|
Yasımızı tutacağız
Memleketin her köşesine hemen her gün şehit cenazeleri gelirken, ülkemizin bir bölgesinde kan gövdeyi götürürken, İslâm âlemi birbirine düşmüş; genç ihtiyar çoluk çocuk açlıktan ve ölümden kaçayım derken Akdeniz'in Ege'nin sularına gömülürken, sahillerimize çocuk cesetleri vurup cenazeler kimsesizler mezarlığına defnedilirken zil takıp oynayacak halimiz yok.


Yasımızı tutmalıyız.


Bu bizi metin kılar.


Izdırap insanı olgunlaştırır.

Dişimizi sıkıp acıya katlanmayı öğrenmeliyiz. Bu bizi güçlü kılar. Zoru gördüğümüzde tabanları yağlayıp kaçmaktan kurtarır.



Hele hele hiçbir şeyi umursamayan “Gırgır nesli” bu süreçten ders çıkarırsa, vicdan, vatan, merhamet, şefkat gibi konularda bayağı duyarlı olur. Aksi halde “Bana ne” deyip kaytarır. Bilmez ki, “Bana ne” demenin faydası yoktur, felaket zaman sonra senin de yakana yapışır.



Ayrıca yaşanan facia düşünmeyi de beraberinde getirir. İnsan bütün bu felaketler nasıl oldu da başımıza geldi diye düşünmeye, araştırmaya başlar.


Araştırma sonucu tartışma ve kavgacı tutumunu terkedip, barışçı serinkanlı olur. Ülkesinin ve halkının başına örülen çorapları daha iyi farkeder.



Geçmişte hata yapmışsa bir daha aynı tuzağa düşmez.



Haritaya baktığımız zaman Çin'in Uygur bölgesinden Fas'a kadar, Afrika'nın ortalarına kadar nerede Müslüman varsa onların kanı akıyor.



Üstelik birbirlerini kesiyorlar. Taşeron örgütler birer cinayet şebekesi gibi çalışıyor. Artık bunları biliyoruz.



Bilmemiz lazım gelen bir mühim husus da şudur: Batı'nın vicdanı yoktur, menfaati vardır. Tüm hümanist söylemlerine, tüm felsefe-bilim ve sanatına rağmen Batı insan sevgisinden uzaktır. Hele ki Müslüman âlemini insan bile saymaz.


Oysa biz.


Bizim bir selim kalp taşıdığımıza, merhamet sahibi olduğumuza şu Suriye hadisesinde takındığımız tavır şahittir.

Peki öteki Müslümanlar ne yapıyor? İçimizdeki bazı örgütler gibi Batı'nın tuzaklarına, yalanlarına yakalanmış çırpınıyor. Çırpındıkça etrafı kan gölüne çeviriyor.



Peki ne yapmak lazım?



Sonra söyleyeceğimi önce söyleyeyim. Fakirlerin birbirleriyle dayanışması lazım. Bu dayanışma “Din Kardeşliği” temelinde olmalıdır. Aksi takdirde zaten “İslâm”dan bahsetmek zordur.

Değil mi ki “Müslümanlar birbirinin kardeşidir”, kardeşin kardeşe sırf menfaat yüzünden düşman olması hangi Müslümanlığa sığar?



Sayın Kutlu söylediğin doğru ama zor. Başkaları bir yana daha dün Mısır'da olanları gördün. Doğru ama yenile yenile yenmeyi öğreneceğiz. Başka yolu yok. Kafamızı kuma gömmenin bir mânası yok. Ekmeğimizi bölüşmeyi öğrenirsek kimse çürük tekneler, patlak botlarla Batı'ya gitmek için denize açılmaz.



Bu sebeple “yasımızı tutmalıyız” diyorum.



Ara sıra da olsa “Kimsesizler Mezarlığı”na gidip, fukara kardeşlerimiz için dua etmeliyiz.


#yas
#gündem
#araştırma
8 yıl önce
Yasımızı tutacağız
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî