Dr. Yılmaz 2002 seçimlerinde DYP'den aday olmuş. Üstelik DYP barajı aşsa da seçilebilecek bir sıradan değil. Kendisini yakinen tanıyanlar,
demişler.
Yılmaz da,
diye cevap vermiş.
Kimsenin tercihini sorgulayacak halimiz yok. Ancak bunu duyunca aklıma başka bir olay geldi.
Hani meşhur Fetö'cü Önder Aytaç var ya işte onun babası Aysal Aytaç da çok önemli bir isimdir bu örgüt için.
. Mesele bu değil. Anlatılanlara göre Aysal Ataç, Milli Eğitim Bakanlığı'nda üst düzey bürokratken, istifa edip AK Parti'den aday olmak ister 2002'de. Konuyu sırdaşı Gülen'e açar. Gülen de kara kutusuna, “AK Parti gemisi sağ salim limana varamayacak. Bu partiden aday olma” der.
Ne hikmetse Aytaç Aysal da tıpkı Dr. Ersin Yılmaz gibi DYP'den aday olur. Ama Yılmaz gibi seçilemeyecek sıradan değil, Uşak 1. sıradan aday oldu.
Ama anlaşılan Gülen, ilk başta AK Parti'yi pek de sevmemiş.
Gülen'in kehaneti tutmadı,
. 2007'de yapılan seçimlerde yüzde 47 oy alarak, yeniden tek başına iktidara geldi. İşte Gülen'in AK Parti ilgisi ondan sonra başladı. Gidişatın düşündüğü gibi gitmediğini anlayan Gülen, kontrollü kriz yöntemiyle AK Parti'ye yanaşmaya başladı.
Önce AK Parti hakkında kapatma davası açıldı. Ardından ekonomik kriz söylentileri ve tabii ki kumpas davaları.
. Kontrollü kriz yöntemiyle oluşturulan temas sayesinde artık birçok bakanın özel kalem müdürleri, yakın korumaları ve basın danışmanlarını örgüt belirlemeye başladı. Özellikle emniyet, yargı, TİB gibi stratejik birimler ele geçirildi. Ve bugünlerin temelleri atılmaya başlandı.
Bu süreçte AK Parti'de de soru işaretleri oluşmaya başladı. 2007 öncesi teşkilatlarda görev alma tekliflerine, “Siz siyaset yoluyla, biz farklı yoldan hizmet ediyoruz” diyerek hayır diyen Fetö'cüler, birden siyaset yarışına girdiler. 2011 seçimlerinde tahmini 110-120 kadar Fetö'cü AK Parti'den aday adayı oldu
Bu kadar ismin kendi bilgisi dahilinde başvurup vurmadığını sorar.
Erdoğan Hakan Şükür, Hami Yıldırım, İdris Bal gibi bir kaç ismin dışında bütün Fetö'cüleri çizer.
” diyerek, geldikleri yere dönerler. İşte kavga o zaman başladı. Yasa dışı dinlemeler, 7 Şubat MİT krizi, Gezi ayaklanması, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz işgal girişimi.
Bugünlerde Fetö'nün siyasi ayağından özellikle de AK Parti içindeki Fetö'cülerden dem vuranlar var. Hepsine bakıyorum istisnasız hepsi 17-25 Aralık'ı avuçları çatlarcasına alkışlamış tipler
Eğer siyasi bir koas oluşturulabilirse, yani Fetö gerekçesiyle
. CHP lideri Kemal
Peki, AK Parti'de Fetullahçı milletvekili yok mu? Olmaması imkansız. Ama örgütün mahrem kadrosunda yer almış bir ismin vekil olma olasılığı çok düşük. Sonradan devşirilen bazı vekiller olabilir.
Bu yöntemle çok kişinin devşirildiğini biliyoruz. İşte tam da bu nedenle AK Parti içindeki Fetö'cülere merak salanlar var. Bu meraklılara sufleyi de kripto Fetö'cüler yapıyor. Milletin şanlı direnişi karşısında kerhen darbeye karşı çıkanların Fetö'nün siyasi ayağının temizlenmesi talepleri çok iğreti duruyor.