|
İlk ‘100 gün’e öneriler
64. Hükümet ülkemize, milletimize hayırlı olsun. Başbakan Yardımcısı olarak isimlerini açıklanan değerli siyasetçilerin hangi konuları üstlendikleri genellikle ilk Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası açıklanıyor. Bununla birlikte, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'in, önceki Maliye Bakanı olarak, tecrübesi ile ekonominin koordinasyonundan sorumlu
Başbakan Yardımcılığı görevini üstlendiğini tahmin edebiliyoruz. Ekonomi Yönetimi'nde, Kalkınma Bakanı olarak Cevdet Yılmaz'ın da görevini sürdürmesi, Mehmet Şimşek gibi, önemli bir birikimi temsil eden 'kurumsal hafıza'nın devamlılığı açısından önemli.

Yine, tecrübesi, becerisi ve birikimi ile, Ulaştırma Bakanlığı görevini yeniden üstlenen Binali Yıldırım
'ın katkıları aynı şevkle devam edecek. AK Parti'nin teşkilat çalışmalarına ciddi katkı
sağlamış olan Süleyman Soylu, Çalışma Bakanı olarak, asgari ücret ve kıdem tazminatı gibi metanetli konuları yönetecek. Keza, Tarım Bakanı olarak Faruk Çelik ve Orman Bakanı olarak Veysel Eroğlu tecrübelerini fazlasıyla konuşturacaklar. Berat Albayrak ise, entelektüel birikimi ve iş hayatında tecrübe kazandığı alan itibariyle, Enerji Bakanlığı'nda önemli işler gerçekleştirecektir
. Bu noktada, bizim de 'çorbada bir tutam tuz'umuz olsun, niyetiyle, ilk 100 gün için önerilerimizi paylaşalım, istedim.

'Güven'i güçlendirecek tedbirler

İlk 100 gün için, kritik konulardan birisini, hane halkının ve reel sektörün ekonomiye güvenini yeniden güçlendirmek ve perçinlemek oluşturuyor. Sadece 1 Kasım milletvekili genel seçimlerinden çıkan '4 yıllık tek başına iktidar' sonucuyla dahi, tüketici güveni bir anda sıçradı.
Bir yandan, Türk halkının çarşı-pazar boyutunda, 'hayat pahalılığı' ile ilgili algısını iyileştirecek, bir yandan da reel sektörün yeniden yatırımlara yönelmesini sağlayacak teşvik edici düzenlemelerin hayat bulması gerekiyor
. Türk halkının ekonomiye güvenini arttıracak önlemlerin bir boyutu, hane halkının gelirini arttırıcı ve borç yükünü azaltıcı, seri olarak hayata geçirilebilecek tedbirlerden; bir başka boyutu da enflasyonun 'boynunu kırarak', yüksek seyretmesine sebep olan gerekçeleri ortadan kaldırmaktan geçiyor. Özel sektör yatırımlarının ve ihracatın finansmanına yönelik acil tedbirlerin hayata geçirilmesi de, Türkiye ekonomisinin büyüme hızına müspet yönde katkı sağlayacaktır.

Asgari ücret en NetaMeli konu

Hane halkının ekonomiye duyduğu güveni perçinleyecek, çarşı-pazardaki alışverişi makul ölçüde canlandıracak tedbirlerin bir boyutu, hane halkının gelirini arttırmaktan geçiyor.
Burada, çalışanların, emeklilerin, hatta eğitim gören gençlerin gelirini düzeltmeye yönelik, ilk 100 günde atılabilecek adımlar var
. Çalışanları ilgilendiren en kritik konu, asgari ücretin 1.300 TL'ye yükseltilmesi. Bu konu, sadece asgari ücretle sınırlı değil ve asgari ücretin üzerinde ücretle çalışan kesimler dahil, tahmin edilenden daha büyük bir çalışan grubunu ilgilendiriyor.
Bu nedenle
, düşük gelirle çalışanların durumlarının yasal olarak daha düzenli hale getirilebilmesi, aynı zamanda işverenlerin istihdam
maliyetlerinin de azaltılması adına, asgari ücretin yüzde 120'sine kadar maaş ödeyen işverenlerin SGK prim tutarlarının asgari ücretle aynı olmasına yönelik bir düzenleme yapılması, reel sektörde bu konu gündeme geldiğinden beri gözlenen tartışmaları yatıştırabilir.

Ücret artışı tasarrufları da arttırsın

Hiç şüphesiz, 7-8 milyon sabit ücretle çalışan kesimin ücretlerinde yüzde 15 ile 30 arasındaki iyileşmenin, hane halkı gelirleri açısından doping etkisi olabilir. Ancak, bu gelir artışının tümünün tüketim harcamalarına dönüşmesi, Türkiye'nin iyileştirmek zorunda olduğu tasarruf oranları açısından fırsatın kaçması demektir.
Bu nedenle, çalışanların, kanuni düzenleme ile emeklilerin maaş ve ücretleri iyileştirildiğinde, ilk 100 günde tasarrufları özendirici önlemler de alınmak suretiyle, gelir artışının bir bölümünün tasarruflara yönelmesinin sağlanması yararlı olacaktır
. Gençlerin 'genel sağlık sigortası' borçlarının silinmesi de, yine hane halkının sürece adaptasyonu açısından önemli. Bu tür yeni sistemler otururken, hane halkına çıkarılacak kabarık borçların sebep olabileceği moralsizlik de, ekonomik aktiviteyi etkiler.
Keza, terörle mücadele eden emniyet mensuplarının özlük haklarında iyileştirme, er ve erbaşların harçlıklarının artırılması, muhtarlara zam, çiftçiye KDV desteği, esnafa vergi kolaylığı gibi adımlar da, yine hane halkının moralini yükselerek, ekonomik aktiviteyi olumlu yönde etkileyecektir
. Taşeron işçilerin kadroya alınması konusunda ise, önceki hükümetler döneminde büyük ölçüde tamamlanmış çalışmanın ilk 100 günde hayat bulması da, yukarıdaki adımların tuzu, biberi olur.

Yatırımların maliyeti iyileştirilmeli


Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaklaşık iki yıldır, Türkiye'de faizlerin yüksek olduğundan ne zaman söz etse, kimi çevreler garip bir tutumla, konuyu hep Merkez Bankası para politikası faiz oranına getirdiler
ve 'TCMB üzerinde siyasi baskı oluşturuluyor' iddiaları ile, konu ne yazık ki başka noktalara çekildi.
Oysa, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bahsettiği husus, Türkiye'de reel sektörün, yatırım amaçlı ve işletme sermayesi amaçlı olarak, çok ağır bir maliyetle kaynak kullandığıydı
. Bu nedenle, ilk 100 günde, reel sektörün finansman imkanlarının maliyetlerini aşağı çekecek tedbirler, kısmen kamu yükleri, kısmen de bankalarca uygulanan kimi harç ve giderlerde anlamlı indirimler yapılması gerekiyor. İlk 100 günün içinde, teşviklerin yeniden yapılandırılması adına atılacak adımlar ise, sonraki 300 ve 500 gün için anlamlı olacaktır.
#Asgari ücret
#Cumhurbaşkanı Erdoğan
#faiz oranı
#yen kabine
8 yıl önce
İlk ‘100 gün’e öneriler
Hayvanseverler neyi sevmezler?
Üçüncü dünya savaşı çıkar mı?
Peki Sünni Türkler ne diyor bu işe?
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!