|
Liseler üzerine bir tasarı
Bu tasarı liselerin mevcut durumuna daha bir netlik kazandırmak üzere düşünüldü.


Şöyle ki: Fen Liseleri var ama Edebiyat Liseleri yok. Neden?


Bu ayrım teknik bir meselenin çok ötesindedir. Öğrenci Fen Lisesi'ni anlıyor. Doktor olursun mühendis olursun falan. Ama edebiyata gelince şunu soruyor: “

Hocam bu edebiyat hayatta ne işimize yarayacak?

” Bu soruya cevap vermek, öğrenciyi ikna etmek gerekir.



Ellili yılların başından itibaren ülkemiz maarifinde sosyal ilimler ikinci plana itilmiş, âdeta horlanmıştır. Biz altmışlı yılların başında lise okuyanlar, birden ikiye geçerken fen ve edebiyat diye iki kola ayrılırdık. Fen'i seçenler iyi öğrencilerdi. Edebiyat “palas” kabul edilir, zayıf öğrenciler o bölüme giderdi. Yine de fen bölümünde edebiyat dersleri vardı, edebiyat bölümünde de fen dersleri. Olmalı ama, bunun ölçüsü nasıl olmalı? Ya da hiç olmamalı mı?



Fen Liseleri fen ağırlıklı öğretim yapsın tamam. Buna karşılık edebiyat liseleri olmalı, burada edebiyat yanında ağırlıklı olarak sosyoloji, psikoloji, felsefe, mantık ve mutlaka “

düşünce tarihi

” okutulmalıdır.



Liselerde eğitim öğrencinin hedefi doğrultusunda verilmeli ki, hem verim alınsın hem hevesle tahsil yapılsın. Meselâ

İmam-Hatip Lisesi

'ne giden öğrencinin hedefi iyi bir ilahiyat tahsili olmalıdır. Meslek dersleri ağırlıklı olarak okumalı donanımlı bir hoca olmalıdır. Gözünü doktorluğa, mühendisliğe dikmemelidir.



Ama efendim siz İmam-Hatip'linin önünü kesmek mi istiyorsunuz? Hayır. Yüksek tahsil bir ihtisas işidir.


Öğrenci eğer fen tahsil etmek istiyorsa ona göre kendini yetiştirmeli ve fen lisesine girmelidir.

Hem ondan hem bundan olmaz. Tüm öğrencilere dinî bilgiler ilk ve orta okulda yeter derecede verilmelidir.


Bir başka lise

Sanat Lisesi

'dir. Bu zaten var. Burada ilk sınıftan sonra, resim-müzik, sinema-televizyon-iletişim ve sanat tarihi-mimarlık okutulmalı, sanat felsefesi verilmeli, tatbikat ağırlıklı olmalı, mezun olanlardan resimciler akademiye, müzikçiler konservatuvara, sanat tarihi-mimarlık okuyanlar sanat tarihi ve mimarlık bölümlerine, sinema-televizyon-iletişim okuyanlar iletişim fakültesine gitmelidir.



Bir başka lise de

Spor Liseleri

olmalıdır. Bu liseler de ilk sınıfta umumi derslere yer verildikten sonra öğrencinin kabiliyeti ve eğilimine göre yönlendirilmeli, mezun olanlar Spor Akademileri'ne girmelidir.



Spor Akademisi dışında bu lise mezunları için özel sektör harekete geçmeli, rekortmen sporcuların yetişmesi için imkân hazırlamalıdır.

Her yıl vergi sıralamasında ilk bine giren müesseseler birer kulüp kursa bin kulüp eder. Şampiyon kolay çıkmıyor, herkes elini taşın altına koymalı. Bu çocuklara hem iş verilmeli hem spor imkânı.



Bu beş lisenin beşinde de kendi bünyesinde “Dil Okulu” olmalı, öğrenci lise okurken dil okulunda yabancı dil öğrenmelidir.


Hemen her alanda tasarı ve planların başarısı uygulamaya bağlıdır. Mevcut sistem bu tasarıya yakın ama net değil. Lise tahsili netleşirse üniversite de netleşir.



Maarife kalite getirmek zaman ve çaba ister. Ama istikrar her şeyin başı. Bu sahada en kötü tablo yapboz anlayışı.


Her üç senede, beş senede sistem değiştirmeyelim. Nerede “kredili sistem”?

#Fen Liseleri
#Spor Akademisi
#Sanat Lisesi
8 yıl önce
Liseler üzerine bir tasarı
Yurdunu Kaybeden Adam
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!