|
Fasulye ne kadar?

Pazarda dolaşan yaşlı teyze, fasulye satan tezgâhın önüne gelince satıcıya sormuş:



“Evladım, fasulye ne kadar?”



Genç pazarcının keyfi yerinde.



Tezgâh üzerindeki fasulyeleri göstermiş ve güler yüzle cevap vermiş:



“Fasulyenin hepsi bu kadar teyze…”



*


Pazarcıları sevelim.



Zeki gençleri de sevelim.



Pazarcı zeki gençleri daha çok sevelim.



Hem taze ve uygun fiyata sebze meyve satarlar, hem de böyle güzel nükteler yaparlar.



Üstelik bugün gençlik bayramı.



*


Esasen öyle bir soruya gerek kalmamalı.



Her müşteri, satılan ürünün fiyatını bakınca görmeli.



Etiket şart.



İster pazardaki fasulye olsun, ister otomobil.



Aksi halde, gelen müşteriye göre fiyat söylendiği düşünülür.



Kimine üç, kimine beş lira fiyat çekildiği durumda, esnaf dürüstlüğünden söz edemeyiz.



Dürüstlük yoksa ticaret ahlâkı yoksa çekiver kuyruğunu.



*


Üçü beşi, sözün gelişi.



“Bu fasulye yedi buçuk lira…” diye bağıran pazarcılar da gördük vaktiyle.



Öyle bağırırken, ellerini kaldırıp oynayanları da.



Kasetten Barış Manço'nun “Domates biber patlıcan” şarkısını çalan birini çok aradım ama rastlayamadım.



Belki bir yerlerde vardır.



*


Pazarlar, bir şehrin en şenlikli yerleridir.



Ne oyunlar sahnelenir pazar içinde.



Her gün binlerce insanla muhatap olan pazarcılar arasında, işini bilmeyen birini göremezsiniz.



İnsan insanı pişirir çünkü.



Bazıları da işini fazla bilir.



O kadar ki, tezgâhın ön tarafına iyi ürünleri özenle dizer, arka taraftan başka doldururlar.



Sanki önde duran kaliteli sebze meyveyi evine götürecek.



Tezgâhın her tarafında aynı kalitede mal olması gerekir.



Görünen kısımla, görünmeyen kısımda ayrı kalitede ürün bulunması yakışıksız.



Çürük çarık olanların müşteriye çaktırmadan verilmesi ahlâka aykırıdır.



Türkân Şoray'ı gösterip, Toto Karaca'yı vermekten farkı yoktur tezgâhın arka kısmından doldurmanın.



*


Şaka değil, domatesin, patlıcanın, şeftalinin, incirin de Türkân'ı vardır, Toto'su vardır.



Bu gibi aksaklıkları düzeltmek, pazarcıların insafına kalıyorsa, müşteriler aldanacak demektir.



O halde denetim gerekir.



Ciddiyetle takip etmek gerekir.



Belediye zabıtaları iki tür ürünün tek fiyatla satıldığını ve tezgâh önü ile arkası arasında kalite farkı olduğunu tespit ettiğinde müdahalede bulunursa, bu işler kısa zamanda düzelir.



*


Şayet zabıta sayısı yetersizse, yeni kadro açılmalı.



Hem bu sayede işsiz gençler, meslek sahibi olur…



Hem de vatandaşlar aldatılmadan, güven içinde alışverişini yapar.



Kimse aldatmaz, kimse aldanmaz.


#Fasulye
#Pazar
#Barış Manço
#Türkan Şoray
7 yıl önce
Fasulye ne kadar?
Kara dinlilerle milletin savaşı
Dünya Ormancılık Günü
Gökdeniz"in ayakları
Yuh artık!
“Almanlar et başında”