|
Uzun ve Karanlık Bir Gece: 15 Temmuz 2016

Ankara'da yorgun bir haftayı geride bırakmış, herkes gibi kendimizi sokaklara atmıştık. Birkaç arkadaşımla birlikte yine haftanın ve iş yerinin sıkıcılığı üzerine konuşuyoruz. Konuşmalar gittikçe hararetli bir hal alıyor. Birden arkadaşımın telefonu çalıyor ve o, telefonda konuştukça rahatsızlığını bize hissettiriyor. Söylenenleri anlamaya, arkadaşımın yüzündeki telaşı okumaya çalışıyoruz. O huzursuz telefon kapanıyor ve olayı idrak etmeye çalışıyoruz. Birden üzerimizden alçak uçuş yapan F16'lar geçiyor. Durum, net olmasa da çok büyük bir sıkıntının mevcut olduğunu anlıyoruz. Arkadaşımın dilinden “darbe galiba, çok büyük bir şey var.” cümleleri dökülüyor. Çaresiz bir şekilde, geçen uçaklara bakıyoruz. Elbette korkuyor, huzursuz bir şekilde durumun hiç de iyiye gitmediğini anlıyoruz. Bir şeyler yapmak gerekiyor. Hemen hepimiz telefonlara sarılıyor, ardından ilk aklımıza gelen yere, Meclise doğru yola çıkıyoruz.



Biz giderken meclisi bombalıyorlar. Yol birden kapanıyor, geçiş imkansız olunca rotayı diğer meydanlara çeviriyoruz. Bir müddet orada bekliyoruz; ama daha çok şey yapmak geçiyor içimizden. Bu arada, Gölbaşı'nda askeri darbeye karşı hazırlanan Özel Harekat Daire Başkanlığına bomba atıldığını öğreniyoruz. Meydanlar hızlı bir şekilde doluyor. Her yerde bombalar, ambulans sesleri, çığlık çığlığa koşuşturan insanlar… Önce ürküyor ve panikliyoruz ama sonra bir cesaret geliyor. Ömrümüzün en uzun gecesi olduğunun farkındayız.



Tüm Türkiye'de olduğu gibi Ankara'da halk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısı üzerine daha da cesaretlenerek meydanlara toplanmaya başlıyor. Evlerinden, işlerinden, bulundukları yerlerden dışarı koşan binlerce insan, akın akın Meclis'in önüne, Esenboğa havalimanına, Ak Parti Genel Merkezine… ve daha pek çok kritik noktanın bulunduğu yere doğru gidiyordu. Ankara'da bulunan Milletvekilleri ise Meclis'e doğru koşmaya başlıyor. Herkes darbecilerin gözünü kan bürüdüğünün farkında.



Gözlerimizin önünde alçak uçuş yapan F16'lar defalarca Meclisi bombaladı. Helikopterler zırh delici mermilerle birlikte Genel Kurmay Başkanlığı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi arasında toplanan insanları da tarıyordu. Bir taraftan da halkın içerisine yerleştirilen darbe yanlısı sivil polisler vardı. O polisler, kimseye fark ettirmeden sağında solunda gördüğü bütün insanlara ateş açıyordu. Düşman her yerdeydi. Ancak unutulan bir şey vardı ki Allah'ın rahmeti ve yüceliği her şeyden çok daha büyüktü.



Recep Tayyip Erdoğan'ın Ankara'ya geleceği haberleri yayılıyor. Biz de araç konvoyuyla birlikte havaalanına doğru yola çıkıyoruz. Yolda sala ve ezan sesleri duyuluyor. İnsanın içi ürperiyor, gözleri doluyor. Tekbirler eşliğinde herkes kendi partisinin işaretini yapıyor; ama hedef bir: Herkes milletini, devletini, devletinin şerefini kurtarmak için tek yürek oluyor. Bu amaç birliği, bu mücadele ortaklığı ve inancı adeta umutlarımızı yeşertiyor. Her yaştan ve her kesimden insanlar bir arada: yaşlılar, gençler, anne, baba, çocuklar… yani herkes orada…



Ankara'dan İstanbul'a, İzmir'den Bingöl'e Denizli'ye, Bayburt'tan Eskişehir, Diyarbakır, Rize'ye Hatay'a kadar küçük büyük fark etmeksizin Türkiye'nin her şehrinden direniş haberleri geliyor. İş makineleriyle havaalanlarının önünü kapatan da var, ekinleri yakarak darbe yanlısı uçakların kalkışını engellemeye çalışan yiğit köylüler de. Ülkemin her tarafından şerefli insanlar, bir savaşı, istiklal savaşını başlatarak darbe girişimine karşı koyuyor. Sadece direniş var, birlik var. Karşılarında ise kendi halkını bombalamaktan, taramaktan çekinmeyen cani bir kitle.



Gece ilerliyor, direniş devam ediyor. Biz kazanacağız, biliyoruz. Nitekim de öyle oluyor, direnişimiz kazanıyor ve rahat bir nefes alıyoruz.



Kolay değil. Şehirlerimiz bombalandı, tanklarla cesetlerimiz çiğnendi, kardeşlerimiz silahlarla tarandı. Elbette olanlar bizi yıldırmadı. Cesaretle direndik ve bu savaşı kazandık. Kazanırken de tek bir talan yahut yağma olayı yaşanmadı. İtidalli ve vicdanlı bir şekilde şerefimizi koruduk ve canımız, kanımız pahasına da olsa en uzun geceyi karanlıktan aydınlığa ulaştırmayı başardık.


#Darbe girişimi
#15 Temmuz
#Fetö
8 yıl önce
Uzun ve Karanlık Bir Gece: 15 Temmuz 2016
Seçimi bırak sahaya odaklan
İsrail yalnızlaşırken Starbucks’ın açıklayamadığı gerçek
Sîdî Ukbe Ulucamii Müslüman Batı dünyasındaki dini yapılarının atasıdır
Randevu sistemi, kamu iletişimi ve ötesi
Şiddeti, ‘kültür’ ile aşabiliriz