|
İdomeni meydan muharebesi

Selanik'in 80 km kuzeyindeki İdomeni'de, iki kuvvet karşı karşıya…



Bir yanda sığınmacılar, öte yanda Yunan polisi, jandarması.



Polis ve jandarma silahlı elbette.



Sığınmacı, göçmen, mülteci olarak isimlendirilen ve çoğu Suriyeli olan kalabalığın ise silahları yok.



Onların tek silahları umut.



Seri atış yapabiliyor fakat geri tepmesi yüksek.



Bir de Avrupa'nın gelişmiş ekonomik gücüne ve demokrasi, insan hakları gibi kavranmalarına güveniyorlar.



*


Savaştan kaçıp gelmiş, canını zor kurtarmış sığınmacılar, Avrupa'daki yüksek hayat standartlarını hayal ederek yola çıkmışlar.



O değerlerin şanına inanmış, büyüsüne kapılmışlar.



Kendileri ve çocukları için yeni bir hayat kurmayı istemişler.



Fakat kazın ayağı öyle değil.



İnsanlık adına utanç verecek derecedeki zor şartlarda yaşıyorlar.



Çadır bulmak da para gerektiriyor.



Yıkanmak, temizlenmek de.



Adı üstünde sığınmacı kampı.



İki lokma ekmek, bir yudum su bulursan sevineceksin.



*


Avrupa yabancıları istemiyor.



Üstelik kaçak yollardan gelmiş hepsi.



Paraları pulları yok.



Yetmezmiş gibi, üzerine büyük bir özenle fobi geliştirilen bir dinin mensubu kamptakiler.



Müslüman.



İstenmediklerini bile bile zorluyorlar.



Tel örgülerin üzerine yürüyorlar, elde silahla bekleyen polislerin üzerine saldırıyorlar.



O yüzden zaman zaman meydan muharebesini andıran sahneler yaşanıyor İdomeni'de.



*


Ayıp karşılanacağı için, otomatik silahlarla taramak mümkün olmuyor.



Bu çılgın, parasız, sefil insanlarla göğüs göğse, ite kaka, mücadele ediliyor.



Dünya kısa bir süre için gözlerini ve kameralarını kapasa, kulaklarını tıkasa, içme suyuna zehir katmak bile mümkün aslında.



*


Avrupa'nın gelişmişliğinden pay almak isteyen sığınmacıların durumuna üzülenler de var tabii.



Bazen birkaç yaşlı kadın, sığınmacılara acıyıp birer bardak su veriyorlar, iki ekmek uzatıyorlar.



Bir anda alkış kopuyor.



Nobel Barış Ödülü falan vermek düşünülüyor o yardımsever kadınlara.



*


Sığınmacıların, gözlerinde büyüttüğü Avrupa, yıllar içinde geliştirdiği o değerleri kendileri için tasarladı.



Başkaları için değil.



Müslüman, fakir kaçaklar için hiç değil.



Suriyeliler, Afganlar, Afrikalılar bunu bilmiyor, anlamıyor bir türlü.



Demokrasi dedikleri, insan hakları dedikleri ne varsa, Avrupa'daki gelişmiş toplumlar için.



Demokrasinin D'sinden haberi olmayan çulsuzlar ne yapacak insan haklarını?



*


Avrupalının gözünde onlar insan sınıfından bile sayılmaz.



Kıyıya vuran balinalar daha değerli.



Petrole bulanmış karabataklar daha önemli.



Kelaynaklar, kaplumbağalar kadar değeri yok bir sığınmacının.



Asla anlamıyorlar ve hâlâ sınırları zorluyor, tel örgüleri yıkmak için çaba sarf ediyorlar.



Dedik ya umutları büyük.



Ekmekle değil, umutla yaşıyorlar zaten.



Fakat onun da geri tepmesi yüksek.


#İdomeni meydan muharebesi
#sığınmacılar
#Nobel Barış Ödülü
8 yıl önce
İdomeni meydan muharebesi
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!
Unutma sakın!