|
Bizi beş yüz yıl yönettiniz – Hayır, biz yönetmedik
Genç bir adam. Bu ülkede doğmuş, büyümüş, okumuş, üniversiteyi bitirmiş. Akıllı, vicdanlı, dürüst…

Çok ünlü bir hocanın yanında asistanlığa kabul edilmiş.

Gayet başarılı.

Uluslararası bir kongre için Avrupa'ya davet edildiğinde, orada karşılaştığı bir Sırp kız ile konuşmaları, tam bir ibret vesikası.

Sırp kız, “Siz bizi 500 sene boyunca idare ettiğiniz için…” diye söze başlıyor.

Bizimki şaşkınlık içinde bakıyor suratına.

Kız tepkili.

“O kadar uzun zaman buralarda hüküm sürdüğünüz için etkiniz hâlâ sürüyor. Sizi çok sevenler var, özleyenler var. Sayıları da az değil. Neredeyse yarı yarıya. Ben öyle düşünmüyorum. Tam aksi görüşteyim. Hatta size çok kızıyorum.”

Delikanlı şaşkınlığını üzerinden atınca hemen itiraz ediyor.

“Hayır” diyor, “Biz yönetmedik sizi.”

Bu defa şaşkınlık sırası diğerinde.

“Yönetmediniz mi? Nasıl yani?”

“Osmanlı yönetti. Biz Türkiye Cumhuriyetiyiz. Genç bir ülkeyiz.”

Sırp kız ne diyeceğini bilemiyor.

Ağzı açık bakakalıyor.

***

O delikanlı yıllar içinde alanında yükseliyor, dünya çapında ünlü bir psikolog oluyor.

Uzun zaman Türkiye ve ABD'de hocalık yapıyor.

Pek çok kitap yazıyor, pek çok konferans veriyor, televizyonlarda programlar yapıyor.

Onlardan biri de Damdan Düşen Psikolog adıyla çıkan, çocukluğundan itibaren hayatına ilişkin sorulara verdiği cevaplardan oluşan bir eser.

Yıllar öncesine dayanan o hatırayı, aklımda kaldığı kadarıyla özetlemeğe çalıştım.

Yanlışlık varsa Doğan Cüceloğlu affetsin.

***

Cumhuriyet neslinin nasıl bir kavrayış içinde olduğuna, bu çarpıcı örneği vererek, büyük bir samimiyetle dikkat çeken Doğan hocaya selam olsun.

Yaklaşık yüz yıl önce parçalanan koca bir devletten geriye kalan topraklar üzerinde cirit atanlar, bizim ne kaybettiğimizi bile bilmeyecek hale gelmemiz için epey emek vermişler.

Doğrusu biz de hatırı sayılır bir gayret sarf etmişiz.

“Siz yönettiniz – Hayır biz yönetmedik” diyalogu nasıl da çarpıcı.

Sanki Türkiye insanı, bir yağmur sonrası aniden topraktan bitiveren mantar gibi baş göstermiş.

Öncesi yok, tarihi yok.

Geçmişi hatırlamak istemeyen nesiller.

Hatırladığı zaman da kötülemek gerek.

Böyle bir bilinç oluşmuş.

***

Ortadoğu dedikleri bölgemizi, bugün yeniden şekillendirmek isteyenler, niyetlerini açık açık ifade etmekten de çekinmiyorlar.

Haritaların yeniden çizilmesi gerek onlara göre.

Doğrusu biz de öyle düşünüyoruz.

Yeniden çizilmeli.

Ama onların istediği gibi değil, bizim istediğimiz şekilde.

Parçalanarak, mitoz bölünmelerle değil, bütünleşerek.

Onursuzca değil, şerefle ve saadetle.

Az parantez: Saadetle deyince başka yerlere çekilmesin, kelimenin asli anlamı düşünülsün.

Alnımızın akıyla çıkmak lazım bu mücadeleden diyelim ve kapatalım parantezi.

***

Ermenisi, Yahudisi, Urumu…

Almanı, İngilizi, Amerikalısı…

Fransızı, bilmemnesi, Rusu…

'Bilmemne'yin içine ne bulursanız atın.

Terör örgütlerini de, onları besleyenleri de, silah verenleri de, taktik verenleri de, destek verenleri de…

Topyekûn saldıranlara verecek bir cevabımız olmalı.

Onu da bugün için ufak bir pusula ve mühürle yapacağız.

Yarın başka türlü bir mücadele gerekirse, onu da o zaman düşünürüz.

***

Amerika'nın kovboy filmlerinde, küçük kasabaya yeni gelen bir yabancıya söylenen kalıp cümleyi hatırlayın.

“Biz buralarda yabancıları sevmeyiz” derler her fırsatta.

Doğrusu biz öyle değiliz, yabancıları severiz. Ama işlerimize karışmadıkları sürece.
#Sırp kız
#osmanlı
#balkanlar
#osmanlı hakimiyeti
8 yıl önce
Bizi beş yüz yıl yönettiniz – Hayır, biz yönetmedik
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle