|
Himmet paralarıyla, emlâk kralı olmuş
F. Gülen'in adamlarından biri, himmet paralarıyla ABD'de emlâk zengini olmuş. Çok sayıda gayrimenkul almış.

Haber böyle.

Şapkayı önümüze koyup düşünelim.

Bu kime göre sürpriz?

Cemaat mensupları bu haberi duyduklarında “Eee, ne olmuş yani?” demekten öte bir tepki gösterir mi?

Hiç sanmam.

“Ortada cemaat yok, bir terör örgütünden bahsediyoruz” derseniz, ona göre bakalım.

Örgüt üyeleri nezdinde de bir anlamı yok o haberin.

Malûmun ilanı.

“Ya ne olacaktı?”

Türkiye'yi yönetenlerin bakışıyla da öyle.

ABD makamlarını göre de.

Olan biten, alınan satılan ne varsa hepsi kayıt altında.

O zaman kime ne faydası var bu haberin?

Kanaat oluşturmakta zorlanan, ortada durmak gerektiğine inanan vatandaşlar için anlamlıdır.

Bir de kanunlara uygun hareket etmesi gereken mahkemeler için.

Mahkemeler, elindeki davaları sonuca ulaştırmak için somut delillere dayanmak zorunda.

Herkesin biliyor olması, yetmiyor açıkçası.

“SİGARAMIZA NE KARIŞIYOR?”

Başbakanlığı döneminde de, Cumhurbaşkanı olduktan sonra da Recep Tayyip Erdoğan'ın sigaraya iyi bakmadığını biliyoruz.

Sigara içenlere rastladığı zaman bıraktırmak için ikna ettiğine şahit olduk defalarca.

Yılların tiryakilerine, paketin üzerine tarih ve imza attırıp elinden aldığını gördük.

“Beden benim, keyif benim; içerim” diyenler var.

“Sigaramıza ne karışıyor?” diye tepki gösteren tiryakiler, ülkeyi yöneten kişinin, halkın sağlığına önem vermesindeki inceliği de anlamakta zorlanıyor.

*

Kansere karşı elde ettiği başarılı çalışmalarıyla Nobel ödülü kazanan Prof. Dr. Aziz Sancar'ın son açıklaması çarpıcıydı hakikaten.

Hücrelerin hastalığa karşı mücadele edebilmesini engelleyen en ciddi faktör olarak açıkladı sigara içmeyi.

Devlet adamının sözüne ve tavrına, müptela hassasiyetiyle karşı çıkanlar, bilim adamının bu önemli açıklaması karşısında ne yaparlar?

*

Uzun bir uçak yolculuğu sırasında eski Başbakanlık görevlilerinden biri, dayanamayıp uçağın arka tarafında sigara yakmış.

Tam o anda Başbakan Erdoğan ile burun buruna gelmişler.

Ses çıkarmamış, başını sallayıp geçmiş.

Etrafındakiler sormuşlar: “Sigara içenlere kızıyor ve müdahale ediyorsunuz, bu defa bir şey söylemediniz…”

“Ben sigara içenlere kızıyorum” demiş Erdoğan, “yiyenlere bir sözüm yok.”

OKKA NE?

Karadeniz'den, Balkanlar ve daha birçok yöreden türkülerle geçen akşam güzel bir program başladı televizyonda.

Eski coğrafyamızın her tarafını türkülerle dolaşmak, değerini bilenler için nasıl da hoş…

“Mavrova'dan aldım sümbül bir okka nohut / Al beni bre sar more sümbül yanında uyut” ile Makedonya'ya bir gidip geldikten sonra içlerinden biri, türküyü söyleyene bir soru sordu:

“Okka ne?”

Bilen çıkmadı.

Reklama gittiler.

Ben de çıktım gittim.

Bir daha uğramadım.

İnsan her şeyi bilmek zorunda değil tabii ki.

Ama hiç değilse söylediği türküde geçen sözlerin anlamını bilmek gerekir.

Nohut, üç okka veya bir okka, her ne kadar alıyorsan al…

Anlamını bilmiyorsan da biraz mantık yürüt. “Okkalı söz, okkalı kahve” denildiğini de mi hiç duymadın?

Acaba metre midir? Sepet midir? Ne olabilir?

Okkayı bilmiyorsan, hokkayı da bilmezsin. Mokka'yı bilsen ne yazar?

İyi bir program olacak diye düşünürken, keyfim okka altına gitti vesselam.
#Himmet paraları
#emlak kralı
#Erdoğan
8 yıl önce
Himmet paralarıyla, emlâk kralı olmuş
Siyasette yumuşama: Mümkün mü?
Genç kimdir?
Başkan Erdoğan soykırım davasının müdahili olarak ABD’ye gidecek mi?
Özgürlüğün otoriterliği karşısında Filistin taraftarı öğrenciler
Gazze ışığında üniversitenin misyonu