|
‘Kriterler’ini yiyim senin Avrupa Birliği
Ve, Avrupa Birliği'nin 'demokrasi', 'hümanizm', 'tolerans' ve 'hoşgörü' gibi temel değerlere bağlı yapısı, yaklaşımı, Yunanistan Krizi'nde yerle yeksan oldu. Muhakkak ki, Suriye'nin kuzeyindeki sıcak gelişmeler, Türkiye'de olası bir koalisyon hükümetinin kurulmasına yönelik çalışmalar çok önemli. Bununla birlikte, tüm üye adayı olduğumuz, 1964'den beri üyelik müzakeresi yürüttüğümüz
Avrupa Birliği'nin yakın ve uzak geleceğini ilgilendiren ve ciddi etkileri olacağı beklenen Yunanistan Krizi, Türkiye'nin en önemli ticaret ortağı olan Avrupa'nın
içinde bulunduğu sıkıntılı durum, Türk ekonomisine etkileri açısından
dikkatle takip edilmeyi hak ediyor
.

İşin diğer boyutu ise,
Avrupa Birliği'nin (AB) kendi yönetim organlarının, siyasi liderlerinin, kurumlarının, Yunanistan Krizi'nde AB'nin temel değerlerine aykırı bir çok tutum sergilemiş olmaları
. Üstelik, Yunanistan'a yapılan 'değerler karşıtı', hatta anti-demokratik müdahale şu andaki gelişmeler ile sınırlı değil. AB liderleri, belki unutmuşsunuzdur, Yunanistan'da halkın oyları ile seçilen bir Meclis'i, Yunan siyasetçilerini 2 yıl önce bir kez daha seçim yapmaya zorladılar. Yani,
AB'nin temel değerlerinin Yunanistan'ı zorlamak adına çiğnenmesi ilk değil.
Bu
açıdan, Türkiye'ye yönelik olarak yıllardır dile getirdiğimiz 'çifte standart', 'tepeden bakma' gibi saygısız davranışların bir başka boyutuyla, bugün komşumuz Yunanistan muhatap.

AB liderleri ve AB Komisyon Başkanı Juncker'ın, sert tutumları ile, Çipras Hükümeti'nin sermaye hareketlerini kontrole ve bankaları 6 Temmuz'a kadar kapatma kararını almaya zorlamaları da, Syriza Partisi ve Çipras Hükümeti tarafından, Yunan halkının kararını etkilemeye yönelik 'anti-demokratik' tavır olarak nitelendi. Çipras, ayrıca
Avrupa Parlamentosu Başkanı Schulz ile de görüşerek, Yunanistan'a acil yardımın süresinin 6 Temmuz'a kadar uzatılması için destek istedi
. AB Komisyon Başkanı Juncker ise, duruşlarını savunarak, Yunan halkına seslendi: “Ölüm korkusundan dolayı intihar etmeyin; çok sevdiğim Yunanlılara bunu söylemek istiyorum. Sorulan sorudan bağımsız, referandumda evet deyin”. 5
Temmuz'daki referandumun sonucu ne çıkarsa çıksın, AB'nin geleceği açısından önemli etkileri olacak.

Stiglitz'den AB tarafına ağır eleştiri

HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü'nün 'Yunanistan'ın IMF'e 1,7 milyar dolarlık borcunu Türkiye ödesin' teklifi ise, romantik bir öneri olarak gözükse de, bir an değerlendirildiğinde, stratejik sonuçları da olabilecek bir durum. Kürkçü de,
Almanya, Avrupa Merkez Bankası, AB Komisyonu ve IMF'in Yunanistan'ın değil, paranın çıkarını korumak için Syriza Hükümeti'ni baskı altına aldığını ifade etmiş
. Pazartesi günü, Türk medyasında da yer alan yorumlarda, Yunanistan'ın 2,5 yıldır yürüttüğü 'kemer sıkma' tedbirleri sayesinde, esasen, Fransa ve Almanya'nın Yunanistan'dan alacaklarını büyük ölçüde tahsil ettikleri ve risklerini hayli azalttıkları vurgulanmaktaydı.

Mevcut yaklaşımın AB'nin ilkelerine ters olduğunu ifade eden Kürkçü, Avrupa'nın Yunanistan'ın yardımına koşması ve bir bakıma kendisini kurtarması gerektiğine işaret ederek, Yunanistan'ın batmasıyla Euro Bölgesi ve Avrupa Birliği büyük çatlakla karşı karşıya kalacağını belirtti. Kürkçü yalnız değil.
Nobel ödüllü ekonomist ve Türkiye'ye hayli meraklı olan Stiglitz de, yeni yayınlanan yazısında, Yunanistan'ın kreditörlerine sert eleştiriler yönelterek, ülkenin daha fazla kemer sıkmayı tercih etmemesinin yararlı olacağına işaret etti
. Troyka'nın Yunanistan'a uygulattığı programın GSYH'de yüzde 25'lik daralmaya yol açtığını hatırlatan Stiglitz, kreditörlerin kendilerini sorumlu tutmamasının da şaşırtıcı olduğunun da altını çizdi.

Yunanistan'a, son kurtarma paketiyle, mali yardım adı altında, borç olarak verilen ciddi miktarın hiçbir kısmının gerçekten Yunanistan'a gitmediğini kaydeden Stiglitz, bu paranın özel sektör borçlarını ödemek suretiyle, Avrupa'nın bankacılık sistemini kurtarmak için kullanıldığını hatırlattı
. Uluslararası Para Fonu (IMF) ve diğer resmi kreditörlerin, esasen Yunanistan'dan talep edilen paraya ihtiyaç duymadığını savunan Stiglitz'e göre, ödeme yapılsa dahi gelen para yeniden Yunanistan'a borç olarak verilebilir.

'Liderler halka danışmadan iş yaptılar'

Avrupa Birliği'nin demokratik değerler üzerine kurulu olması gerektiğini hatırlatan Stiglitz, kreditörlerin referandumu ve anlaşmayı birkaç gün dahi uzatmaya yanaşmamalarının anlaşılmaz olduğunu da vurgu yapmış, yazısında. Yunan hükümetinin kendisini iktidara getiren vaatlere rağmen halkını düşünerek kreditörlerle yeniden müzakere ettiğini belirten
Stiglitz, mevcut demokratik kaygının Euro Bölgesi ile uyuşmadığını; çünkü, Euro Bölgesi'nin çoğu üyesinin para politikası kararlarını tek bir kuruma, Avrupa Merkez Bankası'na devrederken, halka danışmadıklarını hatırlatıyor.

5 Temmuz'daki referandumda her iki cevabın da Yunan halkı açısından ciddi riskleri beraberinde getirdiği tespitini yazısında paylaşan
Stiglitz, kurtarma paketine evet oyunun, Yunan halkı için sonsuz bir buhran anlamına geleceğini; hayır oyunun ise, ülkenin kaderini kendi eline almasını sağlayabileceğini
; böylece eskisi kadar varlıklı olmasa da, Yunanlıların daha az sıkıntılı bir gelecek inşa edebileceklerine işaret ediyor. Daha Ocak ayında, Adana'da, ÇUGİAD Zirvesi'nde kendisini dinlemiş olmam nedeniyle, tespitlerine aynen katılıyorum.
#yunanista
#ekonomik kriz
#avrupa birliği
#euro
9 yıl önce
‘Kriterler’ini yiyim senin Avrupa Birliği
İstifa sonrası dönüşlerde kurumların takdir hakkı
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!