|
Yüzde 41’i hayal edemedi, Başbakanlığı hayal ediyor
7 Haziran seçiminde AK Parti'nin kaybettiği oy, bir partiye barajı aştırırdı. Yine de yüzde 41 oy aldı ve 258 milletvekili çıkardı. 13 yıldır iktidarda olan, liderini Cumhurbaşkanı seçtiren ve yeni liderle yoluna devam eden bir partinin niye oy kaybettiği ile ilgili çok çeşitli analizler yapılır, farklı sonuçlara ulaşılır. Herkes kendince bir neden bulur. İlginç olan, bu 13 yıl boyunca anamuhalefet partisi durumundaki CHP de seçimin kaybedenlerinden biri. İktidar partisinin yüzde 9'luk kaybından yararlanamayan CHP, kendi oyunu bile koruyamamış, oylarını bir önceki seçime göre yüzde 1 düşürmüş.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçim süresince hayal ettiği en yüksek oy yüzde 35'ti. Seçim yaklaştıkça bu oranı bir daha telaffuz etmedi. Bir önceki seçimde aldığı oyun altında oy alması halinde kendisini başarısız kabul edeceğini ve gereğini yapacağını söyledi.

İşte o Kılıçdaroğlu, sanki bir önceki seçimde aldığı oyun altında kalmamış gibi seçimden sonra muzaffer komutan edasıyla sahalara çıktı, “Hükümeti yüzde 60 blok kurmalı" dedi. Hesap uzmanı Kılıçdaroğlu 24,95+16,29+13,12'nin toplamından yüzde 60 çıkarmış. Benim matematiğim hiç iyi olmadığı için hesap makinesi ile yaptığım hesapta 54,36 buldum. Gerçekten de zamanın akıllı cihazları çok akıllıymış.

Seçim sonuçları koalisyon tablosunu gösteriyor. Peki seçimin mağluplarından Kılıçdaroğlu, koalisyon konusunda ne düşünüyor? Muzaffer komutan edasını burada da sürdürüyor. Madde madde şartlar açıklıyor. Diğer partilere bakanlıklar hatta başbakanlık ikram diyor. AK Parti'yi yok sayıyor. Kurduğu 13 partilik çatı ile cumhurbaşkanı seçilmesini engellemeye çalıştığı Recep Tayyip Erdoğan'a laf yetiştirmeye çalışıyor.

Kılıçdaroğlu, yüzde 41 oy ve 258 milletvekili çıkaran AK Parti'yi yok sayarak hükümetin kendi başkanlığında kurulmasını istiyor ya. İşte buna şapka çıkartılır. Yukarıda saydığım sebepleri boş verin. Yahu sen AK Parti'nin aldığı oyu hayal bile edememişsin. Seçim sürecinde hedef yüzde 40 bile diyememişsin. Koyduğun en yüksek hedef yüzde 35. Yüzde 41'i hayal bile edemeyen Kılıçdaroğlu, Başbakanlığı hayal ediyor.

***

Türk'ün ırkçısı faşist, Kürt'ün ırkçısı sevgi pıtırcığı

Türkiye'nin normalleşmesi, çözüm sürecinin nihayete ermesi açısından HDP'nin bu başarısı çok önemlidir. Ancak HDP'nin başarısının ardında bir Türkiyelileşme ve demokratikleşme ne yazık ki yok. Tam aksine HDP etnik bir kampanyanın neticesinde bu başarıyı elde etti. AK Parti ve Erdoğan nefreti nedeniyle HDP'ye oy veren birkaç Beyaz Türk'ün dışında HDP'nin bütün oyları Kürt milliyetçiliği anlayışıyla verilen oylardır. HDP'nin oyları analiz edildiğinde bu açıkça ortaya çıkıyor. İslamcısı, liberali, solcusu tüm Kürtler etnik köken nedeniyle HDP'ye oy verdi.

Rahmetli Erbakan 90'lı yılların başında Samsun'da yaptığı bir mitingde okullarda okutulan 'Andımız'ı eleştirerek,
“Sen 'Türk'üm doğruyum çalışkanım' dersen, Kürt kardeşim de 'Ya öyle mi, ben de Kürt'üm daha doğruyum daha çalışkanım' deme hakkını elde eder. Böylece bu milletin çocuklarını birbirine düşman ettiniz"
ifadelerini kullanmıştı. Samsun gibi bir şehirde bu ifadeleri dile getirmişti rahmetli Erbakan. O zaman imam hatip öğrencisiyiz. Bu ifadeler çok hoşumuza gitti ancak o zaman bu sözleri savunmak çok kolay değil. İmam hatip öğrencisiyiz ya, “Bunlar garanti Erbakancı" diye Hoca'nın bu sözlerinden ifrit olan herkes bize çatıyor. Bir cevap bulmam lazım. O zaman internet, Google yok. Oturdum, İstiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un Safahat'ını baştan aşağı okudum ve aradığımı buldum.
“Arnavutluk ne demek? Var mı şeriatta yeri? Küfr olur, başka değil kavmini sürmek ileri. Arab'ın Türk›e, Laz›ın Çerkez›e yahud Kürd'e, Acem'in Çinli'ye rüçhanı mı varmış, nerde? Müslümanlıkta anasır mı olurmuş? Ne gezer? Fikri kavmiyyeti tel'in ediyor peygamber."
Akif'in bu mısraları yetişti imdadıma. Bu mısraları ezberledim. Artık bana sataşana bu mısralarla cevap veriyordum.

Ülkücülere ve milliyetçilere yıllarca faşist diyenler şimdi 6-8 Ekim olaylarının azmettiricisi Selahattin Demirtaş'a “sevgi pıtırcığı" diyor. Her şeyde olduğu gibi ırkçılıkta da çifte standart yapıyoruz. Irkçılık faşizm ise kimin yaptığı önemli değil. Türkiye yeni bir ırkçı dalga ile karşı karşıya. Suriye'nin kuzeyinde yaşananlar ortada. 100 yıl önce ulusçuluk ve milliyetçilik dalgasıyla coğrafyamızı parçalayanlar, 100 yıl sonra yine aynı senaryo ile karşımızdalar.
“(Akıllı ve olgun) Mü'min aynı delikten iki defa sokulmaz, ısırılmaz"
hadisi gereğince başımızı ellerimizin arasına alıp muhasebemizi yeniden yapmalıyız.
#HDP
#AK Parti
#Suriye
9 yıl önce
Yüzde 41’i hayal edemedi, Başbakanlığı hayal ediyor
Zıplamalar ve denge
Ekonomiden önce kültür gelir
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı