|
Şükretmeyi öğretmek

Hayatta mutlu olmamak için binlerce bahane bulabiliriz aslında. İnsan duygu ve düşünce sistemi kolayca negatife dönmeye hayli yatkın yaratılmış. Küçük bir olumsuzluk hemen sıkıntı yaşatabiliyor bizlere. Ayağımıza batan bir diken ya da bir yerimizin ağrıması mutsuz etmeye yetebiliyor bizi. İşlerimiz biraz ters gitse felaket senaryoları kuruyor, çok kolay çöküyoruz. Oysa bir nedenle mutsuz olurken hep daha kötüsünü unutuyoruz. Dayanılmayacak kadar olan ağrıyı, elimizi kaldıramayacak kadar yorgunluk veren bir hastalığı, kolunda serumla yaşamak zorunda kalmayı. Ya da baş edilebilmesi mümkün olamayan gerçek bir felaketi.



Yaşam boyu insanoğlunun neyle karşılaşacağını bilmesi hatta tahmin dahi etmesi mümkün değil. Her an bir felaket ve dramla karşılaşma riskimiz var. Bu noktada ayakta durabilmenin tek yplu var, o da şükredebilmek. Şükretmek ruhumuzun temel gıdası, mutlu olmanın da anahtarı gerçekten. Var olan halimizden dolayı hemen demoralize olmayıp, çözüm üretebilmek için, önce ruhen güçlendirmeliyiz kendimizi. Bu güçlendirmenin dopingi de, inanarak ve samimiyetle kültürümüzün en bilindik sözlerinden biri olan “Allah beterinden saklasın” cümlesi ve duasını söyleyebilmektir. Bu, dile söylemesi kolay gelen cümle, çok derin terapisel bir anlam taşır. Bu sözü özümseyen kişi asla yıkılmaz ve umutsuz olmaz. Bir sıkıntıya düştüğünde daha kötüsü olmadığı için şükretmek ve mutlu olabilmek zorluklar ve travmalarla baş etmeyi sağlayan birincil psikoterapi yöntemidir. Bu aynı zamanda, geçmişin acılarıyla yaşamayıp, yarınları düşünerek ileri adımlar atabilmek demektir. Yani var olan durumdan kurtuluşun anahtarıdır.



Yeni nesil çocuk ve gençlerimiz, maalesef çok benmerkezci ve haz odaklı yetişip, yaşadıkları için zorluklar karşısında çok daha kolay yıkılabiliyorlar. Hep daha iyisini istiyor, madden ve manen sorun yaşamaya asla tahammül edemiyorlar. Seyrettikleri reklamlar, izledikleri diziler, rol model aldıkları kişilerin yaşamları hep daha iyisini istemeyi ve bulundukları halden menün olmamayı öğretiyoro onlara. Sıcak bir havada bir bardak soğuk su içmenin, karnı aç uyumamanın, rahat bir yatakta yatabilmenin, başlarını okşayan bir seveni olduğunu bilmenin, hastalandığında doktora gidebilmenin, ne demek ve ne kadar değerli olduğunun çoğu kez farkında değiller. Bunda biz anne babaların günahı büyük aslında. Çocukluk ve gençliğimizde yaşadığımız zorlukları onlara yaşatmama adına her konuda şükredebilmeyi öğretemedik onlara. Talepleri karşılayalım derken daha zor durumları görüp ders almalarını engelledik.



Senai Demirci'nin “Şükretmek İçin 1001 Küçücük Neden ”adlı kitabımda bahsettiği gibi, taze biçilmiş çimen kokusunu duymaktan, güvercinlere yem atmaktan, ip atlamaktan, yetim başı okşamaktan, martı sesi duymaktan, kozalak toplamaktan, güzel rüyalar görmekten, horoz şekeri yemekten ve daha binlerce şeyden ve tabi iki aldığımız her nefesten dolayı mutlu olabilmek ve şükredebilmek ve dahası şükretmeyi öğreterek yaşamaktır aslolan.


#Şükür
#Yaşam
8 yıl önce
Şükretmeyi öğretmek
Suriyelilere yabancı düşmanlığı yapan siyaset
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!