Peşinen ve evvelen okuyuculardan özür dileyerek söze başlıyorum.
Lakin biz
düsturunu bilenlerdeniz. Ve gerektiğinde
nin her birimize
olduğunun idrakindeyiz…
***
Bir “herif” çıkıyor, millete
” diye başlayıp tehdit yağdırıyor. İsminin önüne de
sıfatı yükleyerek!
Bir
yüzü kıpkırmızı olmuş haliyle el kol hareketleri eşliğinde
diye efeleniyor.
üzerinden milleti, milletin değerlerini denize dökmekten söz ediyor.
İsmi lazım değil CHP'nin Konya milletvekili olan bir
çıkıp, içinde benim de olduğum milletin ekseriyetini tehdit etme cüretini gösteriyor.
Ona buradan sesleniyorum…
Ulan..!
Beni iyi dinle. “
diye naralar atıyorsun. Söyle bakalım,
Sen
, karşı durdun bi söyle hele bilelim; ulan..?
Söylesene ulan, devrimciyim diyorsun,
'da
diye başlayan tehditleri savuran sensin.
Baksana mevcudu korumak için bir de
le tehdit ediyorsun.
Sahi ulan,
Hani sen emperyalizme savaş açmış
… Söyle bana, Almanya'nın, Hollanda'nın Türkiye'ye karşı takındığı tavırlar karşısında
.
Kurt dedem Çanakkale'de şehit düşmüş.
Hadi, sen de söyle şecereni de bilelim!
“Ben yetmez miyim” diyorsan eğer, hadi onu da ispatla sen Mustafa Kemal'in hangi değerleri üzerinden ona askerlik yapıyorsun?
“Ulan” diye başlayan cümlelerinden sonra bir de tutmuş “demedim, çarpıttılar” diye kıvranmışsın.
Ulan, millet seni seçip bir de parlamentoya göndermiş. Seviyen ortada, çapın ortada, kalıbın ortada.
Ha bu arada
Cevabın var mı, yoksa genel başkanın gibi birçok yalanı aynı anda söyleyip sonra ona inanıp o inandıkların üzerine yaşayanlardan mısın?
Hadi de de bilelim, ulan..!
Türkiye 2023 hedeflerine ulaşabilecek mi sorusundan daha çok başımıza bunca gelenlerden sonra
ni tartışmamız daha anlamlı olacaktır diye düşünüyorum.
Dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmekten söz ediyoruz… Ama iddiamızı her dillendirdiğimizde başımıza gelmedik kalmıyor. En son 15 Temmuz darbe ve iç işgal girişiminde de gördük ki Türkiye'yi dışa bağımlı, kendi kendini yönetemeyen bir ülke olarak tasavvur ediyorlar.
Buna rağmen, nasıl ki millet 15 Temmuz'da kaderine el koydu, dışa bağımlılıktan kurtulmak için de milletin seçtikleri proje üzerine proje geliştiriyor.
Bu çerçevede dün önemli bir toplantıya katıldım. Başbakanlık Dolmabahçe Ofisi'nde
Yıllardır enerji fakiri bir ülkenin sıradan bir bireyi olarak
sorusunun cevabını ararken, dün bu sorunun
ne ilişkin cevabını aldım.
Daha önce bu sütunda, Türkiye'nin
sının çıkarılacağına ilişkin bir yazı yazmıştım. Bugün çok daha ötesiyle karşı karşıyayız, yakında
da olacak.
Zira Enerji Bakanı Albayrak,
İlk sonuçlar gelmeye başladı. Çok harika sonuçlar.
dedi.
“Yerli ve yenilenebilir enerji kaynakları”nın nasıl oluşturulacağını, sontaj ve arama çalışmalarının çok daha büyük kapsamlı yapılacağını, enerji çeşitliliğini, arz güvenliğini, yerli ve millileştirme hamlelerini, ön görülebilir bir piyasanın oluşturulma planlarını, kamu ve özel sektörün ortak yatırımlarının nasıl gerçekleştirileceğini anlatan vizyon projesini dinledim…
Enerji Bakanı Berat Albayrak'ın heyecanla anlattığı Milli Enerji ve Maden Politikası'dan açıkçası ben de heyecanlandım.
Ha bu arada,
oradaydı. Zorlu'sundan, Demirören'ine, Kalyon'undan, Cengiz'ine, Nurol'undan, Limak'ına kadar…
Gördüğüm o ki siyasi istikrar ve vizyoner politikacılar iş dünyasına başka bir heyecan katıyor.
Takipteyiz.