|
İster sev, ister sevme

Bana cumhurbaşkanını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim... Olur mu olur. Herkesin kimliği, seçtikleriyle, kabullendikleriyle, sevdikleri ve benimsedikleriyle belirleniyorsa...

Sen de ''herkes'' arasında sayılan bir kes isen...

Bir ''arkadaş'' bile insanın yapısının anlaşılmasına delil olabiliyorsa...

Gazeteciler, yazarlar, mimarlar, mühendisler, doktorlar, öğretmenler, bürokratlar velhasıl bilcümle vatandaşlar o benim cumhurbaşkanım değil, öteki benim cumhurbaşkanım gibi tercih kullanabiliyorsa...

Ve bu bir haksa...

Sen de söyle.

* * *

Hiç çekinmeden yap tercihini.

Gül mü, Sezer mi?

Demirel mi, Özal mı?

Yoksa Evren mi, hangisi?

(Çok geride kaldıkları için öncekileri saymayalım.)

Yapılacak tercihle beraber, senin “göbeğini kaşıyan bidon kafalılardan biri” olup olmadığın anlaşılabilir.

* * *

Bir gerçek:

Sıradan vatandaşlar olsun, sıradışı vatandaşlar olsun, her birinin cumhurbaşkanı ile ilgili fikrini söyleme ve benimseyip benimsememe hakkı bulunduğu...

Ve fakat amma velâkin buna rağmen cumhurbaşkanı olan kişinin, Çankaya''ya çıktığı andan itibaren, bütün vatandaşlara eşit mesafede durma mecburiyeti olduğu da bir başka gerçek.

* * *

Peki, geçerli olan hangisi?

Her fert cumhurbaşkanı için benim ya da benim değil diyebilirken, öte yandan devletin tepesinde bulunan cumhurbaşkanının “herkesin cumhurbaşkanı” olması bir çelişki değil mi?

Hayır, değil.

Çünkü cumhurbaşkanının, mahkemedeki Temel gibi, “öyleyse ben de seni tanımayrum” deme hakkı yok.

Vatandaşlar tek tek kabul etse de etmese de, sevse de sevmese de, bu ülkenin sınırları içinde yaşayan bütün insanların cumhurbaşkanıdır Çankaya''nın sakini.

* * *

İlkokulda okurken, okul müdürünü ne kadar sevip benimsiyorduk?

Ya da lisedeyken?

Üniversitedeyken rektörü sevmemiz, askerdeyken bölük komutanını ya da tugay komutanını sevip sevmememiz kimin umurundaydı?

Müdürü, rektörü, komutanı, dahası sistemi ne kadar ilgilendiriyordu bizim hislerimiz?

Ama onlar o görevdeydiler ve sistem öyle işliyordu.

İster seve seve...

İster sevmeye sevmeye...

Hiç farketmiyor.

* * *

Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt 30 Ağustos dolayısıyla Anıtkabir defterine “Uygarlık yolunda kararlı ilerleyişimizi sürdüreceğiz” diye yazdı.

Güzel de... Nasıl sürdüreceğiz, gerilim içinde mi?

Aynı zamanda Başkomutan sıfatı bulunan Cumhurbaşkanı Gül''e soğuk davranıp, çocukça tepki göstererek mi?

Askerler kendini muhalefet partisinin lideri gibi görürse bir yere ilerleyemeyiz.

Şayet uygarlıktan anladığımız, 19. yüzyıl modeli değilse.

17 yıl önce
İster sev, ister sevme
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle