Neden mi?
Çünkü
Biliyorsunuz son CHP Grup Toplantısı'nda stadyumlardaki kale arkası tribünlerinde bile az rastlanır türden seviyesizlik yaşandı.
Milletvekillerine, salonu dolduran CHP'lilere önayak olan birkaç isim vardı. O isimlerin ortak özelliği sadece “küfürbaz” olmaları değilmiş. Meğerse
O
na CHP milletvekilleri de tempo tutarak katılırken
Bu işin elbette bir hukuki boyutu olacak. Ama öbür tarafta bir de ahlaki boyutu var.
. (Zaten ahlaksız bir kaset maharetiyle koltuğa oturandan ne beklenirdi ki…)
Kılıçdaroğlu'nun davetlisi olarak grup toplantısına katılanların tempo tutarak ettikleri küfürlerse CHP'nin, CHP seçmeninin nereye evrildiğinin göstergesi.
Siyaset üretemeyen, siyasal rakibini alternatif siyaset üreterek alt edemeyen Kılıçdaroğlu daha önce defalarca ağzını bozmuştu. Bugünse artık Kılıçdaroğlu'nun dili, CHP'nin tabanına yayılmış görünüyor.
Yazık…
Bu yüzden Kılıçdoroğlu'na “Bana misafirini söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim” diyorum.
hadisesi meydana geldiğinde raporlar yazan… Kamuoyu oluşturan… Devleti katil ilan eden… Kürtlerin devlete olan aidiyet duygusunu yok etmek için her türlü
u kaşıyan kesimler,
Çünkü Kürtlerin en büyük katili PKK'nın hamileri sosyal iktidarı hala ellerinde tutmaktadır.
PKK sevicileri ve PKK hamileri, Dürümlü'de 15 ton patlayıcı yüklü aracı havaya uçurarak 16 köylüyü katledenlere bir çift söz söylemedikleri gibi, sanki o hadise hiç yaşanmamış gibi davranıyor.
Başbakan Binali Yıldırım'ın genel başkan olarak isminin açıklanmasından saatler sonra ilk ziyaretini Diyarbakır Dürümlü'ye yapmasının önemi büyüktü.
Ve şimdi yarın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Yıldırım'ın yine Dürümlü'ye gidecek.
Mesel şu, Uludere'de yaşanan vahim olayın üzerinden devlet ile Kürtler arasına duvar örmeye kalkışanlar, Dürümlü'deki katliamdan sonra PKK terör örgütüne bir cümle dahi eleştiri getiremiyor.
Devletse, terörist ile vatandaşı birbirinden ayırmak için elinden geleni yapıyor.
İki haber…
“Amerika'nın California Üniversitesi'nden Pablo Ross liderliğindeki ekip, gelecekte tehlike yaratması beklenen hastalıkların önüne geçebilmek için insandan alınan kök hücrelerle yarı hayvan yarı insan embriyon olan 'kimera'yı geliştirmek amacıyla ilk adımı attı.' İşlemin yarı insan yarı hayvan yaratıklar ortaya çıkaracağı iddialarını reddeden Ross, 'Biz sadece yararlı bir biyoteknoloji geliştiriyoruz' diyor.”
: “İleri teknoloji ürünü akıllı robotlar, birçok sektörde insanların yerini alıyor. Bu durumun son örneği Çin'de yaşandı. Çin'in en büyük üreticilerinden Foxconn, çalışan sayısını 110 binden 50 bine düşürdü. Üretimde 60 bin robot kullanmaya başladı.”
heykelini Notre Dame Katedrali'nin çatısında gördüğümde, “Paganizm, Hıristiyanlığı nasıl da dönüştürmüş” diye düşünmüştüm. Batı'nın hikayesi Roma'dan bu yana “
in” hikayesidir zira.
Gerçekten de insan hayvan karışımı o “tuhaf” yaratık, katedralin tepesinden biraz da öfke ile Paris'i, gözetliyor… Dahası “ölümlü insanlara tepeden bakıyor.”
Şimdi modern insan, tabiat ile kurduğu kötü ilişki neticesinde ileride
gerekçesiyle yarı insan yarı hayvan üretmeye kalkışıyor.
***
filmi gibi nice filmler yapıldı… İnsan eliyle üretilen ve sonra insana tahakküm eden robotların hikayesinin anlatıldığı.
Modern insanın bilinçaltında hep bir
“
” korkusu var. “İnsan soyunu felaketten koruma” ise içgüdüsel.
bu.
İnsanın başına ne gelmişse, kendisinden kaynaklı olduğu gerçeğini bilerek…
Geleceğimizi yarı insan yarı hayvan kimeralara bırakmaya hazırlanan ile dünyayı robotlara emanet etmeyi düşünen aynı kafa:
Oysa bir gün kıyamet kopacak ve sadece insan soyu değil tüm kimeralar ve robotlar da bundan nasibini alacak!