|
Bir dizi filmin anatomisi

Son iki yıldır ülkemizde çekilen dizi film sayısı çok arttı. Yirmi filmden ancak biri ikisi tutuyor, ötekiler çöpe gidiyor.



Biz bu yazıda şimdiye kadar çekilen dizilerde çok kullanılan unsurları sıralayacağız. Bir dizide mutlaka çocuk olmalıdır.

Bu çocuğun çokluk ana-babası ayrılmış olmalı ve çocuğu paylaşamamaktadır. Bu yüzden birbirine düşman olmuşlardır. Arada hırpalanan çocuk bilhassa kadın seyirciye gözyaşı döktürür. Çocuk birkaç kez hasta olmalı veya doğuştan hasta olmalı, ameliyat olmalı, kaybolmalı veya kaçırılmalıdır.



Çocuğun yanında onun gibi şefkat, merhamet uyandıran bir dede olmalı, dede ile torun üvey anne veya babadan zulüm görmelidir.

Dedenin mirası da çatışmaya sebep olan unsurlardandır. Dedenin bir sırrı vardır ve bunu söyleyemeden ölür. Sır ölümden sonra ortaya çıkar. Bu unsur dede olmasa da kullanılır.

Adı “meçhul şahıs”tır. Siyah gözlük kullanır ve aileyi takip eder. Bu adam meğerse öldü sanılan üçüncü kardeştir

ve mirastan pay almaya veya hesap sormaya gelmiştir.



Her dizide mutlaka bir “kötü kadın” olmalı

, bu kadın kocayı karısından, iki sevgiliyi birbirinden ayırmak için türlü dolaplar çevirmelidir.

Daha sofistike tip esas oğlana umutsuzca âşık psikopat bir tiptir.


Esas oğlanın yanında onu gözetip kollayan, diziye renk katan komik bir adam olmalı, dert babası sayılmalıdır.

Bu tip bazan platonik olarak esas oğlanın kız kardeşine âşık olabilir ama aşkını söyleyemez.



Dizide mümkün olacak şekilde defalarca trafik kazası, kurşun yarası bulunmalı bunların sonucu bol bol hastane sahnesi çekilmelidir. Zaman ve prodükasyonu da düşünmeli.


İntikam, kan davası, imkânsız aşk, sınıf farkı vb. gibi temalar göz önünde bulundurulmalıdır.



Dizi her yaşa hitap etsin diye mutlaka iki genç âşık olmalıdır.

Oğlan zengin kız fakir veya kız zengin oğlan fakir. Aileler bunların aşkına karşı çıkar, bunlar da kaçarlar. Kaçarken yakalanırlar veya yaralanırlar ama birbirlerinden vazgeçmezler.



Böylece diziye polis girer.

Polis çokluk babacan bir adamdır ve Türk polisini olumlu gösterir. Lakin bu komiser tipi Yeşilçam'da kalmıştır (Hulusi Kentmen, Nubar Terziyan).



Şimdiki dizilerde suç örgütleri ile işbirliği yapan, perde gerisinde kalan şaşırtıcı emniyet müdürleri bile görülüyor.



Televizyon seyircisinin çoğu kadın kabul edildiğinden dizilerde bol kadın karakter yer almalı

, bunların her birinin aynı hikâyesi olmalı, birçok sahne manken defilesi gibi düzenlenmeli, kılık kıyafet saç biçimi hatta ayakkabı resmi geçidi görülmelidir.



Bir örnek vereyim:



Her ne kadar tarihi bir dizi olsa da Muhteşem Yüzyıl bir “kadın filmi” idi.

Belki on kadına bir erkek düşüyordu. Onların kıyafetleri de dikkat çekici idi. Elbette diziyi sürükleyen Meryem Uzerli'nin performansıdır. Ama her zaman böyle bir imkân bulunamaz.

Bu sebeple Muhteşem Yüzyıl'ın gölgesinde kalacağı baştan belli olan “Kösem Sultan”ı çekmek bir yapımcı yanılgısı olmuştur.


Her dizide mutlaka bir

havuzlu villa

olmalıdır.



Bir yerde havuz varsa orada biri boğulmalıdır.



Her dizi Mardin veya Urfa'da çekilmeli. Bu mümkün olmaz ise orada başlayıp İstanbul'da devam etmelidir.

Vesaire, vesaire.



Yukarıda saydıklarımız dizilerin olmazsa olmazının bir bölümüdür.

Türk dizi sektörü bu saydıklarımızın dışında bir şeyler düşünüp bunu hayata geçirirse bir yenilik yapar. Dizi sektörü ve sinemamızın en büyük eksikliği fikirdir.

Klişelerden kurtulmanın zamanı gelmiştir.



Diziler maalesef kimin eli kimin cebindedir belli olmayan bir hayasızlığı barındırıyor.

Bu çerçevede birlikte yaşama ve gayr-ı meşru çocuk figürü öne çıkmaktadır. Bu hayat tarzını olağan kılmak topluma suikast kurmaktır. Diziler bu gibi ucuz ilişkilerden medet ummamalıdır.



#Bir dizi filmin anatomisi
#Muhteşem Yüzyıl
#kadın filmi
#Türk dizi sektörü
٪d سنوات قبل
Bir dizi filmin anatomisi
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!
Unutma sakın!