Daha soğukkanlı analizler yapmaya başladık. Şehitlerin, gazilerin, yaşadığımız travmanın üzüntüsünü, şokunu artık üzerimizden atıyoruz. Vaktimiz ve lüksümüz yok. Bir çok şeyi aynı anda yapmak zorundayız.
Gündüz çalışıp, gece demokrasi nöbeti tutup, her dakika gelişmeleri takip edip, sürekli aklımızda fikirleri çarpıştırıp, diri kalmak zorundayız.
Zihinlerimiz bir gecede açıldı. Şapkalarımız önümüzde, iç muhasebe, özeleştiri ve gerçekleri anlama çabası maksimum düzeye çıkıyor.
Bir millet kendi kaderini, geleceğini, güvenliğini, bağımsızlığını, özgürlüğünü kendi eliyle nasıl sağlayacağını gösterdi bize: 'Tankın altına yatarım, elimle durdururum, uçağın üstüne atlarım, kurşunları göğsümde söndürürüm ama vatanı kimseye vermem.' Dediğini yaptı ve başarılı oldu. Kahraman bir milletin reel politiği ve stratejisi böyle olur.
Sıra geride kalanlarda. Her alanda paradigmalar iflas etti, yıkıldı, planlar, stratejiler söndü, bir gecede anlamsızlaştı. Yenisi kuruluyor.
'Atlantik Paktı, Yeni Roma' ya da Erdoğan'ın “üst akıl” dediği uluslararası güçler, Erdoğan'ın, bir pakt değişimine gideceğini, Batı'dan uzaklaşıp, Asya-Pasifik paktına katılacağını yayıp, durdu. Erdoğan'ın 'Şangay Beşli'sine girebiliriz' sözünü de buna delil olarak gösterdiler.
'Tersine Arap kışı' da Türkiye'nin yükselişini, Ortadoğu'nun kendi kaderine el koymasını engellemek içindi. Son kale Türkiye kalmıştı. Tüm hücumlar bu kaleyi düşürmek için.
Türkiye içinde yer alacağı paktı değiştirmeyi hiçbir zaman düşünmedi ama bir köle gibi her denileni yapmaya da itiraz etti.
Erdoğan-Putin görüşmesi bunun tartışılacağı bir buluşma olacak.
Bakmayın siz, 'iade prosedürü var, delil lazım, komisyon kurarız' demelerine.
Başarısız olmanın şokunu yaşıyorlar, zaman kazanmanın, yeni oyunlar kurmanın peşindeler sadece.
Ayrıca, 'ya her şeyi anlatırsa' diye kaygılılar. Asla vermeyecekler, başka ülkeye de göndermeyecekler. Saf olmayalım. Yunanistan'a bile baskı yaptılar, '8 askeri vermeyin' diye. Onlar da 1 ay uzattılar mahkemeyi.
Büyük bir hata yaptı ABD. Türkiye gibi güçlü ve jeopolitik konumu hayati olan bir ülkede darbe yapmaya kalktı bu devirde.
Resmi açıklamaları hep dostmuş gibi, “sulh” istermiş gibi olacak ama örtülü operasyonları sürecek. Onlar da biliyor, Erdoğan bu yalanlara asla inanmayacak.
Bu nedenle birinci dönüşüm ABD ilişki paradigmasının değişiminde olacak.
Reel politik durumumuz orada, ABD ile baş edemeyiz, açıktan cephe alamayız. Onu dengeleyecek stratejilere ihtiyacımız var.
'Atlantik Paktı'ndan çıkıp, Rusya/Asya eksenine kayacağımızı iddia ederek gerdiler oramı.
Erdoğan-Putin görüşmesinde masada olacak konulardan biri, bu uçak meselesi olacaktır.
Türkiye, artık bir müttefik gibi davranmayan, ABD ve Avrupa güçlerine karşı denge arayışında olacak. Bunu nasıl yapacağını tartışıyor.
Ancak Rusya/Asya hattıyla düşman olmak, tüm yumurtaları Atlantik canavarının sepetine koymak da reel politik olarak akıllıca değil.
İslamcılar, ülkücüler, solcular, liberaller, Kürtçüler, Aleviler birden kabusa uyanır gibi uyandı. 'Vatan yoksa hiçbirimiz yokuz' dediler. Birleştiler, tankları birlikte durdular.
AK Parti, MHP, CHP Cumhurbaşkanı'nın etrafında birleşti. Cumhurbaşkanı da onları kucakladı, tüm davalarından, kızgınlıklarından vazgeçti.
Artık ideolojilerin insanı nasıl kör ettiğini, nasıl robotlaştırdığını tepemize bombalar yağarken anladık.