|
Dünyanın mağduruna kucak aç(ma)mak
Geçtiğimiz hafta AB Bakanımız Bozkır, Avrupa Komisyonu'na mektup göndererek Suriyeli mülteciler konusunda Türkiye'nin tek başına bırakılmasının ne sürdürülebilir ne de adil olduğuna dikkat çekti. Uluslararası toplumun sessizliğinin endişe verici olduğunu ifade eden mektup; Avrupa'yı, kullanmadığı kapasitesini harekete geçirmeye davet etti. Nitekim bugün itibariyle Türkiye, 2 milyonu aşkın Suriyeliyi misafir ediyor.

TİTANİK'İN YARISI KADAR

Avrupa'yı ve genel olarak gelişmiş dünyayı, mülteciler ve savaştan kaçanlar konusunda uyaran, sadece Bakan Bozkır veya Türkiye değil. Birleşmiş Milletler (BM) de, geçen hafta yayınladığı bir raporla, formalite icabı da olsa, gerçekleri dünyanın gözüne soktu.
Daha 2 ay önce, tarihin en büyük mülteci deniz kazasıyla Akdeniz'e 800 insan
gömen felaketler zinciri, en azından bir raporu hak ediyor ne de olsa…

Bir asır önce batıp efsaneleşen Titanik'tekinin yarısını aşan ciddi bir can kaybından bahsediyoruz!

Üstelik bahsi geçen canlar, sadece denizde terk edilenler değil, sadece Somalililer veya Suriyeliler de değil. Ortadoğu, Asya ve Afrika'nın çeşitli yerlerindeki savaşlardan canlarını kurtarmak için bin bir tehlikeyi göze almış dev bir topluluk bu.

Ve bu topluluk 2014 itibariyle,
dünya nüfus sıralamasında 24. olabilecek bir ülke
büyüklüğüne erişmiş durumda: 59,5 milyon kişi, bugün evini yurdunu terk etmiş olarak bilmediği yerlere göçüyor.

Bir başka ifadeyle,
dünyada her 122 kişiden
biri
yerinden edilmiş durumda.

EN ÇOK MÜLTECİ AĞIRLAYAN ÜLKEYİZ

Rakamlar, hem seviye hem de artış anlamında rekor kırmaya devam ediyor. Nitekim sözünü ettiğim
Global Trends: World at War
(Küresel Eğilimler: Dünya Savaşta) isimli BM raporuna göre; 2013'ten 2014'e dünya çapında zorla yer değiştirenlerin sayısı 8,3 milyon kişi artmış. Bu,
2.
Dünya Savaşı sonrası dönemde eşi benzeri
görülmemiş bir gelişme!

Bahsi geçen 59,5 milyon kişinin;

-19,5 milyonu mülteci statüsünde, ülkesinin dışında: Hollanda'nın, Kazakistan'ın ve nice ülkenin nüfusunu aşmış bir rakam.

- 38,2 milyonu ülkesi içinde kaçışırken, 1,8 milyon kişi de sığınma başvurusu bekleyişinde.

Mültecilere en çok kapı açan ülke ise, 2014 yılsonu kayıtlarına göre 1,6 milyon kişi ile Türkiye. Listede
ilk kez 1 numaraya yerleşen Türkiye'yi, Pakistan ve Lübnan izliyor.

- Sayıları neredeyse 20 milyona ulaşan dünya mültecilerinin; 3,9 milyonu Suriye, 2,6 milyonu Afganistan ve 1,1 milyonu da Somali kökenli.

Son yıllarda gerek yerinden edilenlerin gerekse mültecilerin tırmanışındaki ana sebep ise, Suriye'deki savaş.
BM raporu, dünyada yerinden olan her 5 mağdurdan 1'inin Suriyeli olduğunu söylüyor.
Bu ise, 10 yılı aşkın süredir dünyanın en büyük mülteci sığınağı olan Pakistan'ın koltuğunu, 2014'te neden Türkiye'nin doldurduğunu açıklıyor.

Ve
mültecilerin yarısı çocuk!
Verilere göre, mülteci topluluğun %51'ini 18 yaş altı çocuklar oluşturuyor. 5 yıl önceki %41'lik orana göre, burada da gözle görülür bir yükseliş var. Üstelik bu çocukların bir kısmı sahipsiz. İçler acısı…

GELİŞMİŞ DÜNYA NEREDE?

Yeniden kapı açma meselesine dönersek; çarpıcı gerçeklerle karşılaşıyoruz:

İlk 3'teki
Türkiye, Pakistan ve Lübnan, yalnız başına dünya mültecilerinin %30'unu ağırlıyor!
İlk 3 ve sonrasındaki İran, Etiyopya, Ürdün, Kenya, Çad, Uganda ve Çin'in içinde bulunduğu toplam 10 ülke ise, %57'lik kısma ev sahipliği yapıyor.

Bir başka uzantılı ve vurucu gerçek: Dünya
mültecilerinin %86'sına, gelişmekte olan bölgeler kucak açmış.
Elbette burada coğrafi yakınlık meselesi de devreye giriyor ancak bu, diğer ülkeler için geçerli bir bahane olamaz, olmamalı. Üstelik gelişmiş ülkelerden de, göç edilen yerlere yakın olanlar var. Buradan hareketle, mülteci meselesinde
gelişmiş dünya nerede derseniz:

- Sınırları en zorlamış görünen ABD ve Fransa, sırasıyla 267.000 ve 252.000 civarı mülteciye sahip. Onları 217.000 gibi bir sayıyla takip eden Almanya'dan sonra ise liste giderek dökülüyor. 100.000 üzerinde sadece birkaç Batılı ülke göze çarparken, Akdeniz yoluyla başvurulan ülkelerden İtalya 94.000'e vardı varacak.

- İsrail deseniz 40.000'e, İspanya ise 6.000'e henüz ulaşamamış. Daha kötüsü var: Japonya sadece 2.560 mülteci kabul edebilmiş.

- Zengin Körfez ülkeleri ise, al birini vur ötekine. Misal S. Arabistan, 534 kişi alabilmiş!

- En trajiklerden biri: Singapur, 3 mültecisi olduğunu marifet gibi kayıtlara geçirmiş.

Daha nice örnek var ancak hepsini saymaya kalksam, ne yer ne de akıl alacak.

İşte BM Mülteciler Yüksek Komiseri Guterres de, ilgili rapor için İstanbul'da düzenlediği toplantıda
dünyanın gamsızlığına isyan ederek
şu ifadeleri kullandı:

“Bir yandan söz konusu savaşların cezasız kalması, diğer yandan da uluslararası camianın barışı tesis etmek için işbirliği yapmadaki büsbütün yeteneksizliği, korkutucu.”

Komiser özellikle gelişmiş dünyaya “insaniyet” çağrısı yaparken,
Türkiye'nin cömertliğinin
dünyaya örnek olması gerektiğinin de altını çizdi.

Guterres'e katılmamak elde değil ancak bu topraklarda bile yapılan büyüklüğün değerini anlamayan insanlarımız varken, yukarıda profilini çizdiğim dünya bunu ne kadar anlar pek emin değilim.
#mülteci
#suriye
#türkiye
9 yıl önce
Dünyanın mağduruna kucak aç(ma)mak
Korku zamanı
Boykotta kafalar neden karışık
Kimin enflasyonu
Terör örgütü elebaşı olarak İsrail portresi…
Hamas’ın ateşkesi kabulü ve İsrail’in Refah Operasyonu