Nusaybin'de geçen hafta gördüklerim ve dinlediklerim yaşananların yeterince anlatılmadığı kanaati oluşturdu bende. Özellikle teslim olan teröristlerin resmi ifade tutanakları, üzerinde durulmaya değerdi bence. Bunları paylaşıyorum sizinle.
Nusaybin diğer yerlere göre en yoğun çatışmaların olduğu ilçe oldu. PKK/PYD'nin Suriye'deki en önemli merkezi olan Kamışlı'nın tam karşısında yer almasından dolayı, örgüt için hayati önem taşıyordu. Bu nedenle PKK, hem mühimmat, hem de militan kadrolarından büyük yığınak yaptı buraya.
On binden fazla asker ve polis Nusaybin'de operasyona katıldı. Ev ev, oda oda çatışma oldu
Nusaybin'in 6 mahallesi kullanılamaz hale geldi. Yaklaşık
, orta ve ağır
gördü.
Şiddetli çatışmaların ortasında ilk etapta 25, sonra 42 ve son olarak 9, toplamda 76 militan teslim oldu. Bu sayıda teslim olma vakası daha önce hiç yaşanmamıştı. Teslim olanların çoğu 'şehir gerillası' denen (YPS), yaşları 16-25 arası militanlardı.
Miltanlar, örgütün kendilerini ölüme gönderdiğini anladıkları, güvenlik kuvvetlerinin sert ve kararlı tutumundan etkilendikleri, ölüm korkusu yaşadıkları için teslim olduklarını söylediler. Bir kısmı pişman olduklarını söyledi, bazıları susma hakkını kullandı.
Militanların bazıları Nusaybin dışından ve başka illerden geldi.
“Nusaybin Belediyesi, hendek kazılması için kepçe verdi. Örgüt mensupları için giyim, sağlık, malzemesi vb. topladı, örgüt mensuplarına dağıttı. Çöp arabaları ve içi kum dolu kamyonları verdi, barikat yapıldı. Bunları örgüt gasp etti diye başvurdular. Yaralı örgüt mensupları için sağlıkçı temin etti.”
“16 yaşındayım, lise öğrencisiyim. HDP Kızıltepe ilçe binasından iki kişi beni arabayla aldı, 08.03.20116 tarihinde Nusaybin'e getirdi. Fırat mahallesinde beni 'Devrim' kod adlı kişiye teslim ettiler ve gittiler... bana bir keleş ve dört yedek şarjör verdiler. Örgüt üyelerinin tedavi edildiği bodrumda onlara yiyecek ve içecek götürüyordum”.
“Mersinde ikamet ediyordum. Cizre'de yürüyüş için HDP öncülüğünde, onların ayarladığı otobüsle buraya geldik. Eylemden sonra '... Kültür Merkezi' önünde çadır kuruldu, burada bekledik. Kültür merkezinden 'Baran' isimli biri yanıma gelerek 'Nusaybin'i gezmek ister misin?' dedi. Kabul ettim. Nusaybin'de 'Çavre' kod adlı kişiye beni teslim etti ve gitti. Çatışma boyunca Fırat Mahallesi'nde kaldım.”
“Malazgirtliyim. İzmir'de yaşıyorum. HDP'nin gönüllü müşahidi olarak seçim çalışmalarına katıldım. 'Büyük Botan Yürüyüşü' için otobüslerle Nusaybin'e geldim. Burada '... Kültür Merkezi'nde' 'Bilal' isimi biri bizi Nusaybin içindeki mahalleye götüreceğini söyledi. Onun aracılığı ile yasaklı mahalleye girdim.”
Militanlar arasında dağ kadroları ve 'YPS' denen gençlik örgütü arasında katı bir hiyerarşik düzen bulunuyor. Dağ kadrolarının baskı, şiddet, infaz uyguladığı, bazı kadın militanlara zorla tecavüz ettiği öteden beri söyleniyordu. Teslim olanların ifadelerinde net bir şekilde bunlar ortaya çıktı.
“Nusaybin Alika mahallesinde bodrumda 'Xabarkar' kod adlı kişiyle baş başa kaldım. Kimi beklediğimi sordu. Ben de 'kimse yok' dedim. Bunun üzerine bana iyice yaklaşarak elimi tuttu... Daha sonra tişörtümü yırttı, bana tecavüz etti... Bu saldırıyı 'Dilan' kod adlı kişiye anlattım. Bana 'yalan söylüyorsun' dedi ve tek başıma, silahsız mevziye gönderdi... Bu tür (tecavüz) saldırıların daha önce 'Jinday, Hermin' kod isimli kadınlara, 'Fırat ve Rizgar' isimli şahıslar tarafından gerçekleştirildiğini biliyorum. Bunları bana kendileri anlattı.
İnternette yayınlanan 'MLKP PKK/KCK ile öz yönetim direnişine devam edecektir' adlı videoda yer alan yüzü kırmızı poşu ile örtülü şahıs benim... Pişmanım.”