|
Tehlikenin farkındayız

Batı dünyası, ülkemizin aleyhine çalışanların daima ikinci vatanı olmuştur. Hatta birinci bile diyebiliriz. Türkiye düşmanlarının buluşma noktası, esas adresi. Asırlardan beri böyledir bu.



Ne kadar yıkıcı, bölücü unsur varsa, arkası hep orada. Dün veya bugün, fark etmiyor. Onca olumlu adıma rağmen değişen hiçbir şey yok. Huylarından vazgeçmiyorlar.



Türkiye'nin yeminli ve kuvvetli düşmanları bunlar. Milletimizi rahat bırakmadılar, bırakmayacaklar. Bizim ise görüşümüz bellidir ve aynı zamanda tek tesellimizdir:

'Dünyada rahatlık yoktur.'

Galiba buradan kurtarıyoruz. Bunca düşmanlık ve kötülük başka bir millete yapılsaydı, herhalde sonuçları daha farklı olurdu.



Yakın tarih için söyleyelim: Batı dünyasının himaye ettiği, koruyup kolladığı iki grup var: Biri bölücü, diğeri mezhepçi terör örgütü. Bunların lider kadroları, militanları, yandaşları, sempatizanları, mensupları vs. Bürolar, dernekler, banka hesapları. Burada cinayet işleyen, millet hayatına kasteden soluğu orada alıyor. Bazen bir iki sözde duruşmaya şahitlik ediyoruz, o kadar.



Her iki terör örgütünün de intikam duygusuyla hareket ettiğini biliyoruz.

Barış diyeceksin, halkların kardeşliğini dillendireceksin; sonra gidip sömürgeci güçlerle, emperyalist ülkelerle iş tutacaksın. Onların maşası olacaksın. Senin elinle operasyon yapacaklar.



İki grup dedik. Çünkü kullanabilecekleri bir bunlar kaldı. Ermenileri ve başkalarını daha önce kullanıp harcadılar. O defter kapandı.



'İntikam' bahsi ayrıca açılabilir. Ermeni intikam örgütünü 1980'lere kadar nasıl koruyup kolladıklarını biliyoruz. Birinci Dünya Savaşı'nın hemen sonrasında gerçekleştirilen siyasi suikastlerin tetikçilerini de. Her biri kahraman ilan edildi. Mesela Said Halim Paşa ile Talat Paşa'nin katilleri. Roma ve Berlin.



Neyin intikamı bu? Uzun ve esaslı mesele. Kısaca:

Anadolu'nun İslâmlaşmasını ve devamında İslâm kalmasını bir türlü hazmedemiyorlar. Bu hakikati hâlâ kabullenemediler.


Şimdi bu iki topluluğa bir yenisi eklendi. Üç etti: Paralel ihanet çetesi. Kendi ana babasına düşman giden hayırsız evlatlar olarak görüyoruz onları.



Özellikle Almanya'da toplanıyorlar. İntikam peşindeler ve doğru adresteler. Gördük, görüyoruz: Türkiye aleyhine yapamayacakları hiçbir şey yok. Sınırsız kötülük.



Üstelik 'bize' benziyorlar. Namaz kılıyor, oruç tutuyorlar. Daha kullanışlı olacaklarını peşinen söyleyebiliriz.



Tesettürlü bir hanımın televizyona, kürsüye çıkıp ülkemiz aleyhine konuştuğunu düşünün. Muhtemelen ilerleyen günlerde bu kanaldan yürüyecekler. Yeni cepheyi buradan açacaklar. Tehlikenin farkındayız.



Oluşturmak istedikleri Türkiye imajına ciddi bir katkı. “Diktatör Erdoğan ve onun Türkiyesi. Dindarlar dâhil, toplumun her kesimi yoğun baskı altında.” Evet, etkili olur.



Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin seçilmiş cumhurbaşkanının konuşma yapmasına müsaade etmeyen, bunun için yıldırım hızıyla yargı kararı çıkaranlar, teröristlerin sesini sonuna kadar açabiliyor.

Niyetlerini saklama ihtiyacı dahi duymuyorlar. Çünkü dertleri başka. Mesela son aylarda iyice yükselen Erdoğan düşmanlığına dikkat edelim. Hitler'i çıkarmış olan Almanya'dan bahsediyoruz. Ne yaptılar ve neyle suçluyorlar? Aklıma ilk gelen:

Müminleri diğerlerinden ayıran hususiyetlerden biri de utanma duygusudur.


Acı ama gerçek. 'Dost ve müttefik' olarak adlandırdığımız ülkeleri, hep aynı çizgide görüyoruz. Milletimizin ve memleketimizin lehine olan bütün gelişmelerin karşısında duruyorlar. Örneğin Amerika, büyük bir ustalıkla, Fırat Kalkanı Harekâtı'nın heyecanını ve azmini söndürdü. Darbelerden çok çekmiş olan Yunanistan, kendilerine sığınan darbecileri neden iade etmiyor dersiniz? Basit bir cevap verelim:

Diğer hainlerin cesareti kırılmasın diye.

Maalesef, batı dünyasının bize karşı tutumu genellikle budur. Paralel ihanet çetesinin sözde lideri, iade edilmek şöyle dursun, hâlâ ülkemize tehditler savurabiliyor. Bu gücü kendisinden almadığı kesin.



Lozan tartışmalarının da yapıldığı şu günlerde, son sözümüz budur:

Türkiye, yeniden başlamak zorundadır.

#Batı dünyası
#Lozan
7 yıl önce
default-profile-img
Tehlikenin farkındayız
‘Beşikten mezara kadar ilim’
Sarhoştum, hatırlamıyorum
Suçlu kim?
Vergi artışı yerine yapılacaklar
Gazze’deki soykırıma ‘istisnaî’ kılıflar..