Erdoğan liderliğindeki AK Parti, politik zamanlama, iletişim ve insicam konusunda, üniversitelerde ders olarak okutulacak bir performans gösterdi ilk iki dönem. Hem de ordu, medya, iş dünyası ve bürokrasi içinde çok ciddi muhalifleri olmasına rağmen.
Çocuk istismarı konusunda Meclis'e getirilen yasa teklifi sürecinde yaşanan akla zarar yanlışlar bile, şapkayı önümüze alıp düşünmemizi gerektiriyor. Bu yazıyı yazarken, o kadar çok değişiklik oldu ki, üç defa değiştirmek zorunda kaldım.
Önce, gece yarısında kriz çıktı, oylama ertelendi. Muhalefetle, sosyal paydaşlarla işbirliği yapılacak dendi, olmadı. Sonra 'komisyona geri almıyoruz' dendi. Sonra 'teklifi olan versin' dendi. Sonra 'metin düzeltilecek' dendi. En sonunda Başbakan düzeyinde 'komisyona geri çekiyoruz' dendi... Velhasıl her açıdan kötü, karışık bir durum ortaya çıktı.
AK Parti'de yaşanan yönetim sorunları, grup insicamı, bütünlük, ortak dil, ortak hareket, zamanlama, planlama buradan bakılınca sorunlu gözüküyor. Emin olmadım, partide önemli görevi olan birini aradım:
Daha önemli bir konuya dikkat çekeyim:
Siyasette insicam, yönetim, zamanlama ve iletişim hatalarını artık ciddi biçimde dikkate almalı. Bu hataları konuşmak isteyen bir çok kişinin söylediği, Cumhurbaşkanlığının da, Başbakanlığın da, parti genel merkezinin de dışarıyla iletişim kanalları, ya kapalı ya çok az kişiye açık. Bu çok sakıncalı bir durum.
FETÖ darbesinden sonra mağdur olanların sorunlarını dile getirdiğim yazının (07.09.2016) kahramanı
, sabah erkenden mesaj attı: “
”. Ben çok mutlu oldum, 'ama neden sen mutlu değilsin?' diye cevap yazdım.
dedi.
Ben yine de mutluyum. Daha önceki kararnameyle de bir çok devlet görevlisi görevine iade olmuştu. Şimdi Nurkan hocayla beraber yeni isimler eklendi buna.
Siyasi iradenin bu çok zor mücadelede işi kolay değil. Mağduriyetlerin olması doğaldır. Önemli olan mağduriyetleri giderecek bir mekanizmanın çalışır olmasıdır. İade işlemleri bu açıdan önemli ve umut verici.
Nurkan hoca, bundan sonraki mesaisini, kendi gibi masum olan ama iade edilmeyen akademisyenler için harcayacağını söylüyor.
Ben de aynı şekilde yine mağdurlara kulak vereceğim. Ancak hükümetin FETÖ ile mücadelesine destek olmayı da ihmal etmeyeceğim. İkisi de çok önemli çünkü.