|
İnsanlıkta indirim var!

İzmir"de, güzel bir salonda son derece güzel bir konferansın ardından, sahnede fotoğraf çektiriyoruz. Bir hanımefendi eşiyle beraber gelip delikanlılardan izin isteyerek "İsmail Bey"le iki dakika konuşmam gereken bir şey var" diyor. Kenara çekiliyoruz. "Kafamız çok karıştı" diye söze başlıyor hanımefendi, "AK Partili değiliz. Oğlumuzu bunların okuluna vermiştik. Şimdi almak istiyoruz. Size bir danışalım istedik. Ne dersiniz?"

Akşam bir öğrenci evindeyiz. 9 Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi"nde okuyan öğrenciler dert yanıyor. "İsmail abi, gündüz bizimle hiçbir tartışmaya girmeyen arkadaşlarımız akşamları sosyal medyada birer canavara dönüşüp bize hakaretler yağdırıyorlar. Bunun adı sinsiliktir" diyorlar.

Bir başkası söz alıyor. "Kendilerine muhalefet eden bir arkadaşımızı evlerinden kovdular. Paran var mı, gidecek yerin var mı diye sormadan koydular kapı önüne. Şimdilik biz geçici olarak misafir ediyoruz."

Ertesi sabah. Kahvaltı sonrası toplandığımız bir öğrenci yurdunda bir delikanlı söz alıyor. "Abicim, biz bu HSYK yasasından da, Ergenekon tutuklularının salıverilmesinden de bir şey anlamadık. Biraz aceleye getirilmiyor mu her şey?"

Ve uçaktan İstanbul"a indiğimde karşılaştığım bir mesaj. Çeteden biri, üşenmemiş, iftira atabilmek için akşamki konferansa gelmiş. Konferansta asla söylemediğim lafları alt alta dizip beni akıl almaz şeylerle itham ediyor. Yalan söylemekten çekinmeyen bir sinsilik biçimi. Maalesef alıştık artık bu duruma.

Ve konferans öncesi bir delikanlı, yanıma yaklaşıp İzmir yolculuğumun manşetini atıyor: "Bunlar, insanlıkta indirime gittiler abi. Bizi, çok ucuza sattılar."

Bunlar, burada bir dursunlar.

İnsan ve Medeniyet Hareketi"nin davetlisi olarak "Cemaat - Tarikat, Ümmet - Millet" konulu bir konferansta konuşmak üzere gittim İzmir"e. 25 saatliğine. 25 saat boyunca sadece AK Parti ile çetenin kavgasını konuştuk desem yeridir.

İki önemli mesaj aldım İzmir"den. İlki "çete bu saatten sonra ne yaparsa yapsın, ortaya ne çıkarırsa çıkarsın bu seçimde AK Parti"yi destekleyeceğiz" cümlesi. Bu cümleyi o kadar çok duydum ki. Zannediyorum, çetenin muhalefet dozunu artırdıkça artırmasının bu cümleyle yakından ilgisi var. Hayatında AK Parti"ye oy vermeyen insanların bile "bu seçimde AK Parti"ye oy vereceğiz" demesi bana her bakımdan dikkat çekici geldi. "Bu vartada Başbakan"ın yanında olacağız" diyorlar. "Bu oynanan oyunu sandıkta bozacağız" diyorlar. "Biz böyle rezalet görmedik. İyice azıttılar. Derslerini vereceğiz bu çetenin" diyorlar.

İkinci mesaj ise, "klasik İslamcı" olarak isimlendirebileceğim insanlardan bolca duyduğum "seçimlerden sonra AK Parti"ye iki çift lafımız var" cümlesi idi. Köklü bir AK Parti eleştirisine hazırlanıyor İzmir"de insanlar.

Bir abimiz şunu söylüyordu mesela: "Bu çeteye 12 yıldır sağlanan imkanların yarısı, bırakın yarısını, dörtte biri burada bize sağlansaydı son derece önemli işler başarırdık. Biz, Başbakan"ı sevdiğimiz için bu çete ile yol yürümesine sesimizi çıkarmadık. Fakat artık takke düştü kel göründü. Bu saatten sonra Başbakan"ın bu ya da benzeri bir ekiple iş tutmasına rıza göstermeyiz."

Anlayacağınız İzmir"de "klasik İslamcılar rahatsız." Nasıl rahatsız olmasınlar? Çete, İzmir için sembol isimlerden biri olan şehit Bahattin Yıldız"ın kurumu İHH"yı bin türlü iftira ile yıpratmaya çalışıyor. Çete, İzmir"in yiğidi Cengiz Songür"ün şehadet şerbetini içtiği Mavi Marmara"ya bin türlü çamur atıyor.

Taraflar arasında bu kavga, pratik sonuçları ne olursa olsun, bitecek bir kavga değil. Çünkü "sosyolojik" bir kavga artık bu... "İslam"a karşı İslam"ın", "entegristlere karşı izzet sahiplerinin", "sinsiliğe karşı mertliğin" kavgası.

İstanbul"a dönerken bunları "üzülerek" değil "soğukkanlılıkla" düşündüğümü fark edip irkiliyorum.

Ne diyordu Ahmet Kaya: "Göğsüm daralıyor, yüreğim yanıyor. Olmasaydı sonumuz böyle!"

10 years ago
İnsanlıkta indirim var!
Yağma yok!
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü