|
Halep'i üç boyutlu izlemek

Savaşın da bir ahlakı vardır derler. Ama hiç de öyle işlemez süreç. Hele dışarıda düşman dediğiniz belli bir güç yoksa, halk birbiriyle savaşıyorsa, vatanınızda kargaşa hakimse, kimin ne olduğunu bilemiyorsanız ve kimseden emin olamıyorsanız. Bir toplum için en ağır travmadır iç savaş. Yıllardır birlikte yaşadığınız, aynı mekânları paylaştığınız, alışveriş yaptığınız, iş arkadaşı olduğunuz kişilerle, karşı saflarda, öldürmek için savaşıyorsunuz. Neyi paylaşamadığınızı da tam olarak bilmeden. Nesiller boyu sürecek bir düşmanlığın tohumları atılıp, adeta bir genetik hasar oluşturuluyor insanların ruhsal yapısında. Tamiri zor ve nesilden nesile geçecek bir hasar.



Hasarın en büyüğünü ise çocuklar alıyor bu savaşta. Sıcak yuvalarında karınları tokken, okullarına gidip, sokakta oynarken bir şeyler oluyor ve bombalar yağıyor başlarına. Kimin niçin attığı onlar tarafından anlaşılmayan ve izah edilemeyen bombalar. Evlerinden çıkamaz oluyorlar. Bazılarının evi dahi kalmıyor. Ya göç etmek zorundalar başka bir yere ya da sıkışıp kalıyorlar Halep'in dar sokaklarına. Artık üç öğün yiyemiyorlar. Yemek seçemiyorlar. Onu bunu yemem diyemiyorlar. Oturacak sofraları da yok. Fırın önlerinde ekmek kuyruğunda umutla bekliyorlar karınlarını doyurabilmek için. Yıkık evlerin arasında olan bitene anlam veremeden dolaşıyorlar. Ölümü, acıyı, kaybı en derinden yaşıyorlar. Bedenleri yaralanmasa bile duyguları büyük yaralar alıyor. Örseleniyorlar, yaşamları boyunca bu örselenme izlerini taşıyacaklar. Hak etmedikleri yaşamı sunan büyüklerine öfkeleri hiç dinmeyecek. Olup bitenlere kayıtsız kalan, her şey yolundaymış gibi umarsız davranan, Halep'teki çocukları görmemek için gözlerini sıkı sıkı yuman, evdeki havyalarına hatta oyuncak bebeklerine gösterdikleri hassasiyeti onlara göstermeyen tüm dünya halklarını asla affetmeyecekler. Dünyanın koca koca isimli yardım kuruluşlarının görmezden gelmelerini, zalimane ayrımcılığını, batılı haber kanallarının Halep'ten görüntü vermemek, seslerini duymamak için direndiğini unutmayacaklar.



Suriye'de olup bitenlere başından beri en hızlı ve en duyarlı tepkiyi devlet kurumları, sivil toplum kuruluşları ve sade vatandaş olarak verdiğimizi kimse inkâr edemez. Tarihi sorumluluğu kadar, genlerinde var olan ihtiyaç sahibine el uzatma özelliği ile milletimiz büyük bir sınavı geçti. İster batılı ister doğulu olsun hiçbir toplum bu büyük kucaklaşmayı ve özveriyi sergileyemezdi sergileyemedi de. Çoluk çocuk herkes ekmeğini paylaştı. Maddi yardım kadar, gülümsemesini de esirgemedi, surat asmadı, siz de nereden geldiniz demedi onlara. Bugün de Halep için seferber oldu insanımız. Şehre sıkışmış canlar, yavrular nefes alabilsin diye.



Bütün bunları yapan bir toplum mu yıllardır birlikte kardeşçe yaşadığı kürt kardeşlerine ayrımcılık yapacak. Onları dışlayacak, kucağına basmayacak. Bunun mümkün olmadığını hepimiz biliyoruz. Bu milletin hiçbir sıkıntısı olmamıştır bu topraklarda yaşayan farklı etnik kökenlerle. Kimse kimsenin yaşam tarzıyla uğraşmamıştır yıllar boyu. Bazı dönemler devlet adına haksızlık yapılmış ancak bu toprağın insanının kardeşlikten başka tavrı olmamış, ötekileştirmemiş, uzak tutmamış kendinden kimseyi.



Halep'i izlerken bir film gibi değil de canlı, gerçek boyutuyla izleyelim olup bitenleri. Gözümüzdeki yaş, yüreğimizdeki sızı canlı kalsın. Vatan sevgimiz daha da artsın. Birlikteliğimiz perçinleşsin. Anlatalım; sıcak yuvalarında yemek beğenmeyen, sabah okula giderken mızırdanan, istekleri bitmeyen, tüketim kıskacına girmiş, yetinmeyi bilmeyen, yokluğu hiç aklına getirmeyen çocuklarımıza, vatansızlığın ne zelil bir durum olduğunu. Kardeş kavgasının nelere mal olduğunu. Ve en önemlisi şükretmemiz gereken yüzlerce şey olduğunu anlatalım onlara, Halep'i izlerken.


#Halep
#Suriye
7 years ago
Halep'i üç boyutlu izlemek
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle