|
Şaron Türkiye"ye felaket getirecek

İsrail''in son Nablus saldırısında 2''si çocuk 8 kişiyi öldürdüğü, Ortadoğu''da bölgesel bir savaşın çıkmasının an meselesi olduğu ve İsrail ordusunun Filistin Yönetimi''ni imha etmek için hazırlık yaptığı, Avrupa Birliği''nin Tel Aviv''e baskılarını artırdığı, ABD''nin "çıkarları"na zarar verdiği gerekçesiyle İsrail''i uyardığı ve gerilimin Filistin sınırlarını aşıp İran, Irak ve Suriye''yi de kapsayacak biçimde genişlediği bir dönemde Ankara, Belçika''nın hakkında "savaş suçu" işlemekten resmen soruşturma başlattığı İsrail Başbakan''ı Ariel Şaron''u ağırlamaya hazırlanıyor.

AB Dönem Başkanı Belçika, Şaron''dan sonra İsrail Genelkurmay Başkanı Şaul Mofaz, Hava Kuvvetleri Komutanı Dan Haluzt ile bazı üst düzey askerler hakkında da "insanlık suçu"ndan soruşturma açmaya hazırlanıyor. Belçika''nın bu tavrı bizzat AB politikası olarak uygulanıyor.

1 Eylül''de Güney Afrika''da toplanacak BM Irkçılık Konferansı''nda İsrail ırkçı devlet ilan edilecek ve Siyonizm "ırkçılık" olarak tanımlanacak. Danimarka ise, İsrail''in yeni Kopenhag Büyükelçisi olarak atanan iç istihbarat teşkilatı Şin Bet''in eski başkanı Carmi Gillon''u ülkeye ayak basması halinde, tutuklayacağını açıkladı.

Bütün bunlar olurken topyekün saldırı hazırlıkları yapan İsrail, 20 bin askerini ağır silahlar eşliğinde Filistin topraklarına yerleştirdi. Alarm durumundaki 186 bin İsrail askeri ile 445 bin kişilik yedek güç, 3 bin 900 tank, 133 askeri helikopter, bir çoğu Türkiye''de eğitim gören F-16 ve F-15''ler Filistin''e saldırmak için emir bekliyor. Türkiye''nin Şaron''u ağırlayacağı günlerde Ortadoğu''nun genel manzarası böyle...

Türk topraklarına İsrail askerleri de gelecek mi?

Şaron''un Çarşamba günü Ankara''da yapacağı temaslar, hem Ortadoğu''da hem de bütün dünyada çok yakından izlenecek. Terörü bir devlet politikası olarak uygulayan ve gittiği Avrupa başkentlerinin hiç birinde sıcak karşılanmayan Şaron''un, Türkiye tarafından üç kez davet edilmesi ve "Türk-İsrail ekseni"ne ivme kazandırılıp bölgesel gerilimi tekrar tırmandırması iyiye işaret değil. Türkiye''nin İsrail''le yürüttüğü askeri teknoloji ve ortak savunma projeleri NATO çevrelerinde bile ciddi tartışmalara neden oluyor.

Daha önce Ankara''ya gelen İsrail Savunma Bakanı Benjamin Ben-Eliezer ve Genelkurmay Başkanı Mofaz''ın temaslarında ele alınan konulara bakılırsa, Şaron''un gündemi Türk-İsrail askeri anlaşmalarla sınırlı değil. Mofaz''ın Ankara temasları hakkında İsrail''in "ulusal güvenlik" endişesiyle yayın yasağı koyması da kuşkuları artırıyor.

Mofaz ve Eliezer''in Ankara ziyaretlerinde, insansız uçak satışı, havadan karaya Popeye-2 füzeleri, askeri istihbarat uydusu, helikopterler ve tanksavar roketleri, Green Pine radar sistemi ve Türk M-60 tankları için modernizasyon paketi ele alındı. İki ülke "ortak füze kalkanı" kurma konusunda anlaşmaya vardı.

ABD''nin Füze Kalkanı planı çerçevesinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu''ya yerleştirilecek füzelerin İsrail tarafından karşılanması ve Arrow füzelerinin bu amaçla ortak üretimi kararlaştırıldı. İsrailli pilotların Konya Ovası''nda yaptığı eğitim uçuşlarından ve hava tatbikatlarından sonra iki ülkenin ortak kara tatbikatı yapması planlandı. Önümüzdeki dönemde Türkiye topraklarına İsrail kara birlikleri konuşlandırılır hatta İsrail için Anadolu''da askeri üs tesis edilirse kimse şaşırmasın.

"Eksen" amacına ulaştı

Ziyaretler, Türkiye''nin İran, Irak ve Suriye''ye karşı konumlandırıldığı, bu ülkelere karşı topraklarının füzelerle donatıldığı, sınırlarına İsrail yapımı dinleme istasyonları ve füze rampaları monte edildiği bir dönemde yapılıyor.

Suriye sınırın Türkiye tarafında İsrail füze sistemleri tespit ettiğini açıkladı. Gerek Eliezer ve Mofaz''ın gerekse Şaron''un temasları, stratejik ortaklığın giderek Türkiye''nin komşularına karşı bir "meydana okumaya" dönüştüğünü gösteriyor.

Irkçı devlet ilan edilmesi beklenen İsrail ve insanlık suçundan mahkum edilmek üzere olan Şaron ve arkadaşları ile ortaklığı daha da güçlendiren Türkiye, İsrail''e yönelecek tehditleri kendi topraklarında durdurma görevini üzerine almakla kalmıyor, İsrail''in Türkiye''nin komşularına yönelik saldırganlığına da bir nevi üs oluyor.

İsrail''de yayınlanan Yediot Ahronot gazetesi, Türkiye ile İsrail arasında stratejik anlaşmanın 1958''de imzalandığını belirterek, anlaşmanın içeriğinin özellikle gizli tutulduğunu, ortak deniz manevralarının sembolik "kurtarma operasyonları" olarak gösterildiğini, İsrail Hava Kuvvetleri''nin Anadolu semalarında eğitiminin öneminin bilinçli olarak küçümsendiğini yazdı. "Eksen''in amacına ulaştığı"nı, dolayısıyla "gizlilik perdesi"nin kaldırılmasının ve gerçekleri açıklamanın zamanının geldiğini yazan gazete, "Artık İran, Suriye ya da Irak, İsrail''e savaş ilan etmek isterse, birliklerinin bir bölümünü Türkiye sınırlarına yığmak zorunda" ifadesini kullandı.

Siyonizme 312 koruması

Silah anlaşmalarının, istihbarat birlikteliğinin, Anadolu''nun İsrail füzeleriyle donatılmasının ve Türkiye''nin özellikle İran''a karşı kışkırtılmasının dışında, Türkiye''de büyük tartışmalara neden olacak bir gelişmeyi de burada haber vermek gerekiyor: Şaron yönetimi ve Yahudi lobisi, siyonizmin 312. madde koruması altına alınmasını istiyor. Buna göre, Türkiye''de İsrail''e veya siyonizme yönelik eleştiri TCK 312. Maddesine göre suç sayılacak ve cezalandırılacak. Böyle bir şey olur mu? "Türk-İsrail ekseni"nin boyutlarını kestirebilen bir insan için bunlar olmayacak şey değil.

23 yıl önce
Şaron Türkiye"ye felaket getirecek
Peygamber sevdalıları
F.Bahçe oynayarak
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı