|
İdealistçe bir tavır

Öğrenci iken Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu milliyetçi düşünceye sahip iki üç profesörden biriydi. Ziya Gökalp, İçtimaiyat prensipleri, İbni Haldun'un Hukuki Fikirleri ve Tesiri, Karl Marx'ın Hayat ve Şahsiyeti gibi pek çok eser arkasında bırakarak dünyamızdan göçmüştür. Kitaplarındaki adını da 'Fındıkoğlu Ziyaeddin Fahri' diye yazardı. Erzurum'un Tortum İlçesi'nin Çamlıyamaç Köyünde dünyaya gelmişti; Ömrü boyunca memleketini düşünmüş, oraya hizmet etmişti. Hayatının son günlerinde Tortum'un bir bucağına ortaokul yaptırma gayretine düşmüştü. Arkadaşlarımızla beraber bir yayın evi kurmuştuk. Basılmakta olan bir kitabın tashihini yaparken içeriye Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu girdi. Arkadaşımız büyük bir saygı ile ayağa kalkarak hocanın elini öptü.



-Hocam bu ne şeref?



-Sağol evladım, saygı göstereniniz çok olsun.



-Size ne ikram edebilirim?



-Görüyorum ki meşgulsünüz; sizi işinizden alıkoymayayım.



-Hayır hocam acelesi yok.



-O zaman bir orta kahve içeyim evladım.



Yakındaki hanın ocaksına bir orta kahve, kendisi içinde bir çay söyledi. Karşılıklı konuşurken yayın evinin durumunu sordu. Arkadaşımız dilinin döndüğü kadar anlattı. Bunun üzerine Ziyaeddin Fahri kahvesini yudumlarken şunu söyledi;



-Ben buraya hem sizi görmek hem de bizim beldeye yaptırmaya çalıştığım ortaokula bağış alabilmek ümidi ile uğramıştım. Fakat şu anda görüyorum ki burası çok idealist bir yayınevi, sizin bağış yapmaya imkanınız yoktur herhalde.



-Olmaz olur mu hocam, burası kültürümüze hizmet için kuruldu. Sizde kültürümüze hizmet etmek için istiyorsunuz. Aramızda gaye birliği var. Bizden kaç lira bağış bekliyordunuz?



-Buraya gelirken elli lira düşünmüştüm, daha az da olabilir.



Ah hocam! Siz bize yüz liralık makbuz kesiniz.



Ziyaeddin Fahri on makbuz kopardı; arkadaşa verdi, aldığı yüz lirasını da cebine koydu. Bunun üzerine arkadaşımız şu teklifte bulundu;



-Hocam, sizi değerlendirmek bize yakışmaz; ama siz çok büyük bir insansınız; bu kadar kitaplarınız bunca öğrencileriniz var. Makbuzla teberru toplamaya çalışmanız, ünlü bir generalin, sıradan bir asker gibi süngü taarruzuna kalkmasına benziyor. Koçanı buraya bırakınız, durumu anlatırız; sizin gayretinize arkadaşlarımız, büyüklerimiz ilgisiz kalmazlar. Her hafta uğrarsınız, ben burada yoksam başka arkadaşımız olabilir; kestiğimiz makbuzların parasını alırsınız. Biz de ziyaretinizden nasipleniriz.



Ziyaeddin Fahri Bey, ciddi bir tavır takındı; derin çizgili yüzü onun önemli bir insan olduğunu gösteriyordu.



-Bu mümkün değil evladım!



Arkadaşımızın yüzü hafifçe pembeleşti;



-Niçin hocam bize güvenmiyor musunuz?



-Ne demek güvenmemek! Sizleri ben yıllardan beri tanıyorum. Bu çağda gencecik yaşta vatan ve millet için çırpınıyorsunuz, normalde sizin yaşınızdaki insan nefsinin peşine düşer. Ama kusura bakma.



-Neden hocam?



Cebinden çıkardığı mendille alnındaki terleri sildi.



-Ben liseyi bitirdiğimde bütün insanlığı kurtaracağıma inanıyordum. Üniversiteyi bitirince insanlığa gücüm yetmez; fakat Türkiye'yi kurtarmama kimse engel olamaz, diyordum. Fransa da doktora yapınca Türkiye'yi değil, ama Türkiye'de ilmi kurtaracağıma hiç şüphem yoktu. İlim kurtulunca ülkemizdeki meseleleri kendiliğinden bir bir çözüleceğinin farkında idim. Doçent olunca Türkiye de ilmi kurtaramayacağımı anladımsa da kendi branşımı tutup ayağa kaldıracağımdan kesinlikle endişe etmiyordum. Profesör oldum, hiç olmazsa fakültemizin içinde bulunan iktisadi ilminin peşine düştüm. Ordinaryus profesör olunca kürsümü kurtarmanın derdine kapıldım, onu da başaramadım. Şimdi kendimi mezarın başında hissediyorum; hiç değilse hayatta elle tutulur, gözle görülür bir iş yapmak için, bizim beldeye bir ortaokul yaptırmaya karar verdim. Bundan dolayı bu hizmeti kimse ile paylaşmam. Kusura bakma evladım.



Arkadaşımız gülümsedi;



-Bu maceranızı bilmediğimiz için hizmetinize talip olduk, bizi bağışlayın hocam.


#Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu
#İdealizm
8 yıl önce
İdealistçe bir tavır
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!
Unutma sakın!