|
Örgütlü kötülük

Bildiğimiz hikâye: Bülbülü altın kafese koymuşlar, illa da 'vatanım' demiş. Vatan, bülbülün alıştığı eski kafesi midir? Hayır. Çünkü hiçbir canlının kendi kafesi olmaz. O, başkasına aittir.



Vatan denilen şey, esasında bağımsızlıktır, özgürlüktür.



Bugün, işte bunun mücadelesi veriliyor. 'Bağımsızlık' diyoruz. Başımıza gelen musibetlerin ana kaynağı da bu.



Eski Türkiye'yi özleyenler, arzu edenler, onun için çalışanlar, kafes peşindeymiş gibi geliyor bana. Duru gök varken. Berrak sular akarken. Ağaçlar yeşile boyanmışken.



Hep söylüyoruz: Göç edecek başka vatanımız, gidecek ikinci bir yerimiz yok. Doğu illerine bir bakalım. Örgütten, hatta ve güya devletten kaçanlar, yine memleketimizin beldelerine taşınıyor. Yurt dışına gitmiyorlar yani. Çünkü bu topraklar, hepimizin son adresi, kalan tek siperdir. Taarruz buraya. Şu da hakikat:

'Fikren kurtarılamayan bir memleketi ne iktisat kurtarır, ne siyaset.'

Yeterli midir? Galiba iktisat ile siyaset arasında gidip geliyoruz.



Bunca acıya ve olumsuzluğa rağmen, gönül rahatlığıyla ve tüm gücümüzle söylediğimiz şudur: “Esselâm ey benim güzel vatanım / Bize bir nimet-i ezel vatanım / Nice devletlere bedel vatanım…” İbrahim Alaettin Gövsa, yüksek sesle okuduğumuz bu şiiri Balkan Harbi esnasında yazmış. İsmi: Bir Şehidin Başında.



***


Düşman çok, dost az.

Topraklarımızın içinde yorucu derecede haset ve husumet birikti. İyi bir yağmura, rahmete ihtiyac var. Hepsini alıp götürsün, temizlesin. Öte yandan: Kanalizasyon sistemlerinden bile teröristlerin çıktığı bir noktaya geldik.



Millet ve memleket olarak ağır bir imtihandan geçiyoruz.

Birbirimizi karalamanın değil, aklamanın peşinde olmalıyız. Olumlu manada söylüyorum bunu. Hemen değişik konulara çekilmesin lütfen.



Kardeşliğimize çok kolay kıyıyoruz.

Yoktan yere başlatılan tartışmalar, çıkarılan münakaşalar ve nihayetinde ayrılık, kırgınlık. İstikbal endişesi taşınırken, istiklal mücadelesi verilirken, terör herkesin kapısına dayanmışken, yapılacak en son şey herhalde budur. Hiç yapılmasa daha iyi ya.



Maalesef kötülük ile fitne birlikte ilerliyor. Hem düşmanlar, hem biz.



Eskiler, zor zamanlarda, 'kalkın ey ehli vatan' dermiş.

Vatan ehli. Ne kıymetli bir ifade, tanımlama. Türkiye, ne güzel bir isim.



Kendimize bir bakalım. Vatan ehli miyiz? Nerede ve kimlerle duruyoruz? Yazdıklarımızı ve yaptıklarımızı hangi eller alkışlıyor? Biz kimi tebrik ediyoruz?



Tablo net: Ülkemizi terörle terbiye etme ihalesini bir ona veriyorlar, bir buna. Öyle anlaşılıyor ki, sırada başka örgütler de var.



Sosyal medyada böyle bir gariplik gördüm: “Diyarbakır'ın Dicle ilçesinde patlama meydana geldi. Tayyip yeter artık!” Hayır, buna körlük bile diyemeyiz.

Kin, tam olarak işte budur.


İftar vakti tuzak kurulup bomba patlatılmış. Şehitler var. Fakat dert o değil. Aynı tutumu, Yeşilköy saldırısında da ibretle gördük.



Bütün bu terör eylemleri neden yapılıyor? Olanı yıkmak, indirmek, göndermek için. Böylece yapanlar ile yazanlar aynı amaca hizmet etmiş oluyor. Paralel gidiyorlar. Buna 'örgütlü kötülük' diyoruz.


#İbrahim Alaettin Gövsa
#Kin
#İftar vakti
8 yıl önce
Örgütlü kötülük
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle