Geçtiğimiz cumartesi günü, Londra''nın işlek merkezlerinden biri olan Brick Lane''de altı kişiyi yaralayan bir bomba patladı. Brick Lane, ağırlıklı olarak Bangladeş, Türk ve zencilerin yaşadığı bir bölge. Londra, bundan önce İrlanda Kurtuluş Örgütü''nce pekçok bombalı saldırının yapıldığı bir şehir olduğu için, Brick Lane''nin bu özelliği belki de çok önemli olmazdı, bu patlama aynı hafta içinde yaşanan ikinci olay olmasaydı.
Brixton''da yaşanan o ilk patlamanın ardından, adet olduğu üzere, polisi pekçok çete ve örgüt aramış olayı üstlenmek için. İşin garibi, bu sefer arayanlar içinde ırkçı olarak tanınan gruplar ağırlıktaymış. Son bombalama olayını da Combat 18 isimli azılı bir neo-faşist çete üstlenmiş.
İşçi Partisi''nin Londra''nın Brick Lane''i de kapsayan bölgesinden milletvekili olan siyahi Oona King''in, bombalamalardan bir hafta önce masasında bulduğu aşağıdaki mektupta şaşırtıcı tehditler yer alıyor:
"Beyaz olmayan tüm insanların yıl bitmeden İngiliz Adaları''ndan ayrılması gerektiği bu mesajla herkese duyurulur, 1999 bittiğinde hâlâ ayrılmamış olan Yahudi ve beyaz ırk dışındakiler yok edilecektir. Saatler 31 Aralık 1999''un gece yarısını gösterdiğinde Beyaz Kurtlar ulumaya başlayacak. Kurtlar uluduğu zaman, bilin ki avlanma vakti gelmiştir. Artık uyarılmış oldunuz. İngiltere, sen çok yaşa!"
Beyaz Kurtlar, Combat 18''den ayrılma bir grup. Sırbistan''a gitmiş, orada silahlı eğitim görerek Kosovalılar''a dehşet saçmış ve ismini de Sırplar''ın en azılı komitacılarının birinden almış bir çete, Beyaz Kurtlar.
ABD''nin olduğu gibi, İngiltere''nin de en tartışılan konularından biri ırkçılık. Batılı hükümetlerin, ırkçılığı düşük eğitim kalitesiyle ve işsizlikle ilişkilendirmeye çalışan açıklamalarının modası geçti artık. Gerek ABD''nin Ku Klux Klan örgütü, gerekse İsa Mesih Kilisesi gibi dini cemaatler içinde, zenginler, okumuşlar ve önemli mevkilere yerleşmiş insanlar var.
Colorado''da el bombaları ve makinelilerle okullarında katliam yapan iki gençle, bundan birkaç yıl önce Oklahama Federal Binası''nı bir kamyonet dolusu bombayla harabeye çeviren ve çoğu çocuk, yüzü aşkın insanın ölümüne sebep olan gençler arasında fazlaca bir fark yok.
Colorado dehşetinin mimarlarının, 1995 yılında yayınlanmış ve bir basketbol oyuncusunun eroin müptelası oluşunu hikaye eden "Basketbol Anıları" isimli filmi izledikleri söyleniyor. Filmin bir sahnesinde kahramanın gördüğü rüyanın motifleri tüyler ürpertici. Ayak bileklerine kadar uzanan siyah deri pardesüsü ve bir metrelik tüfeğiyle lisedeki sınıfına giriyor ve teker teker sınıf arkadaşlarını vurmaya başlıyor. Bu korkunç tabloya, fonda da rock müziği eşlik ediyor.
Diğer dehşetin failleri de, "Turner Hatıratı" isimli bir romandan esinlenmişler. Romanda, ABD yönetimini ele geçirmek için Ari ırkla diğerleri arasındaki savaş hikaye ediliyor. Romanın bir yerinde, federal bir bina amonyum-nitrat karışımı bir bomba ile patlatılıyor. Aynı tekniği kullanarak Oklahama''daki dehşeti tertipleyen gençlerden birinin en sevdiği kitaplar arasında bu romanın bulunuşu da doğrusu şaşırtıcı gözükmüyor.
Irkçılık, bağnaz ve ham bir zihnin ürünü şüphesiz. Ve bu zihni yapı, bireysel anlamda sadece kendini düşünen, toplumsal anlamda da sadece çok dar bir alanda rahat edebilen, bugünün karmaşık ve stresli yaşamından kurtuluşu ancak yok oluşta bulan modern insana çok kolay tebelleş olabiliyor. Hiçbir şeyin sabit kalmadığı bir dünyada, hiçbir şey önemli değildir. Nihilizm, hiççilik, modern insanın yeni tapınağıdır artık.
Yok etmek ve yok olmak. Ha bilgisayar ekranında insan "ırkından" olmayan sahte canavarları yok etmişsin, ha gerçek hayatta zencileri. Ha kitaplarda tanışmışsın Kazıklı Voyvoda ile, ha işkence memuru olarak.
Ha Sırplar, ha hakladıkları "leşlerin" kulaklarını toplayanlar.
