|
Sevgilim, ölüyorum

'Usta bize iki çay; birisi açık' dedi koridordaki diafona. Önce bir cızırtı geldi. Ardından Salih abinin sesi: 'Tamam abi. İki dakika sonra yeni demden vereyim.'



Dükkana döndüğünde dökülen boyaların altından görünen sıvalara takıldı gözü. 'Bekir abi, dükkanı bi boyamak lazım ama elim değmiyor bir türlü' dedi.



Bekir'le bir yıl önce tanışmıştı. Adıyla sanıyla Niğdeli arabacı Bekir… Tahta arabasıyla Moda'dan Caddebostan'a kadar dolaşır 'eski kitap, plak, dergi, harita, kaset alınır' diye bağırarak ekmeğinin peşine düşerdi.



Kitapları niçin önce bu gencecik sahafa, İhsan'a getirdiğini soranlara 'iyi oğlan bu… Her seferinde çay soruyor, parasını insan gibi ödüyor. Hem size ne lan' diye cevap verirdi.



Bekir çayını içip 'hadi selametle, pazar olsun' diyerek kalktığında aldığı 150 kadar kitabı tasnif etmeye girişti İhsan. Her zamanki gibi önce yerlilerle yabancıları ayıracak, ardından kitapları türlerine göre tasnif edecek, 'ne alırsan 1 lira sepeti'ne atılacak kitapları sepete atacaktı. Fakat her şeyden önce, kitapların birilerine imza edilip edilmediğini kontrol edecek, aralarında para, pul, çiçek, not kağıdı olup olmadığına bakacaktı.



Varlık Yayınları'ndan 1967'de çıkmış 'Genç Werther'in Acıları' kitabının sayfalarını karıştırırken ikiye katlanmış bir zarf düşüverdi yere.



Açtı. Zarfın içinden bir küçük kağıt ve bir erkek fotoğrafı çıktı. Siyah beyaz fotoğrafta, Moda iskelesinde el ele tutuşmuş iki genç insan... Kağıtta ise kısa, tedirgin edici bir not: 'Sevgilim, ölüyorum.'



Zarfa baktı İhsan. Gönderen kısmında sadece '-k' harfi vardı. Alıcı kısmında ise Narin Ayan ismi ve Bahariye Caddesi'nde bir adres…



Başkaca bir şey yoktu zarfın üzerinde. Ne pul, ne postane damgası…



Sonraki birkaç saat dükkanın işleriyle meşgul oldu. Fakat aklında hep o mektup. Niçin göndermedi acaba? Niçin 'ölüyorum' yazdı nota. Ve asıl soru: Dükkanın 500 metre uzağındaki adrese bir uğrasa acaba Narin Hanımı bulabilir mi?



Aldı sattı, günü bitirdi İhsan. Kepenkleri tek bir hareketle ve gürültüyle kapattı. Caddeye çıktı. Her zamanki gibi yavaş ve etrafa her şeyi sanki ilk kez görüyormuş gibi bir hayret duygusuyla bakarak yürümeye koyuldu. Dükkandan çıkarken neredeyse dalgınlıkla zarfı almış, ceketinin iç cebine yerleştirmişti.



Adrese geldiğinde bir tedirginlik duygusu gelip çöktü kalbinin üzerine. Narin Hanım artık orada oturmuyorsa sorun yoktu. Ama oturuyorsa ne diyecekti ki?



Binanın merdivenlerini çıkarken aklında bir dünya cümle vardı İhsan'ın. Zili çalarken hepsini unuttu.



Kapıyı 20'li yaşlarının sonunda bir kadın açtı. İhsan, bir süre ne diyeceğini bilemedi. Sonra 'özür dilerim, rahatsız ediyorum. Belki de yanlış gelmişimdir. Narin Hanımı arıyordum da' diyebildi güçlükle.



'Annem olur' dedi kadın belirgin bir kayıtsızlıkla. Kapıdan içeriye seslendi: 'Anne, birisi seni soruyor.'



Narin Hanım, eski eşyalarla fakat son derece zevkli döşenmiş salondaki koltukta fotoğrafa uzun uzun bakarken İhsan, açılmaması gereken bir sayfayı açtığından kesinkes emindi.



Narin Hanım başını kaldırdı. İhsan'a baktı uzun uzun. Anlatmaya başladı: 'Kemal'di adı. Fotoğrafta da gördüğünüz gibi çok yakışıklıydı. Çok sevdik birbirimizi. Üniversite biter bitmez evlenecektik.'



Ağlamamak için sustu. Biraz pencereden baktı. Sanki baktığı pencerenin ta ilerisinde biri vardı ve ona bakıyordu. Ardından bitirdi hikayeyi: 'Verem oldu o kış. Adadaki sanatoryuma kaldırdık apar topar. Her gün 'bugün iyileşecek, şehre beraber döneceğiz' umuduyla bindim vapura. Her gün 'bu geceyi atlatamaz' diye düşünerek döndüm eve. Zarfı bana niçin yollamamış da kitabın arasına koymuş, bilemedim.'



İhsan, bu noktada müsaade istedi. Biri eski ve acılı geçmişi için gözyaşı dökecekse yalnız kalmalıydı.



O günden sonra kitapların arasından ne çıkarsa çıksın çöpe atmayı alışkanlık haline getirdi İhsan. Biriktirmeyi çok sevdiği kurutulmuş çiçekleri bile.


#Niğdeli arabacı Bekir
#Moda
8 yıl önce
Sevgilim, ölüyorum
Erdoğan’ın sürpriz ‘dış politika’ toplantısında neler konuşuldu?
Elveda okurlarım ben de Hürriyet"e gidiyorum
Kara dinlilerle milletin savaşı
Seçimi bırak sahaya odaklan
İsrail yalnızlaşırken Starbucks’ın açıklayamadığı gerçek