|
Bilenler söylesin: Bu analizler isabetli mi?

Bugün bir kere daha "bilmediğim/anlamadığım" konulardan birisi ile meşgul olacağım. "Finans" meselesiyle yani…

Vefa Tarhan"ın son yazısını yine T24"ten okudum. Biliyorsunuzdur, "dünyanın en önemli ekonomistleri arasında 107. sırada" yer aldığı söylenen (sıralamayı kimlerin yaptığını bilmiyorum) bu profesörün yazıları ile sıklıkla T24"de karşılaşıyoruz. Benim açımdan kolay yazılar değil bunlar; ama kafamı toparlayıp anlamaya çalışıyorum. Hemen söyleyeyim ki, anladıkça da -doğrusu- bayağı endişeleniyorum. Bu okumaların okurunu huzursuz kılan ilk özelliği dünya sıralamasında iyi bir yere oturduğu söylenen bu profesörün analizleri ile ülkenin ekonomi kurmaylarının söylediklerinin hiç mi hiç çakışmaması. Profesörün ülkenin dış finansman probleminin giderek büyüdüğünü ve gidişatın da iyi olmadığını anlatmaya çalışmasına rağmen "kurmaylarımız" hiç mi hiç bu düşüncede değiller.

Vefa Tarhan"ın son yazısını okuduğumda bu "iki dünya" ya da daha doğrusu bu iki bakış arasındaki farkı daha açık-seçik biçimde fark ettim. Dolayısıyla bu işte bir yanlışlık olması gerekir diye düşündüm. Ya "kurmaylarımız"ın bize (topluma) verdiği bilgiler gerçeği yansıtmıyor, ya da (ikinci ihtimal) profesör söylendiği gibi dünya sıralamasındaki yerini hak etmiyor…

Profesör "pazar ekonomisi"ni dünyanın en randımanlı ekonomisi olarak nitelemesine rağmen kendisini bir sosyal demokrat olarak niteliyor. Nitekim bu özelliğinden dolayı da bir dönem CHP Genel Başkanı"nın -sonu hüsranla biten- ekonomi danışmanlığını yapmış. Konunun bu yönünü Ezgi Başaran"ın (Radikal) bir yıl kadar önce profesörle yaptığı röportajdan ayrıntılarıyla öğrenebilirsiniz.

Şimdi de gelelim profesörün son yazısından bazı bölümlerin aktarılmasına. Önümdeki uzunca yazının bu bölümlerini olduğu gibi aktarıyorum, çünkü araya girip cümleleri kendi dilime çevirme yeteneğini (ve cesaretini) kendimde bulmuyorum. Buyurun o zaman profesörün önemli ve iddialı, etrafında lehinde-aleyhinde epeyce laf edilmesi gereken "Ekonominin dış finansman problemi" başlığı altında topladığı analizlerini:

"2011"de 75.1 milyar dolar olan cari açık, 2012"de 46.9 milyara düştü. Aslında orijinal rakamlar 2011 için 77.2 milyar dolar, 2012 için ise 48.9 milyar dolar idi. (…) 2011"de yüzde 10"a ulaşan cari açık oranı ile (Cari Açık/GSMH) Türkiye dünyanın en yüksek cari oranı olan ülkesi olmuştu. Oran bir yana, ABD"den sonra Türkiye"nin cari açık seviyesi dünya ikincisi idi (ABD"nin oranı sadece %3"dü)."

"Orta vadeli programının 2013 için öngördüğü 60 milyar dolarlık cari açık gerçekleşse bile, ülkenin bu sene için dış finansman ihtiyacı bu rakamın çok üstünde. Bunun nedeni cari açığın finansmanına ek olarak ülkenin 2013"te vadesi dolacak olan borçlarını ödeme zorunluluğu olması. 2002 yılında 16 milyar dolar olan ülkenin kısa vadeli (1 yıldan az) dış borçları Ocak 2013 itibariyle 108 milyar dolar civarında. Buna, uzun vadeli borçların 2013"de vadesi dolacak olan 42 milyar dolarlık kısmı da eklendiğinde, 2013"de ödenmesi gereken döviz bazlı borçlar 150 milyar oluyor. Bu rakama 60 milyar dolarlık cari açık eklendiğinde, ekonominin 2013 toplam dış finansman ihtiyacının 210 milyar dolar olduğunu buluyoruz."

"Ülkelerin iki sağlıklı finansman kaynakları olduğunu biliyoruz: Doğrudan yatırımlar ve tasarruflar. Ülkemiz maalesef bu iki konuda da sınıfta kalmış durumda. Aşağıdaki verilerin göstereceği gibi ülkemize gelen zaten düşük olan net doğrudan yatırımlar 2012"de daha da azaldı: 2011"de 13,7 milyar olan net doğrudan yatırımlar 2011 cari açığının sadece yüzde 18"ini karşılayabilmişti (tabii ki, bu rakam toplam dış finansman ihtiyacının çok daha düşük bir oranına tekabül ediyor). 2012"de net doğrudan yatırımlar 8,3 milyar olarak gerçekleşti, yani bir önceki yıla oranla %40"lık bir düşüş yaşandı."

"Sonuç: Türkiye"nin yakın gelecekte bir dış finansman dar boğazı ortamını önlemesi güç olacak gibi görünüyor: Ülkenin dış finansman ihtiyacı rekor seviyede ve bu durum yakın gelecekte devam edecek."

Canınızı sıkmak istemediğimden konunun meraklılarına yazının tamamına ulaşmalarını öneririm.

Gelelim benim bu "anlamadığım/bilmediğim" konuyu niçin köşe yazısına taşıdığıma: Doğrusu ben, ekonominin dış finansmanına ilişkin ortada birbiriyle alakasız değerlendirmelerin dolaşmasından memnun değilim. Tamam toplumun çok büyük kesimi olarak ekonomiden/finanstan anlamıyoruz ama birilerinin, yani bu işi bilenlerin bizi bu sıkıntılı durumdan kurtarması gerekmiyor mu? Cevabını aradığımız soru şu: Vefa Tarhan"ın analizleri mi, yoksa ekonomi kurmaylarının açıklamaları mı gerçeği yansıtıyor? Tamam konudan anlamıyoruz ama bu kadarını bilmek hakkımız değil mi?

11 yıl önce
Bilenler söylesin: Bu analizler isabetli mi?
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle