Süleyman Çobanoğlu, Millî Gazete''deki köşesinde geçenlerde "Bizim ihtiyarlığımız acep nasıl olur?" diye sordu ve şunları yazdı: Hakan Albayrak, muhtemelen iyice zayıflayacak, ama her halükarda, kırçıl sakallarını sığazlayıp, romatizmadan fırdönen belkemiklerini avuçlayarak, duvardaki kocaman haritada İslam coğrafyasına bakıyor olacak hâlâ... İbrahim Tenekeci, "Hangi pazarda iyi üzüm bulunur"u başlıca mesele yapacak, şifalı ot hususu yalnız ondan sual olunacak. Hakan Arslanbenzer, torunlarından maada kimseyle anlaşamayacak, didişip duracak. Bedir Acar muazzam bir koleksiyoncu, Murat Menteş daha gözlüklü... Kemal Sayar, hiçbir şey yapmasa bile, o aristokrat heybetiyle gazetecinin birini karşılayıp birini uğurlayacak. Hakkı Yanık, çok iyi bir komşu, çok iyi bir cami arkadaşı olacak. Komşuluk deyip geçmeyin. Üstelik cami avlusunda geçen "Hazreti Yakub''un sürüsünde kaç deve vardı?" gibi bahislerde bile Hakkı aranacak. Mehmet Şeker, o yaşta da espri yapar mı bilmem. İki şeyi özleyecek: Tosbağasını ve ilk dergisini. Şiir o zaman da yazar. Amma kaçarı yok: torun-torba, bizim Şeker''i modası geçmiş bulacak. Allahuâlem.

...

Alacağın olsun Süleyman. Niye kendine dair bir şey yazmadın? Yoksa sen ihtiyarlamayacak mısın?

Eğitim Bilim''in 21. yüzyıla dair tahminlerinin son bölümündeyiz...

Ülkeler asker sayısını artırmaya değil, askeri teknolojiye önem verecek.

Mezarlık sıkıntısı yaşanacak.

Sermayeden çok, proje ve fikir işe yarayacak.

Çete ve gizli örgütler çoğalacak.

Özelleştirme yayılacak.

Dünya masonları menfaatleri paylaşamayıp birbirine girecekler.

Faizsiz bankacılık gelişecek.

Özel araba kullanımı azalacak. Toplu taşıma gelişecek.

Ekonomik krizler artacak.

Yabancı dil her alanda zorunlu hale gelecek.

Avrupa Topluluğu''ndan daha etkili Asya Topluluğu teşekkül edecek.

Boşanmalar artacak.

Klasik musıkiye dönüş yaşanacak.

Ülkeleri medya-sermaye-siyaset üçgeni yönetecek.

Üniversiteler artacak ama kalite düşecek.

Osmanlı''ya ilgi çoğalacak.

Açlık ve fakirlik oranı artacak. Siyasi oligarşi daha da güçlenecek.

Türkiye ilim ve teknikte ilerlemesine rağmen şucu bucu şeklinde bölünmeler modernleşme yolunda önemli bir engel olmaya devam edecek.

İnsanlıkla beraber dünya da ömrünün son demlerini yaşayacak.

Haftasonu görüştüğümüz bir öğretmen arkadaş "fena" şeyler anlattı...

Diyor ki arkadaş; "Ecevit hükümetinin yaptığı iyi şeylerin yanısıra kötü şeyler de var. Mesela, bizim okulda 16 yıldır çalışan bir hademe hanım vardı; başı kapalı. Geçenlerde başını açmak zorunda bırakıldığı için iğreti bir peruk takarak geldi okula. Onu öyle görünce, güle güle öldük. Daha doğrusu, gülelim mi ölelim mi, bilemedik!.."

Okulun harcında da emeği olan hademe hanımın başı açılınca, 16 yıllık tehdit bitmiş oldu, öyle mi?

Devam etti arkadaş: "Sadece bu değil; öğretmenlerin etek boylarına da müdahale ediyorlar!"

Acaba, hademe ve öğretmenlerin başı açılıp etekleri kısaltılınca, hükümet kendini başarılı mı sayıyor? (Karga)