|
Boğaz'da bir gezinti

Bilhassa 1960- 1961 yılları bizler için çok üzüntülü geçmiştir. Demokrat Parti devrilmiş, milletin sevgilisi Menderes ve arkadaşları asılmışlardı. Biz de bu sıralarda Hilmi Oflaz ile beraber bazı pazar günleri Boğaz'a gidiyor, oranın hürriyetini teneffüs ediyorduk.



Yine böyle bir pazar günü; Hilmi Oflaz ile Marmara Kıraathanesinde buluştuk. Durağa geldiğimiz anda Boğaziçi otobüsü kalkmak üzere idi. Hilmi Oflaz Ağabey bana 'bin' dedi. Evvela tereddüt ettim; çünkü Hilmi Oflaz'da otobüs bileti olmasına dair ihtimal bulunmuyordu. Bunun üzerine şöyle dedim;



— Bir dakika ağabey, bilet alalım.



— Bin!



Ben de otobüse bindim; otobüs duraktan kalktı. Kısa bir süre sonra bilet kontrolcüsü geldi.



— Bilet kontrol!


Ben gözlerimi Hilmi Ağabey'e çevirdim; bunun üzerine bilet kontrolcüsü tekrar etti;



— Bilet kontrol!



Hilmi Oflaz adama döndü;



— Ne söylüyorsun? Alınması lazım gelmişse alınmıştır, alınmaması lazım geliyorsa alınmamıştır!



Bilet kontrolcüsü hafif bir tereddüt ettikten sonra; 'Af edersiniz' deyip gitti.



Yüzüme tebessüm gelip geçti. Nihayet Emirgan'da her zaman gittiğimiz yerdeki kıraathanede oturduk. Hilmi Oflaz anlatmaya başladı; Başbakan Adnan Menderes'i savunuyor, ama orduyu da üzerimize çekmek istemiyordu. Gelenler etrafımıza oturuyordu.



— Adnan Menderes hayırlı işler yaptı. Eyüp Sultan Camii'nin ne hale geldiğine bir bakın; ayrıca yurtta binlerce cami açıldı. Anadolu sermayeye kavuştu. Türk Milleti ortaçağdan kurtuldu, modern çağa geçmeye başladı. Tabi bu arada bazı yanlış işler de yaptı; darbeyi yapanlar da haksız değildi. Fakat Menderes'e benzer bir devlet adamı; Fatin Rüştü Zorlu misali bir hariciyeci, Hasan Polatkan gibi maliyeci her milletten fazla yetişmez. Onlara yazık oldu; bu millet ne kadar ağlasa boşa gitmez.



Hilmi Oflaz konuştukça konuşuyor, yeni gelenler de çevremizi doldurmaya başlıyordu. Hilmi Ağabey'in dediklerine kulak misafiri oluyorlardı. Bazı ihtiyarlar da kendi aralarında fiskos ediyorlardı. Biran geldi ki kalabalığın arasında bir el havaya kalktı;



— Ben falan karakolda başkomserim, karakola gelir misin?



Hilmi Oflaz,



— Hay hay! Dedi.



Millet homurdandı, ne yazık ki yapacakları bir şey yoktu. Komiserin yanında Hilmi Oflaz gidiyor, ben de arkalarından takip ediyordum. Karakola vardık; komiser geçip yerine oturdu. Hilmi Oflaz karşısında dikiliyordu, kapı açıktı; ben de kapının önünde bekliyordum. Komiser söze başladı;



— Dediklerini yarım saatten fazla dinledim, ihtilalın lehinde misin? Aleyhinde misin? Bunu anlayamadım. Sen fanatik bir adamsın öyle değil mi?



Hilmi Oflaz Hint Horozu gibi kabardı;



— Evet komiser bey, fanatik olmayan eşektir hatta eşek oğlu eşektir. Fanatik tuttuğunu tam tutmaktır, bir insana bağlılığını ortaya koymaktır. Alışkanlıklarına sadık kalmaktır. Mesela ben yedi paket sigara içiyorum; bir tek söndürülmesi lazım geldiği yerde söndürürüm. Diğer zamanlar devamlı emzik misali ağzımda taşırım, uykuda bile sigaranın hasretini çekerim. Uyanır uyanmaz elimi sigaraya atarım.



— Bu laflarından da bir şey anlamadım. Sen ya dahisin, ya da zırdeli bir adamsın; ne olur benim başıma bela olma! Şu karşıda otobüs durağı var, ben buradan bakıyorum, oradan bilet alın, benim mıntıkamı terk edin, hadi bakalım!



Hilmi Oflaz ile beraber otobüs durağına geldik. Ben iki bilet satın aldım. Birini Hilmi Oflaz Ağabey'e verdim. Otobüs geldi, biz de sıkışarak bindik. Her durakta indirdiğinden daha çok yolcu alıyordu. Gittikçe hacmini çok aşmıştı. Beşiktaş'tan itibaren araba boşalmaya başladı. Bu anda yine bilet kontrolcüsü geldi. Hilmi Ağabey, bizi karakola götüren komisere karşı öfkesini biletten çıkarıyordu. Avucunda buruşturduğu bileti kontrolcüye verdi. Adam;



— Bu ne hale gelmiş! dedi.



Bunun üzerine Hilmi Oflaz şunu söyledi;



— Evet, biletin ne hale geldiğini soruyorsun da benim ne hale geldiğimi niçin sormuyorsun?


#Hilmi Oflaz
#Boğaz
8 yıl önce
Boğaz'da bir gezinti
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle