Geçen haftaların birinde kredi kartı borcumu ödemek için banka şubesinin kapısından içeri girdim. Gişeye yaklaşıp günü geçmiş kredi kartı borcumu yatırmak istediğimi söyledim. Gişe görevlisi belli ki kendisine verilen direktif doğrultusunda "buradan yatıramazsınız dışarıdaki makineden yatırınız" diyerek almış olduğu direktifi iletmiş oldu.

Oysa banka hesabım o şubedeydi, dışarıda otomatik şubeden ise yatıracak zamanım ve bilgim de yoktu. Ben şubeden para yatırmak istiyordum. Hesabımdan her ay hesap işletim ücreti kesiyorlardı, hesabımdan kredi kartı aidatı da kesiyorlardı. Bu kadar para karşılığı şubeden ayda bir işlem yapmam niye engelleniyordu, anlayamıyordum.

Neyse ki şubeden hesabıma para yatırabildim; ama o paradan kredi kartı borcuma para aktarmaya mazhar olamadım. Bir hesapta borcum, diğer hesapta ise para duruyordu. Bir süre sonra banka borç için aramaya başladı. Ama benim söylediklerim, geri dönüş isteklerim ise hiç mi hiçbir sonuç vermedi.

Şimdi merak ediyorum acaba Merkez Bankası beni batık listesine alıp gazetecilik seyahatlerim engellenecek mi?

Bu şahsi durumu niye yazıyorum. Bir tek nedeni var. Bankalarımız o kadar ilginç bir noktaya vardılar ki artık herkes onlara mahkûm gibi astıkları kestikleri kendilerine kalıyor.

Sistemin bankalara bu kadar esir edilmesini çok yanlış buluyorum.

Bankalara alternatif piyasaların hemen geliştirilmesi gerekiyor. Mesela maaş ödemesinde sadece bankalar zorunlu olmaktan çıkartılmalıdır. Bireysel hizmetlerde bankalar dışında alternatifler geliştirilmelidir.

Yatırım şirketlerine bakın. Banka dışındaki yatırım şirketlerinin yıllarca boğazına sarılarak nasıl da yok edildiler. Ya yabancı olacaksın, ya da bankanın olacaksın dayatması sonucu ortada neredeyse yerli yatırım şirketi kalmadı.

Tüketici kredilerinde tek adres neden bankalar olsun? Niye alternatif şirketler, mesela tüketici finansman şirketleri desteklenmiyor.

Sabit yatırım seçeneğinde de işi sadece bankalara yıktık sayılır. Leasing sistemini vergi kaçırma amaçlı kullanımlardan temizleyeceğimiz yerde, tümden ortadan kaldırmayı tercih ettik. Alternatifler niye düşünülmüyor?

Ben bankalarımızın kâr rekorları ile hiç mi hiç övünemiyorum. Bu rekor banka kârları bankalar çok iyi çalıştı, müşteriyi memnun etti ve ülke büyümesi ile elde edilmedi ki.

*Bankaların kârları büyüdü ama ülke küçüldü.

*Bankaların kârları büyüdü ama şikâyetler de büyüdü.

*Bankaların kârları ile Türk Halkının bankalara ödediği masraf ve ücretler de büyüdü.

Bir sektörün bu kadar etkin güçte az sayıdaki oyuncuya bırakılamayacağını bankalar örneğinden görmemiz gerekiyor.

Türk Halkı 2001''de milyarlarca dolarlık batık banka yükünü üstlenmişti, o faturayı hala ödemeye devam ediyoruz. Ama bankalar Türk Halkına nasıl davranıyor?

Ya bankacılık sektörüne alternatif pazarlar desteklenmeli;

Ya da artık yeni bankalar açılmalı.

Bankalar bu millete borçludur.