|
Tehlikeli çıkışlar...

Türkiye''nin cumhurbaşkanlığı seçimine kilitlendiği bugünlerde hemen yanıbaşımızda çok önemli gelişmeler oluyor. Rusya ve Çin''ın Kafkaslar ve Orta Asya''da attığı adımlar Türkiye''nin çıkar alanlarını her geçen gün daha da daraltıyor.

Çin Cumhurbaşkanı Jiang Zemin''in Ankara ziyareti, Pekin''in Çin Seddi''nden Adriyatik''e kadar olan coğrafyada Türkiye''nin önünü kesmeye yönelik tehlikeli adımlarının son merhalesi oldu. Bundan sonra oluşturulan stratejinin somut sonuçlarını göreceğiz.

Rusya Devlet Başkanlığı''na getirildikten sonra radikal çıkışlarıyla bütün dünyanın ilgisini üzerinde toplayan Vladimir Putin''in geçen hafta yaptığı doğrudan Türkiye''yi ilgilendiren, Türkiye''ye yönelik ciddi tehditler içeren çıkışları nedense Ankara''da ve basınımızda gerekli yansımayı bulmadı.

"Karadeniz de bizim Hazar da"

Neydi bunlar?

1- İngiltere''den Ukrayna''ya gelen Putin, Rus donanması Karadeniz''de geniş çaplı tatbikatlar yaparken, Ruslar''ı imparatorluğa götüren Karadeniz''in önemini vurgulayıp Osmanlı ile yapılan savaşların anısını canlandırarak, "Karadeniz''in bir Rus gölü" olduğunu söyledi. Bu açıklama, Türkiye''nin son yıllarda Karadeniz''e komşu ülkelerle yakınlaşmasına, NATO-Türk gücünün Karadeniz''e etkinliğini artırmasına ve özellikle NATO-Türkiye''nin Ukrayna''ya yatırım yapmasına yönelik bir tehdit niteliği taşıyor. Moskova Türkiye''nin önerdiği Karadeniz Gücü''ne de taş koyarak, çatışmayı tercih ettiğini ortaya koydu.

2- Karadeniz''deki çıkıştan hemen sonra Moskova Hazar''a yönelik yeni stratejisini uygulamaya koydu. ABD ve Türkiye''nin bölgedeki enerji ve güvenlik eksenli üstünlüğüne ciddi olarak karşı koyamayan Moskova, yeni Hazar politikasıyla Kafkaslar ve enerji kaynakları üzerinde etkinliğini yeniden tesis etmeye çalışacak. Enerji şirketleri ve bölgedeki Rus valilerin de katıldığı Güvenlik Konseyi toplantısında, "Türkiye, İngiltere ve Amerika''nın Hazar''a yönelik ilgisi rastlantı değil" diyen Putin, Rusya''nın bölgedeki yarışmaya artık aktif bir şekilde katılacağını açıkladı. Bir Hazar Çalışma Grubu kuruldu ve Özel Hazar Temsilcisi atanması kararlaştırıldı. Türkmen gazı ve Kazak petrolü üzerinde baskı kuran Moskova, önümüzdeki günlerde Hazar çevresindeki ülke yönetimlerini de ciddi şekilde sarsabilir.

Ermeniler neden harekete geçti?

3- Türkiye''ye yönelik üçüncü çıkış, ''Ermeni soykırımı'' tezine verilen destek oldu. Amerika ve Avrupa''da faaliyetlerini yoğunlaştıran Ermeniler, ''soykırım'' tezini birçok ülke parlamentolarına kabul ettirdi. Türk Dışişleri ile Ermeni lobileri arasında kıyasıya bir mücadele sürüp gidiyor. ''Sözde soykırım''ın 85. yıldönümü vesilesiyle Batı''da yapılan gösterilerin Avrupa''dan Moskova''ya, İran''dan İsrail''e kadar kendini hissettirmesine dikkat edilmeli. Türkiye''nin "en iyi müttefiği" İsrail bile bu tezleri lise müfredatına almayı planlıyor. Rusya''nın Kafkaslar''daki en etkin gücü olan Ermenistan''ın, Türkiye ile uzlaşma çabalarını sürdürürken, aniden dünya Ermenileri''ni Türkiye''nin aleyhine harekete geçirmesinin arkasındaki irade Moskova''dır.

4- Yine son günlerde Karabağ''nın Rusya toprağı olduğu iddiası Moskova''da sıkça dile getirilmeye başlandı. Eğer beklendiği gibi Türkiye''nin Bakü''de bir NATO temsilciliği açma girişimi sonuca ulaşırsa bu tezler çok daha keskin ifadelerle Ankara''nın önüne gelecek.

Moskova cepheyi genişletiyor

Moskova, Türkiye ile mücadelesinde cepheyi genişletiyor. Çeçenistan''daki son Rus saldırısıyla başlayan süreç, şimdi Karadeniz''den Hazar''a, Türkmen doğalgazından Özbekistan''a kadar kendini hissettiriyor.

START 2 Anlaşması''nı ve Nükleer Denemelerin Yasaklanması Anlaşmaları''nı onaylayan Moskova, küresel düzeyde bir süper güç olmaktan ziyade bölgesel düzeyde hareketli bir güç olmaya doğru gidiyor. Moskova''nın kendi bölgesinde yoğunlaşmasının sonuçlarını en fazla Türkiye hissedecek.

Ancak Rusya''nın son bir haftada attığı büyük adımlara karşı Ankara''dan hiçbir karşı girişim gözlenmedi. NATO''nun bölgeye yönelik stratejisine sığınan Türkiye, bu gelişmelerin kendi güvenliğini tehdit etmediğini düşünüyor. Oysa bölgede yarışan ülkeler kendi güvenliklerinin değil, çıkarlarının ve etki alanlarını genişletmenin yarışını yapıyor. Türkiye Soğuk Savaş dönemi zihin yapısını andıran ve risk almaktan kokan bir tavrıyla, Kafkaslar ve Orta Asya''da ardı ardına mevzi kaybetmeye devam edecek, yakın bir dönemde bu bölgelerde iddiasız bir konuma gelecektir.

24 yıl önce
Tehlikeli çıkışlar...
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!
Unutma sakın!