Türkiye'nin başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti'nin IŞİD'i desteklediğine dair öyle kuvvetli propagandalar dolaşıma sokuldu ki neredeyse inanacaktım. Paralel yapı medyasından PKK medyasına, Doğan medyasından uluslararası işbirlikçilerine kadar inanılmaz propagandalar yapıldı. Romantik Can Dündar'ın Cumhuriyet'ini hassaten unutmamak gerekir.
IŞİD'i işittiğimden beri hep nefret ettim. Ümmete ve İslam'a en büyük zararı veren örgüt olarak gördüm. Nasıl olur da Tayyip Erdoğan IŞİD'ci olur. Benim bilmediğim ve görmediğim ne var dedim. Başladım araştırmaya. Açıkçası IŞİD ile ilgili kapsamlı bir araştırma bulamadım. Yerli yabancı kaynaklarda çok derli toplu bir çalışma yok. Onun için IŞİD ile ilgili ne bulduysam okumaya, anlamaya çalıştım.
IŞİD El-Kaide'nin bir kolu olarak Irak'ta ABD işgaline karşı kurulmuş. ABD'ye karşı çıkmaktan çok ABD ile iş birliği yapmış Şii gruplara karşı zaman zaman bombalı saldırılarda bulunmuş. ABD'nin Irak'ı yönettiği dönemde Irak'ta Sünni-Şii çatışmasını derinleştirmek için epey gayret göstermiş. Uzun uzadıya anlatmaya gerek yok. IŞİD, neye ve kime hizmet ettiği belli olmayan bir örgüttü.
IŞİD'in geçmişine baktığımızda iki önemli hizmetini görürüz! Birincisi Suriye rejimi Esad'a ikincisi ise PYD/PKK'ya. Suriye'de muhalifler Esad'ı tam devirmek üzereyken sözde Tayyip Erdoğan himayesindeki IŞİD, Esad'a can suyu oldu. Irak'taki örgüt Suriye'de ortaya çıktı ve Esad'ın muhalifleri ile savaşmaya başladı.
Suriye'de muhalifleri dağıtan IŞİD, bir gün Toyota pikaplara binerek Musul'a doğru yol aldı. Pikaplardan korkan zırhlı silahlara sahip Irak ordusu, silahlarını terk etti ve otostop çekerek, Bağdat'a kaçtı. IŞİD bu sayede hem son teknoloji silahlara kavuştu, hem de büyük maddi imkanlara sahip oldu. Musul bankalarındaki milyon dolara varan keş para ve tabi ki petrol. Bu arada Türk Konsolosluğunu işgalini ve rehinelerimizi de unutmamak lazım.
Bütün gözler Musul'a çevrili iken, IŞİD bu kez pikaplarını Kobani'ye sürdü. Kobani'de bir taşla bir çok kuş katliamı yaptı. Hem Türkiye'yi karıştırdı hem de PYD'ye yıllardır yapamadığını yapma fırsatı sundu. PYD/PKK, IŞİD sayesinde uluslararası meşruiyet kazanırken, sonraki adımlar sayesinde kantonlarını da birleştirme imkanı buldu. IŞİD saldırdı muhalifleri püskürtü, PYD geldi devraldı. Telabyad misali.
Bütün bunları niye anlattım. IŞİD ile ilgili araştırma yaparken çok ilginç iki rapor ve iki haritaya rastladım. Raporlardan biri İsrailli Diplomat Oded Yinon'un 1982 yılında yazdığı Siyonizm'in Ortadoğu Planı, diğeri de başında Eski ABD Dışişleri Bakanı Madlen Olbrayt'ın bulunduğu (Council on Foreign Relations) CFR Dış İlişkiler Konseyi'nin raporu. Raporlarla ilgili geniş haberler yapıldı. Hem İngilizceleri hem Türkçeleri internet ortamında yer alıyor. Onun için raporların içeriğinden çok her iki raporda da yer alan iki haritaya dikkat çekmek istiyorum. Ancak Siyonist plandan birkaç alıntı yapmakta yarar var:
“Müslüman Arap dünyası yabancılar tarafından sakinlerinin istek ve talepleri göz önüne alınmadan yapılmış geçici bir kağıttan kule gibidir. 1920'lerde Fransa ve İngiltere tarafından gelişigüzel bir şekilde hepsi azınlıkların ve birbirine düşman olan etnik grupların kombinasyonundan oluşan 19 bölgeye bölünmüştür bu sayede günümüzde tüm Arap Müslüman devletler etnik sosyal çöküş içerisindedir ve bir kısmında şimdiden iç savaş başlamıştır.”
“Fas'tan Hindistan'a ve Somali'den Türkiye'ye uzanan ulusal etnik azınlık resmi, istikrarın yokluğuna ve tüm bölgenin hızlı bir şekilde dejenere olmasına işaret eder. Bu tablo ekonomik tabloya eklendiğinde tüm bölgenin nasıl ciddi problemlere karşı koyamayacak kağıttan bir kule şeklinde inşa edildiğini görebiliriz.”
“İsrail askeri güçlerinin ve tüm kollarının yukarıda açıklandığı kadar geniş bir bölgeyi işgal etmek için yetersiz olduğu düşünülmektedir.”
“Bu konuda çözüm 'Haddad güçleri' ile yönetmek veya 'Köy Birlikleri' kurmaktır 'Liderlerin' kontrolü altında olan feodal veya parti yapısına sahip olmayan ve halktan tamamen ayrı yerel birlikler.”
“Açıktır ki yukarıdaki askeri varsayımlar ve planın tamamı da, Arap'ların bugün olduğundan bile daha fazla bölünmesine ve aralarında gerçekten ileriye dönük bir toplu hareketin olamayacağı fikrine dayanmaktadır.”
Raporda adı geçen ülkeler, Irak, Suriye, Ürdün, Mısır, İran, Suudi Arabistan, Sudan, Türkiye vs. Siyonist plana göre bu ülkeler etnik, dini ve mezhebi konumlarına göre İsrail'in varlığı ve büyümesi için parçalanmalı.
Bütün bunların IŞİD ile ne ilgisi var diye merak edenler iki haritaya dikkatli baksın. Haritanın biri Siyonist plana göre parçalanması gereken ülkeleri kapsıyor. Diğer haritada ise IŞİD'in faaliyet gösterdiği ve parçalamanın eşiğine gelen ülkeler yer alıyor. Bakın bakalım o ülkeler tanıdık gelecek mi size?
#Recep Tayyip Erdoğan
#CFR Dış İlişkiler Konseyi
#IŞİD
9 yıl önce
Siyonistler 33 yıl önce IŞİD’miş
Erguvanlar da yanar
Türk malı Türkçe konuşsun
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
