|
Bir Menderes rüyası

Bir an ekranda Adnan Menderes'i gördü. Konuşamıyordu. Yıllar önce bedeninin sağ tarafına felç inmişti. Birden gözlerinden birkaç damla yaş süzüldü, sonra içini çeke çeke, dudağını büze büze ağladı durdu.



Konyalı Müfide Teyze, 79 yaşındaydı. Hayat, daha ilkokuldayken ona acı yüzünü gösterdi. İlkokul 5. sınıfta, okul bahçesinde dolanırken bir öğretmeni sinirlenmiş öğrencileri kovalıyordu. O da telaşla kaçmaya başladı; fakat bu kovalamacadan kaçarken ayakkabısı çıkmış yere düşmüştü. Öğretmen öyle öfkeliydi ki sert bir tekmeyle onu yere serdi. Sonrası daha da vahim... Küçük Müfide, acı çığlığı karşısında hastaneye kaldırıldı.



Dönemin koşulları oldukça kötüydü… Konya Kadınhan ilçesindeki yanlış tedavi sonucu çocuğun kırık kalça kemiği yanlış kaynamış ve Müfide o günden sonra iki ayağını da kullanamaz olmuştu. Daha sonra Ereğli devlet hastanesine yatırıldı. Bir buçuk senede birkaç kez ameliyat oldu; fakat kemiklerinde hiçbir iyileşme olmadı. Üstelik ne arayanı vardı, ne de soranı.



Hastaneden çıktıktan sonra genç kızı evde kalır korkusuyla, ellili yaşlarda bir adamla evlendirirler. Ancak kısa süre de boşanırlar. Bir süre sonra bu kez onu zeka engeli olan birisiyle evlendirirler. Fakat bu evlilik de kısa sürer. Üçüncü evliliği sevgi sonucu gerçekleşir ve Ayşe adında bir kızları olur. Ayşe 11 yaşına geldiğinde ise babası vefat eder.



Artık hayatın tüm yükü Müfide Teyzenin sırtına binmiştir. Bin bir zorlukla kızını okutmaya çalışır. Fakat kızı başörtüsü sebebiyle

darbesi mağduru olur. Güç bela kızı okulu bitirir. Ancak imtihan dünyası işte… Kızı okulu bitirir bitirmez sağ tarafına inme iner Müfide Teyze'nin… Artık ne yürüyebilir ne de konuşabilir.



Kızı merak edip sıkça annesine yaşadıklarını sorduğunda Allah'ın takdiri deyip geçermiş… Hatta o, hayatını anlatmayı ve acı günleri hatırlatmayı Allah'a şikayet olarak düşünüp olabildiğince anlatmazmış… Fakat Menderes dilinden düşmezmiş… Yuvası yıkılmış dul haliyle Arapça ezanı tekrar meşru kılan Menderes'i hep umut bilmiş Müfide Teyze.



Daha genç bir kadınken radyoda büyük bir kederle beklemiş rahmetlinin idamını. Ona muhabbeti o kadar derinmiş ki Menderes'in katlinin yıl dönümünde onun hakkında yazılan tüm yazıları toplarmış. Berrin Hanımla, Adnan Menderes'in yazıştığı mektupları okur, hıçkıra hıçkıra ağlarmış. Hatta bu yazıların yer aldığı o kadar çok dergi biriktirmiş ki evin her yanında okunacak bir şeyler mutlaka olurmuş. Ama tek partili dönemde evi aranır diye evinin bahçesine gömdüğü Kuran-ı Kerim'i çıkarttırıp okur, Menderes için de mutlaka dualar edermiş…



Menderes'in kederi Müfide Teyze bir rüya görene dek hiç dinmemiş. Rüyasında: Konya Alaaddin Tepesini ikiye ayırıp yarısına saten yorganlar, yarısına ipek halılar döşemişler.



Müfide Teyze sormuş: “Burası kimlerin?"



El-cevap: “Yarısı Fatıma annemizin, yarısı Menderes'in."



Sabah kalktığında Müfide Teyze o kadar ağlamış ki ağladıkça rahatladığını hissettirmiş. Zira içinde öylesine büyüttüğü bir sevginin, minnetle andığı bir liderin rahat olduğunu rüyasında görmesi onun için bir haber niteliğindeymiş. Nihayet teselli olduğunu anlamış.



O Menderes'in zarafetinden öyle etkilenmiş ki Menderes'in, Salim Başol'un onu azarlayışı ama onun hâlâ "Efendim" deyişini de hiç unutamazmış. Ve Başol'un acı sonunu buna ibretlik olarak anıp durmuş.



15 Temmuz gecesi dualarla yine sabahı beklemiş Müfide Teyze… hem içindeki Menderes ukdesini hatırlayarak hem de yeni bir Menderes hikayesi daha yaşamamayı Allah'a niyaz ederek… Fakat sonrasında ekranlarda bu olayın da etkisiyle her Adnan Menderes görüntüsüyle yeniden yüreği cız edip durmuş. En çok da 17 Eylül 2016'da

nde…

#Adnan Menderes
#17 Eylül
#28 Şubat
8 yıl önce
Bir Menderes rüyası
Kirpi stratejisi tilki stratejisinden üstündür
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit