|
Dinç"in tutuklanmasına engel olan kim?

Tane tane anlatalım da, mesele anlaşılsın: Murat Demirel, dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel''in yeğeniydi; parlak, başarılı, geleceği olan bir işadamıydı. Günün birinde bir banka (Egebank) sahibi oldu. "Afyonlular, Yozgatlılar, İzmirliler, Bursalılar..." sloganıyla, piyasadan bol miktarda para topladı. Sonra bu paraları, tabiri amiyane ile, "iç" etti. Banka battı. Bankalar Yasası''na göre, Murat Demirel''in borcu "devletin borcu" sayıldığı için, devlet Egebank''a el koydu.

Süleyman Demirel''i yeniden Çankaya''ya taşıyacak 5+5 formülünün Meclis''e takılmasıyla, bir anlamda Murat Demirel''in de kaderi çizilmiş oldu ve hapse atıldı.

Sabah gazetesinin kurucusu, geliştiricisi, lider yapıcısı Dinç Bilgin de Etibank''ı satın aldı.

"Dürüst gazeteci" Necati Doğru''nun da belirttiği gibi, Etibank Dinç Bilgin''e dedesinden kalmamıştı. Devletin bankasıydı... Devlet bu bankayı çalıştıramadı, yük haline getirdi, satmaya karar verdi.

Dinç Bilgin ne yaptı?

Herkes, ağız birliği edip "Güçlü bir bankan olursa daha güçlü gazeten olur" deyince, Doğan Kumaşçılık fabrikası sahibi Sabri Doğan''ın alıp da borçlarını ödeyemediği için Cavit Çağlar''a devretmek zorunda kaldığı bankayı (Etibank''ı) Cavit Çağlar''dan satın aldı.

Dürüst gazeteci Necati Doğru''ya sorarsanız, devleti bir bakıma yükten kurtardı.

Ama sonra kendisi yük oldu.

Çünkü, satın aldığı bankanın içini boşaltarak, borçlarıyla birlikte posasını devlete bıraktı.

Devlet de, hem bankaya el koydu, hem de Dinç Bilgin ve arkadaşları hakkında soruşturma açtı.

Murakıp raporları ve soruşturma sonuçları, Dinç Bilgin''in, şu anda içeride çürümekte olan Murat Demirel''le aynı suçu işlediğini belgeliyordu.

Dinç Bilgin hakkındaki suç dosyası tekamül ettirilip İstanbul DGM Savcılığı''na gönderildi. Savcılık dosyayı inceledi. Sıra devleti soymak amacıyla teşekkül oluşturan Dinç Bilgin ve arkadaşlarının ifadelerini almaya gelmişti.

Ama bu gerçekleşemedi.

Çünkü, (savcılığa göre) dosyada bazı evraklar eksikti.

Gerçi Murat Demirel, BDDK incelemesi bitmeden ifadeye çağrılmış, hatta bileğine kelepçe takılarak cezaevine gönderilmişti ama, Dinç Bilgin (kimbilir, belki de henüz güçlü ve bağlantıları sağlam bir işadamı olduğu için) ne ifadeye çağırılabildi, ne de hapse atılabildi.

Soruşturmayı yürüten DGM savcısı da sıkıntılıydı; Şu Dinç Bilgin meselesinin bir an önce "bir şeye" bağlanması gerekiyordu; tuttu BDDK Başkanı Zekeriya Temizel''e bir mektup yazdı ve Etibank''la ilgili dosyaları istedi.

Sonuç?

BDDK Başkanı Zekeriya Temizel de savcıyı cevabî bir mektupla bilgilendirdi.

Ufuk Güldemir''in yönettiği haber portalı "Habertürk", dün, Zekeriya Temizel''in DGM savcısına yolladığı mektubu yayınladı.

Bir yazı ve "ek"ten oluşan mektup, (Habertürk''ün iddiasına göre) Etibank yöneticilerinin neden bugüne kadar ifadelerinin alınmadığına ve daha bir süre alınmayacağına açıklık getiriyordu.

Bu yazıya göre son iddia üzerindeki çalışma Haziran''da bitecek. Yani savcı, son Etibank dosyası eline geçene kadar, muhtemelen Temmuz''un sonlarına kadar sanıkların ifadesine başvuramayacak.

Bilgin''i koruyan kim?

Bunu bilmiyoruz.

Ama Dinç Bilgin''in, yıllanmış iddialarla adam tutuklatan bir gazetenin patronu olduğunu ve (kendi ifadesiyle) "henüz ölmediğini" çok iyi biliyoruz.

23 yıl önce
Dinç"in tutuklanmasına engel olan kim?
Son perde
Kusurumuzdan kork yapay zeka!
Yangın ve körük
Söz milletin de ‘millet’ kim?
Aile nasıl kurtulur? Düşen nüfus nasıl artırılır?