kullanıyorlar. Bilmem ne örgütünü yeniden diriltiyorlar. Diğer bir örgütü yeniden içimize yönlendiriyorlar. Öbür bir tanesine “tanksavarlar”, “uçaksavarlar” verip tahkim ediyorlar. Başka başkalarını mezhep ekseninde bileyliyorlar.



Bunu yaparken de sürekli “müttefiklik”, “dostluk”, “stratejik ortaklık” deyip duruyorlar.



Bir şey daha yapıyorlar, taşeronları dolaylı yollardan güdülüyorlardı artık açıktan açığa bunu yapıyorlar.



Bize hüzün zerk ediyorlar!


Hüzün kitaplığının rafları, yakın tarihin hüzün dolu anılarıyla dolup taşıyor.


“Milli seferberlik” çağrısı aleni saldırı altında olduğumuzun göstergesidir

İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan

açıkladı.

Beşiktaş'taki bombalı saldırıda kullanılan bomba “fabrikasyon” çıktı.


Yani,

bir profesyonel silah fabrikasında imal edildi. Profesyonellerce araca monte edildi. Ve PKK terör örgütü militanlarınca patlatıldı.


Bu bilgi üzerine şu bilgileri de hatırlamamız gerekir:



Doğu ve Güneydoğu'da

PKK terör örgütü Temmuz 2015 tarihinde “hendekler”

kazarak yeni bir çatışma tekniğine yönelmişti. O dönemde

sadece hendek kazmadılar, sokakları, evleri, evlerin mutfaklarını, salonlarını, yatak odalarını da “el yapımı patlayıcı”larla (EYP) doldurdular

. O günlerde görüştüğüm bir bomba imha uzmanı

, “Kesinlikle bu bombalar öyle birkaç ay eğitim görmüş teröristlerin yapabileceği düzenekler değil”

demişti.



Yani,

çok daha profesyonel elemanlar tarafından imal edilip yerleştiriliyordu EYP'ler.


Hem

İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan'

ın verdiği bilgiler hem geçen yıl Doğu ve Güneydoğu illerimizde yaşadığımız hadisedeki kullanılan düzenekler bize bir şey söylüyor.



Bombalı araçları patlatanlar belki PKK terör örgütünün elemanları olabilir. Lakin o bombaları hazırlayanlar ve o düzenekleri kuranlar terör örgütünün pespaye militanları değil. Bilakis çok daha profesyonel çok daha donanımlı, askeri bilgiye ve eğitime sahip elemanlar.


Peki bunlar kimler?



Yine o hendeklerin kazıldığı günlerde bir takım haberler okumuştuk hatırlayın:

Keskin nişancı yabancı uyruklu teröristlerden söz ediliyordu o haberlerde.


Yine hatırlayın:

PKK'nın Suriye kolu PYD'yi korumak için hangi ülke Akçakale'nin karşısındaki kasabaya bayrak çekmişti?


Yine hatırlayın:

PYD'liler hangi ülkenin bayrağını omuzlarına takmıştı?


Ve en son yine hatırlayın:

PYD'lilere ağır silah veren, onları “kara gücü” gören ve birçok uzman askerini onların eğitimine sunan hangi ülke?


Olağan şüpheli Amerika'dır!


Ve Amerika, iki terör örgütünü koruyup gözetmektedir.



Biri “devleti ele geçirmek üzereyken enselenen” FETÖ.


Diğeri, “devletle yıllardır savaşan” PKK!


Bakalım, NATO müttefikimiz Beşiktaş saldırısında kullanılan bombanın “fabrikasyon” olduğunu söylediğimizde nasıl bir tepki verecek?



İzleyip göreceğiz.



Ama öncesinde,

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, “milli seferberlik” ilan etmişse. Saldırının artık alenileştiğini bilerek hareket edeceğimiz kayıtlara geçsin isterim.

#Hüzün Kitaplığı
#FETÖ
#Milli seferberlik
#PKK
7 yıl önce
Hüzün sindi her yerimize
Bahçeli siyasi iletişim dersi veriyor…
Yakın görüşün kaybı
Ukbe b. Nâfi’nin cehdi
İğne ve çuvaldız…
İhracatta Türkiye