|
Çocuklar ölmesin dedik, çok mu ‘klişe’ durdu?

Ulu Cami avlusunda koşuşturan çocuklar arasında, çok uzaktan fark edilen gelinle damat…



Bir genç, o mutlu anın fotoğraflarını çekiyor.



Baştan ayağa kırmızılar giymiş gelin hanım, tam bir 'gelincik' olmuş.



Kalabalık bir grup halinde, Malatya'dayız.



“Sizin fotoğrafınızı çekmek için İstanbul'dan geldik” dedi bir arkadaşımız.



Kısa bir şaşkınlık, utangaç tebessümlerle son bulurken, mutluluklar diledik, ayrıldık.



Kırmızı gelinlik, çok yakışmıştı.



*


Hem ülke, hem bölge olarak son derece zor bir dönemden geçtiğimiz şu günlerde, Malatya Büyükşehir Belediyesi, barış ve kardeşlik için geniş kapsamlı bir program hazırladı.



Ülkenin dört bir yanından 44 şair ve yazar davetliydi.



“Kırmızı Hayatın Rengi Olsun” adıyla ortak bir kitap yayımlandı.



Çocuk ve barış üzerine yazılan şiir ve yazıların yer aldığı kitap, ücretsiz dağıtıldı.



Dünyayı güzelleştiren yeryüzünün bütün çocuklarına ithaf edilen kitabın ve bir kampanyaya dönüşen o programın barış ve kardeşlik adına ufak da olsa bir katkıda bulunması, bizim için bahtiyarlık vesilesidir.



*


Programın en önemli kısımlarından biri de yazar ve şairlerin tek tek okullara giderek, öğrencilerle buluşmasıydı.



Bendenize Malatya Anadolu Lisesi nasip oldu.



Üç sınıfı bir arada toplayan konferans salonunda öğretmen ve öğrencilerle sohbet ettik.



Yazma merakı olan gençlerin sorularına cevaplar aradık.



Bir kere daha öğretmenliğe özendim; okuldan ayrılmak kolay olmadı.



*


Öğleden sonra şehirde bir barış yürüyüşü yapıldı.



Malatya Milletvekili Öznur Çalık, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır, Yeşilyurt Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat, Vali Yardımcısı Ömer Dağdeviren, yazar çizerler ve vatandaşların katıldığı yürüyüşte her bir yetişkin, kırmızılar giymiş bir çocuğun elinden tuttu.



Al bayraklar, kırmızı karanfiller…



Çocuklar ölmesin, Kırmızı kanın değil hayatın rengi olsun, Barış istiyoruz, kardeşlik istiyoruz gibi dövizlerin taşındığı yürüyüşte, mesafe pek uzun sayılmazdı ama zaman olarak epey sürdü.



*


Elinden tutup birlikte yürüdüğüm çocuk, beşinci sınıf öğrencisi Serhat.



Yol boyunca sohbet ettik.



İleride hâkim olmak istiyor.



Babası fırında çalışıyormuş.



“Tanıdığın bir hâkim var mı?” diye sordum, yok dedi.



Daha anlamlı geldi.



Tanıyıp etkilendiği bir hâkim olmadan o mesleğe karar vermek, üstelik bu küçük yaşta…



İnşallah istediği gibi nasip olur.



*


Dünyanın her tarafında savaşlardan en çok çocuklar etkileniyor.



Ölen, yaralanan, sakat kalan çocuklar için yüreği yanmayan, insanlıktan nasibini almamış demektir.



Hayatını kaybetmese, yaralanmasa dahi, savaş gören bir çocuğun ruh hali, bir ömür sürer.



Yolcu uçağı gördüğünde bile köşe bucak kaçıp saklanacak güvenli bir yer arar.



Gördük nitekim.



Başka ülkelere gidip hayatta kalmak niyetiyle yola çıkmışlardı.



Daha iyi bir hayat istiyorlardı fakat bir kısmı suda boğuldu.



Denizde can verip sahile vuran Aylan bebekleri gördük…



Yolcu uçağı geçerken telaş ve panik içinde kaçarak, saklanacak yer arayan çocukları acıyla seyrettik ekranlarda.



*


“Çocuklar ölmesin” diye haykıran bu sesler, inşallah bir yerlere ulaşır.



O zaman kimi öğretmen olur, kimi hâkim, kimi polis…



Kim hangi mesleği büyütüyorsa gönlünde, ona kavuşur.



Proje koordinatörü Nilüfer Aktaş'la, editörler Fahri Tuna ve Türkân Ayyıldız'ı kutlamak istiyorum.



Büyükşehir Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı İhsan Gençay'a bu güzel ve anlamlı program için teşekkür borçluyuz.



Ve desteğini esirgemeyen herkese…



Darısı her ülkedeki, her şehrin başına.


#Ulu Cami
#Nilüfer Aktaş
#Fahri Tuna
#Türkân Ayyıldız
8 yıl önce
Çocuklar ölmesin dedik, çok mu ‘klişe’ durdu?
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!
Unutma sakın!