Yıllardır siyaseti, uluslararası ilişkileri, devletler ve milletler arası ittifakları düzenleyen bir çok kavram değişti, evirildi ya da içi boşaldı. Bu nedenle olsa gerek, dünyadaki gelişmeleri, yeni sosyolojiyi, değişimi ve kendi halimizi tanımlamada sorunlar yaşıyoruz.
Bazılarını anlatmaya çalışayım.
Belki de şaşırmamız gereken konulardan biri, dünyadaki geleneksel ittifakların artık eskisi gibi olmadığı, şeklinin ve türünün değiştiği konusudur.
İnsanlar Rusya ile başlattığımız yeni dönemi eleştirmek için Halep'teki durumu örnek verip, bunun bir çelişki olduğunu söylüyor. Yanlış. Çünkü 'ittifak' kavramını eski haliyle kullanıyorlar.
Bu sadece bizim için geçerli değil. Tüm ülkeler için geçerli. ABD-İran-Rusya üçgenindeki akıl almaz ittifak şekline bakın. Kimin hangi ülkede, hatta hangi şehirde nasıl bir ittifak yaptığını artık kendileri bile takip edemiyor.
Türkiye'de AK Parti iktidarlarıyla birlikte siyasetteki kavramların ve sosyolojinin değiştiğine şahit olduk (bu konuda detaylı bilgi için 29.03.2016 tarihli yazım).
Bunun en ilginç örneği İtalya'da başlayan '
adlı akımdır. Liberal ama yabancı düşmanı, sosyal demokrat ama Avrupa Birliğine karşı, sağcı ama devletin küçülmesini savunuyor... Son derece tuhaf, karmaşık ama tam olarak yeni sosyolojiyi temsil ediyor.
Bu hareket şimdi partileşti. Parti lideri eski bir komedyen. Geçen hafta yapılan referandumda büyük bir zafer kazandı. 2017 de bu partinin iktidara gelmesi bekleniyor. Daha da tuhafı Beş Yıldız Hareketi'nin tüm Avrupa'yı etkileyeceği söyleniyor.
Sağcı, solcu, liberal, demokrat fark etmez,
, siyasetin kavramlarını eritiyor (bu konuda uzun bir çalışma hazırlıyoruz, yakında Yeni Şafak'ta yayınlayacağız).
ABD'de Trump, İngiltere'de Farage, Fransa'da Le Pen, Avusturya'da Hoffer, İtalya'da Grillo gibi siyasi liderler, geleneksel siyaset dilini yerle bir ettiler.
İnsanlar kibar, nezaketli, saygılı ve yumuşak konuşan siyasetçileri daha pısırık, başarısız ve edilgen buluyor. Kendi içlerinde taşıdıkları öfke ve kızgınlığı siyasetçinin dilinde de görmek istiyor.
Siyaset dilinin sadece Türkiye'de sertleştiğini, seviye kaybettiğini düşünenler yanılıyor bu yüzden. Tüm Batı ülkelerinde tuhaf bir dil değişimi var ve gittikçe yaygınlaşıyor.
Eminim bunun gibi daha çok kavramda değişim yaşanıyor. Sosyolojinin ciddi bir dönüşüm yaşadığı tarih dilimine şahit oluyoruz. Üzerine düşünelim. Yine de kavramların değişen içeriklerini anlamazsak, sağlıklı değerlendirmeler yapamayız.