|
Çocukluğumda bir Arabistan şehrinde ihtiyar bir kadın tanımıştık. Sık sık hastalanır, humma başlar başlamaz İstanbul sularını sayıklardı:

-Çırçır, Karakulak, Şifa Suyu, Hünkâr Suyu, Taşdelen, Sırmakeş…

Âdeta bir kurşun peltesi gibi ağırlaşan dilinin altında ve gergin, kuru dudaklarının arasında bu kelimeler ezildikçe fersiz gözleri canlanır, bütün yüzüne bizim duymadığımız bir şeyler dinliyormuş gibi bir dikkat gelir, yanaklarının çukuru sanki bu dikkatle dolardı. Bir gün damadı babama:

-Bu onun ilâcı, tılsımı gibi bir şey… Onları sayıklayınca iyileşiyor, demişti.

Kaç defa komşuluk ziyaretlerimizde, döşeğinin yanı başında, onun sırf bu büyülü adları saymak için, bir mahzenin taş kapağını kaldırır gibi güçlükle en dalgın uykulardan sıyrıldığını görmüştüm.

*

Tanpınar
'ın hatıraları… İstanbul bahsine böyle başlar üstat.

Herkes için su hayattır… Orası malûm.

Bazıları için suyu içmek değil, adını söylemek bile fayda sağlar.

Şehrinden uzak kalmış yaşlı ve hasta bir kadının, İstanbul sularının adını sayması bile ilâç gibi gelir.

*

Eski İstanbullular, bir yudumda tanır, suyun hangi kaynaktan olduğunu bilirdi.

Bugün bunu yapabilecek kaç kişi kalmıştır kim bilir…

Birçok şehirde durum aynıdır; ihtiyarları kandıramazsınız.

'
Acısu
' denilen suyu kimse içmez.

Orada atları bile razı etmek zordur.

Sadece toprak sulamada kullanılır.

*

Suları bu kadar kaliteli ve meşhur İstanbul, bir zamanlar büyük susuzluklar çekti.

İki bidon su alabilmek için kuyrukta bekleyenler, suyun gelmesi için dua edenler, yıkanırken su kesilince sabunlu halde kalanlar, İSKİ'ye
telefon edenler

Hepsi o günleri iyi hatırlar.

Levent Kırca'nın en bilinen parodilerinden biridir o İSKİ'ye telefon ettiği bölüm.

Dün Aksaray'dan geçerken, İSKİ binasının yıkılmakta olduğunu gördüm ve yine o parodiyi hatırladım.

*

Yıllar önce su sıkıntısını derinden yaşayan bir ülkenin, bugün Kıbrıs'a denizin altından su hattı çekmesi, her türlü takdirin üzerinde.

Bakmayın birkaç çapulcunun itirazına.

O modeller her zaman bulunur.

Önemli olan işin aslı.

Su gitti mi? Gitti. Ötesi hikâye
.

Kıymetini bilen bilir.

Balıklarla ve alıklarla kaybedecek vaktimiz yok.

Kıbrıs'ta en az elli sene boyunca su sıkıntısı yaşanmayacak.

*

Yıllar boyunca sadece konuşulan Kıbrıs'a su götürme projesinin hayata geçmesiyle, yalnızca Kıbrıs Türkiye'ye bağlanmadı; aynı zamanda Türkiye de Kıbrıs'a daha güçlü bağlandı.

Sanki aradaki mesafe, bu vesileyle daha çok yakınlaştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğer arzu ederlerse, Rum kesimine de su verilebileceğini söyledi.

Teklif var, ısrar yok.

Evvelce kimi zaman ciddi, kimi zaman sudan sebeplerle çıkan anlaşmazlıkların üstesinden gelmek için de bir vasıta olabilir su hattı.

Hem ülkemizin iftihar sebebi, hem de dostluğun gelişmesi için bir araç sayılır.

Sudan sebeplerle düşmanlık yerine, sudan dolayı dostluk iki tarafa da iyi gelir.

HAYIRCI

Bahçeli, “Bizi '
Hayırcı
' diye karalıyorlar…”

Allah Allah… Neden acaba?

Şu insanlara akıl sır ermez azizim!

Herkes ağzına geleni söylüyor. İftiranın bini bir para!

MERKEL SAYMAYI DA BİLMİYOR

Merkel, Türkiye'nin iki milyon mülteciyi kabul ederek, zor bir görev üstlendiğini kaydetmiş.

İki milyon değil, iki buçuk milyon.

Laf arasında yarım saniyede kaybettiği o yarım milyoncuk Almanya'ya gidecek olsa, başta Merkel sonra bütün Almanların şaftı kayar.
#Merkel
#Şifa Suyu
#Hünkâr Suyu
#Taşdelen
9 yıl önce
Su
Ne yapalım, bir sonraki köpek saldırısı için sıramızı mı bekleyelim?
Cenin, ruh ve kürtaj
Günün birinde
En olgun anayasa dili BDP"de mi?
Bereket