|
Bir zamanlar Unkapanı Plakçılar Çarşısı

1950'li yıllar… Türk tekstil endüstrisinin en önemli yerlerinden biri olan Sultanhamam'ında manifaturacılar için yeni bir mekân ihtiyacı ortaya çıktı. Bu ihtiyacı gidermek için, İstanbul'un ilk alışveriş merkezi olarak kabul edilen İstanbul Manifaturacılar Çarşısı yani nam-ı diğer İMÇ'nin kurulmasına karar verildi. 1967 yılında dönemin Başbakanı Süleyman Demirel tarafından yapılan açılış oldukça görkemliydi. Fakat manifaturacılar İMÇ'ye taşınmak istemiyordu. Bu durumu fırsat bilen plak şirketleri birer birer bu yeni yapının 5'inci ve 6'ıncı bloklarına yerleşmeye başladı. O güne kadar da Sirkeci'deki Doğubank İşhanı'nın alt çarşısında bulunuyorlardı. Derken Türkiye müzik tarihine damgasını vuracak olan Unkapanı Plakçılar Çarşısı kurulmuş oldu.



Elbette Türkiye'deki müzik şirketlerinin serüveni yirminci yüzyılın ilk döneminde başlamıştı. Alman Odeon, İngiliz His Master's voice, Amerikan Columbia ve Fransız Pathel gibi plak şirketlerinin hâkim olduğu sektörün işletmecileri; çoğunlukla Musevi, Rum ve Ermeni gibi gayri-Müslimlerden oluşuyordu. Ancak bu müzik şirketlerinin hâkimiyeti, 1950'li yıların sonlarına doğru sarsılmaya başladı ve yerini yerli müzik şirketlerine bıraktı.



Müzik sektöründe yerlileşmenin birkaç temel sebebi vardı. Bunların en önemlisi: 78'lik taş plakların yerini, önce 33'lük sonra da 45'lik plaklara bırakmasıydı. Plak fabrikalarının sayısında da bir artış yaşanmış, teknolojik gelişmelerle müzik kalitesi artmıştı. Bu gelişmelerle birlikte müzik; sadece elitlerin ulaşabileceği bir konumdan çıkmış sıradan insanların da ulaşabileceği bir merkeze taşınmıştı. İşte bu koşullarda, ilk Sirkeci'deki Doğubank İş Hanı'nda ortaya çıkan plakçılık merkezi; Türkiye'de arabeskin doğuşuna vesile olmuştu.



1965 yılında, Philips'in kaset formatını ortaya çıkarmasıyla birlikte, Türkiye'de 45'lik ve 33'lük plakların tahtı sallanmaya başladı. Türkiye'de ilk kez 1960'lı yılların ortasında yer edinen kaset formatı, 1970'lerde yaygınlık kazandı ve bunda Almanya'dan gelen Türkiyeli göçmenlerin rolü büyüktü. Öyle ki ilk kurulan kaset firmalarının önemli bir kısmı Almanya'da bulunan girişimciler tarafından gerçekleştiriyor ve ilk albümler Almanya'da çıkarılıyordu. Daha sonra kasetten kasete hızlı kayıt yapan makinaların ithal edilmesi ve 1976'da yerli kaset üretimine geçilmesiyle yeni bir dönem başlamış oldu.



Plaksan, Raks, Kervan gibi kaset firmalarının pazarda tam hâkimiyet kurmasıyla birlikte müzik, herkesin ulaşabileceği bir sektöre dönüşmüş oldu. 45 devirli plak ve uzunçalarlardan farklı olarak, kaset teknolojisi göreceli olarak ucuz ve esnekti; yani talebe hızlı yanıt vermeyi mümkün kılıyordu.



Talep büyük olunca yasal mevzuattan oluşan boşlukla birlikte, “korsan” müzik piyasası da ortaya çıktı. Korsan bir yanda yeni bir sektör ve yeni bir iş kapısı yaratırken diğer yanda müzik şirketlerine ve sanatçılara ciddi zararlar veriyordu. En büyük zararı da yabancı müzik şirketleri görüyor ve doğal olarak Türk pazarından çekilmeye başlıyorlardı. Bu da yerli müzik sektörünün gelişmesine katkı sağlıyordu.



Sektördeki büyüme inanılmazdı. Hemen herkes bir şekilde müziğe yatırım yapıyordu. Sesi güzel olanlar elinde bağlamasıyla birlikte İstanbul sokaklarını aşındırıyor, star olma ümidiyle bu yolda şansını deniyordu. Evini, barkını, tarlasını satan müteşebbislerin yeni alanı Unkapanı Plakçılar çarşısında bir dükkan kapma amacına dönüşüyordu.



Çok hızlı bir para akışının olduğu Unkapanı Plakçılar Çarşısında, parayı kazananlar da doğal olarak müzik şirketleriydi. Sonra sırasıyla; sanatçılar, besteciler ve söz yazarları geliyordu. Hizmet edilen müzik türü de çoğunlukla arabeskti. Arabeskin etki alanı başta olmak üzere 1980'ler boyunca yıllık albüm satışı 3 milyonu buluyordu. Öyle ki herhangi bir arabesk albümü metrelerce uzunlukta kuyruklar oluşmasına sebep oluyordu.



1982'de, Sony ve Philips ortaklığıyla geliştirilen Compact Disk yani CD'nin oluşturulmasıyla kaset formatı birkaç yıl sonra popülerliğini yitirmeye başladı. 1990'lı yılların sonunda kasetin neredeyse unutulmasına neden olan mp3'ler ortaya çıktı. 2000'li yıllara gelindiğinde ise kaset; eski plaklar gibi bir nostaljiye dönüşmüş oldu.



2000'li yıllarda müzik; internetten ulaşılan bir platforma dönüştü. Artık aradaki aracılar yoktu. Yani ne kaset, ne CD ne de plak şirketleri… Böylece Türkiye'nin bir dönemine damgasını vuran ve bütün müzik şirketlerini tek bir çatı altında toplayan Unkapanı Plakçılar Çarşısı da eski önemini yitirerek nostalji hayatımıza girmiş oldu.










#Unkapanı Plakçılar Çarşısı
#plak
#tarih
8 yıl önce
Bir zamanlar Unkapanı Plakçılar Çarşısı
Nezahet, Zarafet ve Nezaket...
Kara dinlilerle milletin savaşı
Seçimi bırak sahaya odaklan
İsrail yalnızlaşırken Starbucks’ın açıklayamadığı gerçek
Sîdî Ukbe Ulucamii Müslüman Batı dünyasındaki dini yapılarının atasıdır