|
Psikoeğitim

Çocukların psikolojik sorunlarının tedavisinde en önemli ve vazgeçilmez metotlardan biri aileye zamanında ve doğru rehberlik yapmaktır. Biz bu rehberliğe “psikoeğitim” diyoruz. Psikolojik sorunun kaynağı ne olursa olsun, hangi şekilde ortaya çıkarsa çıksın, ailenin tutum ve yaklaşımının tedaviye katkısı inkâr edilemez. Tamamen biyolojik nedenlerle oluşan hastalıklarda dahi ailenin çocuğa yaklaşımı, tedavinin gidişini olumlu ya da olumsuz olarak mutlaka etkiyecektir. Bu nedenle “psikoeğitim” özellikle çocuk psikiyatrisi tedavi protokolünde her zaman birinci sırada yer alan bir yöntemdir. Sorunun tanımını, nedenlerini ve çözüm yollarının ne olduğunu bilmeyen bir anne baba tedavi sürecinde çocuğuna asla yardımcı olamaz.



Çocuk dünyaya geldiği ilk günden itibaren devamlı anne, baba ve kardeşleriyle etkileşim içindedir. Bu süreçte anne babanın yanlış tutumu ve sağlıklı olmayan yetiştirme yöntemleri çocukta birçok psikolojik problemin oluşmasına zemin hazırlar. Ruhsal sorunların azımsanmayacak bir kısmı çocuğun çevresiyle olan etkileşiminden kaynaklanır. Gelişme çağında tüm etkilere açık, kendini koruma ve kendine bakma konusunda aciz ve başkalarına muhtaç bir varlık olan çocuk, çevresindeki olumsuzluklardan tahmin edilenden çok daha fazla etkilenir. Aile bu olumsuzlukları görmez ve giderme çabası içine girmezse, doktor ya da tedavi ekibi ne yaparsa yapsın tedaviden sonuç almak mümkün olmaz.



Örneğin, kendine güvensizlik, içine kapanıklık, mutsuzluk nedeniyle çocuk psikiyatristine getirilen bir çocuk, aile içinde devamlı aşağılanıyor, hor görülüyor, en ufak hatasında dayak yiyor ise sorunun çözülmesi imkânsızdır. Sorunu oluşturan ya da içinden çıkılmaz bir hale sokan aile tutumları engellenmediği sürece tedaviden sonuç alınamaz. Bu noktada tedavi ekibinin en büyük görevi aileyi bilgilendirmek ve olumsuz tutumlarını ortadan kaldırmaları konusunda onlara yardım etmektir. Yine, nedeninin tamamen biyolojik olduğunu bildiğimiz dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan bir çocuk, bu hastalığın temel belirtilerinden olan, aşırı hareketlilik, kurallara uymama, derslere ilgisizlik, unutma, arkadaşları ile geçimsizlik nedeniyle tedaviye getirildiğinde, öncelikle anne babanın var olan bu klinik durumla ilgili bilgi sahibi olmaları gerekir. Bilgi sahibi olmayan ve bu durumun hastalık olduğunu kabul etmeyen anne babalar, her belirtiyi farklı yorumlayarak, dayakla, ağır cezalarla ve sürekli hakaret ederek çözüm üreteceklerini sanırlar. Hâlbuki bu özellikteki çocuklar her türlü fiili ve sözel sertlikten olumsuz etkilenir ve daha saldırgan ve öfkeli olurlar. Sabırlı, anlayışlı ve çocuğun duygularına hitap eden yaklaşımlar ise en azından sorunun büyümesini engeller.



Özellikle 3-4 yaşın altındaki çocukların psikolojik sorunlarının çözümünde, neden biyolojik olsa dahi daha çok aileye rehberlik yapılarak yardımcı olunur. Bazı özel durumlarda çocukla çalışılabilir veya tıbbi tedavi uygulanır. Ancak çoğunlukla ailenin tutum ve davranışları gözden geçirilir, hatalı tutumlar ortadan kaldırılmaya çalışılır. Çocuğun ruhsal gelişimi anne ve babanın elinde şekillenmektedir. Yapılan hatalar ve yanlış tutumlar telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle doktorun ve tedavi ekibinin aileye yönelik önerileri dikkatle dinlenmeli ve uygulama konusunda gayret gösterilmelidir.


#Çocuk sağlığı
#Psikolojik sorunlar
#Psikoeğitim
7 yıl önce
Psikoeğitim
Barışın kokusunu alan vampirler, yıl 2012... (2)
Hece ve heceler
İslam dünyasında lider kim olacak?
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!