|
Yeni Dünya Düzeni on yıl ayakta kalabildi...
ABD'nin küresel hegemonyasına dayanan tek kutuplu Yeni Dünya Düzeni 10 yıl yaşayabildi. Dünyayı dehşete düşüren şok saldırı artık Amerikan hegemonyasının kanlı bir şekilde sorgulandığını, dünya sisteminin oluşturan güçlerin bundan sonra güven içinde olmayacağını, yeni bloklaşmanın dünya sistemini oluşturan güçlerle sistem dışına itilenler arasında olacağını ortaya koydu.

1987 yılında 19 yaşındaki Alman Mathiast Rust, Cessna 172-B uçağıyla Hamburg'dan yola çıkıp Sovyetler Birliği hava sahasını aşarak Kızıl Meydan'a indiğinde, Sovyetler'in bütün büyüsü bozuldu. Bu eylem, dünyaya korku salan bir orduya, nükleer güce, hava ve deniz kuvvetine sahip Sovyetler'in hava savunmasının bir hiç olduğunu, ortaya koymuştu. Bundan üç yıl sonra da Sovyetler dağıldı.


Artık hiç bir güç egemen değil

ABD'nin askeri, siyasi ve ekonomik mahremiyetine yönelen dehşetengiz saldırı da ABD'nin "federal" yapısını çok şiddetli şekilde sarstı ve Amerikan rüyasını yerle bir etti. Sovyetler gibi, ABD'nin de dokunulmazlığı da korkunç bir yara aldı. ABD'nin milyarlarca dolarlık hava savunmasının, nükleer gücünün, karşı konulmaz istihbarat yapısının, milyonlarca telefonu, e-maili ve faksı kontrol eden elektronik istihbaratının, iç güvenlik teşkilatının, en küçük hareketleri bile kontrol eden uydularının büyüsü bozuldu.

Binlerce masum insanın hayatını kaybettiği bu saldırı, kapitalizmin, ABD federal sisteminin, küresel askeri ve siyasi güç merkezlerini hedefledi. Saldırı, gerek hedef aldığı semboller, gerekse sofistike planlaması açısından, bilinen hiç bir örgütün başarabileceği bir eylem değildir. Olayın iki önemli sonucu var: Birincisi; en büyük zararı ABD federal sistemine vurdu, dolayısıyla saldırının arkasındaki güçlerin Amerikan sistemi içinde aranması gerekiyor. İkincisi ise, dünya sisteminin belirleyen güçlerin, sistemin dışına ittikleri kitle veya grupların ne kadar güçlü olduğunu ortaya koydu. Artık hiç bir güç gerçekten egemen değildir.


ABD'nin düşmanı kendi içinde

Oklahoma'daki federal binayı yerle bir edip 168 kişiyi öldüren ve 11 Haziran'da idam edilen Timoty McVeigh, açıklamalarıyla ABD'nin en büyük düşmanının kendi içinde olduğunu ortaya çıkarmıştı. ABD federal sisteminin bireysel hakları yok ettiğini söyleyen McVeigh, "Ben bu saldırıyı Amerikan yönetiminden öğrendim. ABD'nin dünyada yaptığı operasyonlarla benim yaptığım aynı şey" diyerek, idam edildiğinde şehadete ulaşacağını söylemişti. Demek ki, Amerikalı bir beyaz da bu tür bir "şehadet saldırısı" yapabiliyor. 168 kişinin öldüğü Oklahoma saldırısından sonra ABD'de Müslümanlar'a yönelik saldırılar başlamış, Afganistan'a ve Sudan'a saldırı olmuş ve korkunç bir cadı avı başlatılmıştı. Çok geçmeden olayın faili bulundu ancak ABD, yaptığı hataları hala kabul etmedi.

Oklahoma'dan daha kapsamlı, daha sofistike hazırlanmış, felsefi arkaplanı daha net, küresel sistemin kalbini vuran ve ona kafa tutan bir saldırı var önümüzde. Bir değil, elli McVeigh biraraya gelip böyle bir intihar saldırısı yapamaz mı? Ancak bu ihtimal yine ciddi olarak ele alınmıyor.


İslam dünyası tehdit altında

Fatura Müslümanlar'ın üzerine yıkılmış durumda. Amerika temkinli olmaya çalışıyor görüntüsü veriyor ancak Dışişleri Bakanı Colin Powell, Usame Bin Ladin'in birinci derecede şüpheli olduğunu ilan etti. Afganistan, Pakistan, Irak, Yemen ve diğer Müslüman ülkeler tehdit altında. İslam dünyasına karşı küresel düzeyde ittifak kuruluyor. Sağduyusunu kaybetmiş ABD'li yazarlar, savaş çığırtkanlıkları yapıyor. Dünya medyası Müslümanları hedefe almış koymuş savaş çığlıkları atıyor.

Afganistan ve Pakistan savaşa hazırlanıyor. ABD özel birliklerini ve yedek askerlerini göreve çağırıyor. Eğer saldırıyı yapan bir örgüt ise bunca savaş hazırlığı niye? Bütün İslam coğrafyası mı işgal edilecek? Afganistan'a kara harekatı yapılacağı söyleniyor. Ancak bakmayın siz bu küresel ittifaka. ABD, bu fırsatı stratejik çıkarlarına dönüştürmeye başladığı anda dünyadan itirazlar yükselecektir. ABD Afganistan ve Pakistan'a yerleşip Orta Asya'yı, Güneydoğu Asya'yı kontrol etmeye başladığında Rusya, Çin ve Avrupa hırçınlaşmaya başlayacaktır.


Usame Bin Ladin paranoyası

Usame Bin Ladin veya her hangi Müslüman bir örgüt bu korkunç saldırıyı düzenlemiş olsa bile, Müslümanlar bu derecede bir linç kampanyasına, aşağılanmaya, horlanmaya maruz kalamaz. Sorumlu olan örgütün bulup yok etmek varken İslam dünyasına karşı işgal kampanyaları başlatmanın amacı ne? Avustralya'dan Fransa'ya ve Almanya'ya kadar bir çok ülkede, Amerika'nın bütün eyaletlerinde Müslümanlar'a ait ev, işyerleri ve camiler saldırıya uğruyor, Müslüman çocuklar okullardan kovuluyor. Bu cinnet hali ABD'nin İslam dünyasıyla arasına uzun yıllar etkisini sürdürecek kalın bir duvar örecektir.

Ne Bin Ladin'in ne de bir başka Müslüman örgütün böylesine iyi planlanmış bir saldırıyı yapabileceğine pek kimse inanmıyor. Salı gününden bu yana yapılan "İslamcı terör" propagandasına rağmen Türk halkının yüzde elliye yakını saldırının Amerikalı bir örgüt tarafından yapıldığına inanıyor. Bin Ladin'in yaptığını söyleyenler ise sadece yüzde 3.9.

Fas'tan Endonezya'ya, Orta Asya'dan Güney Afrika'ya kadar İslam dünyasında son bir kaç yıldır İslam'a yönelik şiddetli bir kampanya zaten yürütülüyor. Şimdi bu saldırı çok daha şiddetlenecek. Müslüman ülkeler ve bireyler bunun acısını çok ağır hissedecek. Müslümanlar siyasi, ekonomik ve sosyal alanlarda büyük darbe yiyecek.

İstesek de, istemesek de iki kutuplu bir dünya oluşuyor ve aradaki çizgi gittikçe kalınlaşacak. Dünya sistemini oluşturan güçler ve Müslümanlar arasıncda uzun sürecek bir savaş başlıyor. Bu, her iki taraf için de kaos demektir.
#ABD
#Yeni dünya düzeni
#Usame Bin Ladin
23 yıl önce
Yeni Dünya Düzeni on yıl ayakta kalabildi...
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî