Atın acemisi eyeri yadırgar, yazarın acemisi eğeri. Hâlbuki kelimeler arasında "eğer" yer almasaydı, bazı ifadeler tam anlatılamazdı.

Belli kelimeleri sık kullanmamak için gayret sarfetmek, çoğu zaman metni güdük hale getirir.

En iyisi, geldiği gibi döktürmek!

Kısınca, kasınca, sonunu bağlamak bile zorlaşır.

*

Bir başka acemilik belirtisi de "Ben bunu yazmıştım" sendromu.

Tamam, yazdın diyelim.

Herkes okudu mu sanıyorsun?

Ve okuyanlar hak verdi, hak verenler uydu mu?

Sen yazdın diye meselenin hemen hallolması mı gerek?

*

"Hay bin kunduz! Bizim aslan yazarımız daha önce bu konuyu yazmış yahu! O halde hemen gereğini yerine getirelim."

Nerede o bolluk?

Öyle kolay olsaydı, şimdiye kadar her ne derdimiz varsa çözülmüş olması lâzımdı.

Ülkenin değil, dünyanın en büyük yazarı olsan, aynı konuda yüz defa yazarsın da bir gıdım ilerleme sağlayamazsın kimi zaman.

Bazen de tek atışta hedefi tam merkezden vurursun.

Nasip.

*

Cami adabı hakkında bugüne kadar kaç eleştiri yapıldı kim bilir?

Fakir de ara sıra birkaç yazı çiziktirmiştir.

Ne fayda?

Giriş... Çıkış... İçerideki davranış... Oturup kalkma... Okuma... Eğilip doğrulma... Temizlik... Ciddiyet... Kimseyi rahatsız etmeme... Mekânın havasına uygunluk...

Bir şey değişmiyor diye ne yazmaktan vazgeçmek doğru, ne de nokta atışını abartmak.

*

Bugüne kadar, namaz kılmak üzere gittiği camide, aşırı kalabalık olduğu için, dışarı çıkamamış, cami içinde mahsur kalmış biri olmuş mudur?

Böyle bir şey duydunuz mu hiç?

Ben rastlamadım, duymadım, görmedim.

İhtimali bile yok.

*

O halde nedir bu çıkarkenki telaş?

Cami çıkışında birbirini ezmenin büyük sevap olduğunu düşünenler mi var yoksa?

Sanki içeride bir ateş var da insanların bir kısmı, çıkmak için fazlasıyla acele ediyor, birbirine yükleniyor.

Sanki dışarıda cennet bekliyor.

Yetişilmesi gereken çok çok önemli bir yer var sanki.

Yemek mi kaçacak?

İşe mi eve mi geç kalınacak?

Otobüs mü bekliyor, uçak mı, nedir?

İki dakika sonra çıksan neyi kaybedeceksin?

*

Girerken aheste girmiştin de çıkarken niçin yangından kaçar gibi davranıyorsun?

İçeride oksijen mi bitti, nefes mi alamıyorsun?

Etrafındakileri buldozer gibi ezmeye çalışmanı ne şekilde izah edebilirsin?

Bir an önce çıkmak için bu kadar meraklıysan, gelmesen de olurdu belki.

İbadet etmek için geldiğine emin misin hakikaten?

Adap, edep kelimeleri ne hatırlatıyor, üç cümleyle özetleyebilir misin?

İçerideyken de açık belin dolayısıyla bir don markasının reklâmını yapmıştın.

Söylesene sahi, nereden almıştın onu?