|
Sen çal sazını Selahattin, gün bu gündür
Seçim öncesi Selahattin Demirtaş'ın yaptığı “HDP barajı geçemezse iç savaş çıkar” tehdidi işe yaradı.

“Şirin çocuk” göstermek isteyenlerin gayreti işe yaradı.

CNN ekranında saz çalıp türkü söylemesi işe yaradı.

Batı yakasında güvercin, Doğu illerinde şahin olmak işe yaradı.

Sandıktan yüzde 13'le çıkmak, 80 milletvekili ile Meclis'e girmek hiç kimsenin azımsayabileceği, küçümseyebileceği bir sonuç değil.

Ama bu sonucun yetmediği ortada.

Ne yüzde 13 kesmiş, ne 80 sandalye tatmin etmiş.

Aslına bakarsanız, daha fazlasını da alsalar sonuç değişmeyecek.

Mutlu olmayacaklar.

HDP yüzde 130 oy alsa bile hedefe ulaşmış saymayacaklar kendilerini.

Çünkü hedef, alınacak oy veya sandalye sayısının ötesinde.

Ülkeyi bölmeden rahat etmeyecekler.

*

Şimdi istediği kadar saz çalabilir Demirtaş.

İstediği kadar türkü çığırabilir.

Hava puslandı yine.

Bombalar patlıyor, gençler ölüyor.

Yol kesen teröristler kamyonları yakıyor, polisleri vuruyor.

Birkaç gün içinde 35 kişi hayatını kaybetti.

Puslu havayı sevenler, çok mutlu olmalı.

Çaldığı sazını getirin mene

Görsün ki –başına- çalmakta nece mahirem.

*

Kendilerine yöneltilen soruları cevaplamaktan kaçınan HDP yöneticileri, aklın ve mantığın alamayacağı açıklamalarla meşgul.

Figen Yüksekdağ, arkalarını yasladıkları yer olarak terör örgütlerini gösteriyor.

Selahattin Demirtaş, vatandaşları silahlanmaya çağırıyor.

Tahrik, sanırdık ki bir nebze de olsa üstü kapalı yapılır.

Bunlar aleni bir şekilde yapıyor ve marifet sergilediklerini sanıyorlar.

*

Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Suruç'taki patlamayla ilgili yaptığı açıklamada dedi ki:

“Ölenlerin arasında ne belediyeden bir yetkili var, ne de HDP il ve ilçe yöneticileri var. Bunların o topluluk içine özel olarak sokulmadığı, uzakta bırakıldıkları da ayrı bir istihbarat konusu…”

Selahattin Demirtaş, son derece kritik olan bu konuda makul bir cevap vermek yerine dalga geçmeyi tercih etti.

Şöyle söyledi:

“Merak etme, hepimiz bir gün eninde sonunda ölenler arasında olacağız. Üzme kendini.”

*

İşte bu tavır, zevkten dört köşe olduğunun kendi ağzından dökülen ifadesidir.

Ülkede huzur olduğu zaman bunların rahatı kaçar.

Bombalar patladığında, insanlar havaya uçtuğunda, teröristler yol kestiğinde, araba yaktığında, polisleri ve askerleri vurduğunda, bu şekilde keyiflenirler.

Arkalarını terör örgütlerine dayadıklarını söylemekten bile zevk alırlar.

Herkesi silahlanmaya davet etmekte hiçbir sakınca görmezler.

Onlara göre olması gereken zaten budur.

Eninde sonunda herkes silahlanacak…

Günün birinde mutlaka iç savaş çıkacak…

Başka türlü olmaz!

Anlayış bu, beklenti bu.

*

Şimdi birkaç zerzevat “Erken seçim olursa ülke kan gölüne döner” iddiasında.

Seçim ile kan gölünün alakası nedir?

Demokrasinin bir aracı olan seçim yapılması halinde, ülke niye kan gölüne dönsün?

Alakayı kuramayanlara yardımcı olalım.

HDP 7 Haziran seçiminde aldığı desteğin kıymetini bilmediği için yeni bir seçimde aynı şansı yakalamakta zorlanır düşüncesi var da ondan.

Büyük ihtimal bu defa baraja takılır diye düşünenlerin sayısı az değil.

Hiç değilse teröre terör diyebilselerdi beklentisinde olanların ömrü yetmez öyle bir günü görmeye.
#suruç saldırısı
#Selahattin Demirtaş
#Erken seçim
9 yıl önce
Sen çal sazını Selahattin, gün bu gündür
Yüzyıllık “büyük oyun”un adı: “İslâm’a karşı İslâm” savaşı!
“Görüntülere kazak ören aldatılmış büyükanneler” Türkiye’si...
Meselemiz “hesapsızlık”
Amerikan sponsorluğunda İsrail-Suudi normalleşmesi
Faz-2: Washington’un bölme operasyonuna Ankara yanıtı